Mezhep kavgasına tutuşmuş Iraklıların anlaştığı ender konulardan biri, petrolün nasıl kullanılacağı. Irak halkı, ABD ve Britanya öncülüğünde hazırlanan ve çokuluslu şirketlere yarayan petrol yasasına karşı çıkmakta kararlı

Bugün Irak'ta mezhep bölünmesini sadece iki şey önleyebilir gibi görünüyor. Birincisi, geçen hafta Irak milli takımının Suudi Arabistan'ı yenip Asya Kupası'nı kazanmasının ardından Sünniler, Şiiler ve Kürtlerin yaptığı kutlamalarda da görüldüğü üzere, futbol. Diğeriyse petrol; daha açık konuşmak gerekirse, Irak'ın devasa petrol rezervlerinin, işgalin ve iç savaşın enkazı üzerinde bir çeşit müstakbel refah inşa etmek yönünde en iyi şekilde nasıl kullanılacağı.

Geçenlerde yayımlanan eşine az rastlanır bir anket, Irak toplumunun her kesiminden insana şu soruyu sordu: Ülkenin petrol sektörü geliştirilmek için Shell, BP ve Exxon gibi çokuluslu şirketlere açılmalı mı, yoksa Irak kamu sektörü şirketlerinin kontrolü altında mı kalmalı? Cevap veren 10 kişiden sekizi, Irak petrolünün akılcı kullanımının kendileri ve çocukları için gelecekte hâlâ refah sağlayabileceğine inanıyor. Ancak daha da manidar bir şekilde, üç katılımcıdan ikisi, ülke petrolünün yabancı şirketlere açılmasını değil, Irak kontrolünde kalmasını istediğini söylüyor. Bu görüş bütün etnik ve dini gruplar tarafından paylaşılıyor.

Anket, halihazırda Irak'taki meclis sürecinde ağır aksak ilerleyen yeni petrol yasasına ne oranda destek verildiğini saptamak amacıyla bir sivil toplum kuruluşu adına düzenlendi. Irak hükümeti yasayı geçirmesi için ABD ve Britanya'nın yoğun baskısı altında; yasanın kabulü, ABD Başkanı George W. Bush tarafından bu yıl başında belirlenen siyasi 'kriterlerden' biri. Yasanın merkezinde de, çokuluslu yabancı şirketlere Irak'ın devasa keşfedilmemiş petrol yataklarının geliştirilmesi konusunda 30 yıllığına başrol verilmesi önerisi var.

Britanya Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan toplantılardan şunu da biliyoruz: Britanyalı yetkililer yasanın taslaklarının hazırlanması konusunda en başından beri petrol endüstrisiyle birlikte çalışıyor; taslak Iraklı vekillere sonradan gösterildi. Irak milletvekilleri, bakanlar konseyi yasayı bu yılın şubat ayında onayladığında, metni ilk ve son kez görebildi ve ülkenin geleceği açısından hayati önemde olmasına rağmen yasaya dair hâlâ açık bir tartışma yapılmış değil. Az önce sözünü ettiğimiz ankete yanıt veren Iraklıların dörtte üçü, yasa konusunda hiçbir şey bilmemekten yakınıyor.

Daha da kötüsü Irak hükümeti, var olan azıcık tartışmayı da kesip atmak yönünde ilerliyor gibi görünüyor. Saddam Hüseyin dönemini hatırlatan bir kararla Irak petrol bakanı, sendikaların yeni petrol yasasına dair tartışmalara katılmasını yasaklayan bir yönetmelik çıkardı. Ülke dahilinde yasaya yönelik tek gerçek muhalefetin Irak Petrol Sendikaları Federasyonu gibi kurumlardan geldiği göz önüne alındığında, bu son bastırma adımı mevcut Irak demokrasisine ve müstakbel ülke refahına karşı katmerli bir saldırı niteliğinde.

Petrol mücadelesi işgalin nedenini ortaya koyuyor
Irak petrolü üzerinde yürüyen mücadele, ABD öncülüğündeki 2003 harekâtının ve dört yıldır süren işgalin ardındaki niyetleri de tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Ancak liderlerimiz Irak'ta demokrasi diye ifade ettikleri hedeflerini sürdürmek istiyorlarsa, Irak halkının petrol zenginliğine yabancıların el koymasına karşı muhalefetine saygı göstermek zorundalar. Irak Petrol Sendikaları Federasyonu'nun Başkanı Hasan Cuma geçen ay Londra'yı ziyaret etti ve sendikaların Irak'ın petrol zenginliğinin çalınmasına karşı yürüttüğü kampanyayı sürdürme konusunda kararlı olduklarını söyledi. Bize de Irak halkının itiraz hakkını desteklemek kalıyor.

Kaynak: Radikal