Irak özerk Kürdistan bölgesinde cumartesi günü yerel seçimler yapılacak. ABD'nin Irak'ı işgali sırasında bir tür üs olarak benimsediği ve kendisi için Irak'taki en güvenli yer olarak gördüğü Özerk Kürdistan bölgesi, şimdi ABD'nin ülkeyi terk etmeye başladığı bir dönemde yeniden siyasal tercihlerini belirleyecek.

ABD askerlerinin ülkeden çekilme sürecine girmeleriyle birlikte Şii ve Sünni gruplar arasındaki anlaşmazlıkların sıkça yaşanan terör olaylarına dönüştüğü gözleniyor. Hemen her gün patlamalar oluyor, insanlar ölüyor. İktidarın yeniden paylaşımı, uluslararası alana sonunda açılacak olan petrolün gelir bölüşümü ve küresel dengelerde tutulacak saflar genel anlaşmazlık konuları olarak öne çıkıyor. Bunlara ek olarak İran'ın, İran-İsrail ilişkilerinin, Afganistan ve Pakistan'da sıkışma ihtimali olan El-Kaide ya da Taliban güçlerinin bu ülkede konuşlanma ihtimallerinin, hatta Kafkasya'da Gürcistan'ın akıbetinin bile bu iç çatışmalardaki rolü önemli.

Obama ABD'si ülkesinin ağırlığını Afganistan'a kaydırırken ve ülkeler üzerinden değil küresel değerler üzerinden bir mücadeleye yönelirken Irak'ın da bu genel değişime uygun bir yeniden yapılanmayı başarıp başaramama türünden bir sınavı bulunuyor. Sınavın ilk örneği de, muhtemelen, Kürdistan özerk bölgesinde yaşanacak.

Kürdistan özerk bölgesindeki siyasal dengeleri yıllardır Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesut Barzani ile Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Celal Talabani arasında kurulmuştu. Zaman zaman işbirliği içine giren bu iki lider arasında aslında Erbil-Süleymaniye çekişmesi denebilecek türden bir rekabet söz konusuydu. Bu rekabet, Talabani'nin cumhurbaşkanı olması sonrasında Irak'ın bütününü kapsayan genel mücadelenin parçasına dönüştü. Özellikle petrol gelirlerinin paylaşımı, Kerkük'ün statüsü, Türkiye ve İran ile ilişkiler gibi bir dizi sorun, bir yandan taraflar arasındaki doğrudan görüşmelerin konusunu oluşturmaya devam ederken öte yandan Bağdat'taki tartışmaların kapsamına da dahil oldu.

Bu ortam, esasen Irak'ın birkaç kez radikal yapı değişikliğine, siyasal dönüşüme uğramış olmasına rağmen Kürdistan özerk bölgesinin siyasal profilinde fazla bir değişim olmadığını düşündürüyor. Liderlerin siyasi tavırlarında ve yaklaşımlarında değişim olmuş olsa bile, temel çizgilerinde ve birbirlerine karşı yaklaşımlarında değişim gösteremeyecek kadar köklü bir geçmişleri bulunuyor. Bu durum Kürdistan özerk bölgesinde, adı geçen iki hareket dışında başka siyasal hareketlerin doğmasına izin veren bir ortam yaratmış olmalı ki, bu seferki seçimlerde iki liderin karşısına bir başka rakip çıkmış durumda.

Nuşirvan Mustafa liderliğindeki Değişim Hareketi, her iki liderin de kötü yönetim uyguladığından hareketle bir seçim kampanyası yürütüyor, yolsuzluklardan, adam kayırmalardan ve adil olmayan iktidar kullanımından söz ediyor. Süleymaniye'de güçlü olduğu düşünülen bu hareketin şimdiden diğer liderleri de seçim kampanyası yapmaya zorladığı söylenebilir. Dolayısıyla en azından seçimlerin 'çalışmadan' da kazanılacağı anlayışı yıkılmaya başlamış.

Değişim Hareketi parlamentoda ne gibi bir sonuç elde eder, öngörüde bulunmak zor. Bununla birlikte değişen dünyaya ayak uydurmaya niyetli bir Irak varsa ve dünyaya daha fazla açılmaya hevesli bir Kürdistan bölge halkı varsa, biraz abartılı olabilir ama kendi 'Obama'larını ortaya çıkarmaları gerekebilir. Anlaşılan o ki, Irak'taki bazı kesimler küresel değişimi fark etmiş durumdalar ve en azından kendi bölgelerinde yeni girişimleri denemeyi tercih ediyorlar.

Kaynak: Star