Dünya Irak’ta pazar günü düzenlencek genel seçimleri umut, endişe ve kuşkuyla karışık bir ilgiyle izliyor. Birçokları, seçimlerin ve sonuçlarının modern Irak tarihinde önemli bir dönüm noktası oluşturacağını ve Irak’ın geleceğini belirleyeceğini düşünüyor. Bu seçimler sadece yeni parlamentonun görev süresini değil, aynı zamanda mezhepçi ve etnik bir savaşın patlak vermesi ihtimali nedeniyle, Iraklıların geleceğini de belirleyecek.

Iraklılar bu seçimlerin önceki iki seçim kampanyasından daha başarılı olmasını umuyor; zira önceki seçimlerin ardından mezhep temelli bir paylaşım formülü ve şaibeli bir anayasa çıkmış, kapalı seçim listeleri yöntemiyse çeşitli sebeplerden ötürü parlamentoya girmeyi hak etmeyen kişilerin yükselmesine yok açmıştı. Ayrıca önceki seçimler, açık bir ‘mezhepçi seferberlik’ ortamında düzenlenmiş, özellikle de yurtdışındaki elçiliklerde yapılan oylamalara hile karıştırılmıştı.

Seçim listeleri tümüyle açık değil
Geçtiğimiz haftalarda dini, milliyetçi, laik, mezhepçi ve fırsatçı partiler ve kütleler arasında hummalı siyasi çekişmeler yaşandı. Bu partilerin ve kütlelerin hepsi de başka ülkeler adına birbirleriyle savaşmak için kılıçlarını ve bıçaklarını bilemiş. Bu durum, bazı Sünni adayları Baas üyeleri oldukları gerekçesiyle son anda seçimden uzaklaştıran Sorgulama ve Adalet Kurumu’nun taktiğinde açıkça görüldü. Bu tavır ABD yönetimini de sıkıntıya soktu; Washington’ı Irak siyasetini çöküşten koruyamayacak kadar güçsüz gösterdi ve böylece İran’ı da Irak’ta ABD’yle mücadelede esaslı aktör haline getirdi.

Parlamentonun yeni seçim yasasını sert ve sıkıntılı tartışmalardan sonra benimsediği biliniyor. Bu yasa bazı fıkralarında 2005 tarihli seçim yasasının yanlışlarını ve olumsuzluklarını ortadan kaldırıyor. 2005 yasası, kimleri içerdiği bilinmeyen, mezhep veya etnisite temelinde hazırlanmış kapalı listelere dayanıyordu. Bu hatalar Irak’a ağır bedeller ödetti ve vahim sonuçlara yol açtı.

Fakat acı gerçek şu ki, kapalı listeler devri bugün Iraklı siyasetçilerin iddia ettiği gibi tamamen kapanmış değil. Bugünkü listeler ne tam olarak açık, ne de tam olarak kapalı. Bu kez seçmen, şahsi kanaatine göre seçeceği listedeki adaya oy verecek. Bu tür bir oylamanın açık listeyle yapıldığını söyleyebilirsiniz, fakat durum farklı. Zira seçmen oy verdiği aday 20 bin oyu geçemezse, aldığı bütün oylar kendi listesine gidecek ve listesi de dilediği ismi seçecek. Böylelikle hiçbir yeterliliği ve halk desteği bulunmayan kişiler de seçilebilecek.

Bu noktada, oy kullanma hakkı olan 19 milyon Iraklı seçmenin yaşadığı hayal kırıklığını da hatırlatmak gerek. Iraklılar hükümetin ve önceki parlamentonun açık ara başarısızlığı  nedeniyle artık temkinli davranıyor. Bu durum oy vermek istememelerine yol açabilir. Irak halkı, iktidar sınıfının yolsuzluklarının, korkunç mali imkânlara sahip bir ülkede güvenlik, elektrik, eğitim, sağlık ve yerleşim gibi temel hizmetleri sağlayamamasının karşısında umutsuz. Halk bu kaynakların iktidardakiler tarafından yağmalandığını düşünürken, bütün kamu hizmetleri çökmüş durumda. İşsizlik oranı yüzde 40’lara vardı.

Hiç kuşkusuz İran da bölgedeki siyasi ve askeri haritayı dikkatle okuyor, adımlarını bu harita göre yapılandırıyor. Zira İran kendisiyle işbirliği yapmayacak bir Irak hükümetinin kurulmasının ne anlama geldiğini biliyor. İran’ın Irak siyasetini ve ülkedeki güvenlik şartlarını kendi lehinde ve Amerikan rolünü engellemek için işleve koyduğu açık.

Araplar hata yapıyor
Irak’taki bazı adaylar da İran kartını seçmeni etkilemek için kullanıyor. Başbakan Nuri Maliki bazı eski ordu mensuplarının göreve iade edildiği iddiasıyla karşımıza çıktı. Bu bir seçim propagandasıydı; Iraklılar, ordunun işgalden sonraki Amerikan valisi Paul Bremer tarafından feshedilmesi kararından intikam almak isteyenlerin oyları kazanmak amacıyla seçim zamanına denk gelmesinden ötürü bu iddiayı garipsedi.
Zira gerçekler bu iddiayı yalanlıyor.

Ne yazık ki Araplar Irak’ta hâlâ boy göstermiyor. Sadece Arap Birliği Genel Sekreteri Emir Musa 60 seçim gözlemcisi göndereceğini açıkladı ki, bu görevlilerin yarısı Irak dışındaki seçim merkezlerinde bulunacak. Irak’ın istikrar bulması sadece kendisine yarar getirmekle kalmaz, aynı zamanda bütün Arapları da
bu zor şartlarda daha güçlü kılar.
(Katar gazetesi Raye, 3 Mart 2010)

Kaynak: Radikal