Hayal kurmak bazen, gerçeklerle başa çıkma açısından faydalı görünebilir. Öyleyse şu an İhvan'sız bir Mısır'ı ve İhvan'sız bir siyaseti hayal edelim. Ancak o zaman manzara sadece İhvan açısından değil, onu topluca eleştirenler için de alt üst edici olabilir.
Burada amaç İhvan'ın siyasi faaliyetlerini savunmak değil. Nihayetinde sokaklarda kan akmaya devam ediyor, ekonomik kriz had safhada ve siyasal sistemin meşruiyeti erozyona uğramış durumda. Bunun dışında mevcut bir takım eksiklikler ve ihmallerin de gün yüzüne çıkarılması gerekiyor. Yasama, yürütme ve yargının sahiplerini eleştirmek tabii ki önemli bir görev, ancak bu eleştirilerin siyasi sistemde bir dayanakları olmazsa faydasından çok zararı ortaya çıkar ki bir süre sonra bu eleştirilerin kendisi çok farklı bir siyasi düzlem oluşturur.
Görünen o ki, muhalefetin büyük çoğunluğu siyasi projelerinin alanını daraltarak kendilerini sadece İhvan'ı eleştirmeye adıyorlar veya daha iyi bir deyişle İhvan'ın siyasetini eleştirmekten –daha çok da kötü yönde- başka bir işle meşgul olmuyorlar. Bu durumu kendi arasında derecelendirmek bile mümkün. Kimisi şahsi eleştirilere boğulup, İhvan'ın liderlerini merkeze alıp, onların hatalarını bulup ispat etmeye çalışarak niyetlerinin kötülüğünü anlatıyor, sözlerine ve davranışlarına muhalefet ediyor. Ancak herhangi bir politik tartışma düzleminde ele almadığı için İhvan'a karşı eleştirisi havada kalıyor. Çünkü kendi projelerinin daha etkin olduğu inancını yansıtma yeteneği olmadığı gibi, İhvan'a yönelik eleştirileri de farklı bir siyasi bir vizyonu yansıtmıyor.
Bazıları ise farklı bir taslakla ön plana çıkmaya çalışıyorlar. Ancak bu farklılık önemli siyasi gündemlerle hiçbir bağlılık arz etmiyor. Kimi partiler din algısı noktasında kendilerini daha "orta yollu" ve İhvan'dan daha ılımlı olarak tanıtırken, kimisi de daha muhafazakâr ve dine daha çok adanmış olarak gösteriyorlar. Fakat bu partilerin hiç biri, bağlı oldukları bu farklılıkları dini kimliğin siyasete tezahürü noktasında ortaya koyamıyorlar. Hatta bu kimliklerini sadece siyaseten değil, sosyo-ekonomik açıdan ve özgürlük çerçevesinden bile yansıtamıyorlar.
Yani, partilerin çoğu bugün projelerini sadece İhvan'ı eleştirme yönünde belirliyorlar ve siyasi pozisyonlarını da bu projelerin üzerine inşa ediyorlar. Öyle ki, bazıları tutarlı olsa bile sırf muhalefet etmek için İhvan'ın açık pozisyonlarını yakalamayı bekliyor gibiler. Örneğin cemaatin sosyal adaleti gerçekleştirmek için neo-liberalist ekonomi programlarına karşı çıkan ve itiraz eden bazı sağcı partiler buna örnek gösterilebilir. Sorun ise, İhvan'ın ekonomi planının bu partilerin projeleriyle uyumlu olması veya kendilerinin bu gerçekleşmeyi sağlayabilecek herhangi başka bir alternatif fikirlerinin olmaması!
Partilerin İhvan ile bu kadar uğraşmaları siyasi ittifak oluşturmak veya kapsamlı bir seçim ortamı hazırlamak için gerekli sorumluluğu edinmelerini de engelliyor. Çelişkiler devrimin konumunda, ekonomide, toplumun devletle olan ilişkilerinde ve dış politikada birleşiyor. Çünkü bazıları İhvan'ın durumuyla ilgili konuda uyum içindeler. Bazı partiler ise söz konusu sorunlarla alakalı konularda bu partilerle anlaşmayı reddediyorlar çünkü onların İhvan'ın durumuyla ilgili yaklaşımları şüpheli veya tereddüt uyandırıyor.
Mısırı İhvan'sız hayal etmek, birçok güç için siyasi bir noksanlığın oluşması demektir. Bu bağlamda hazırladıkları projeler de son bulacak. Çünkü İhvan sahneden çekilirse, onları merkezlerine alanlar, varlıklarıyla beslenenler de çekilmek zorunda kalacaklar. Yani, İhvan yoksa onlar da yok olacaklar ve hiçbir geçerlilikleri kalm
Bu gerçeği bazı temel yapıların içinde bir yandan sorunların sürekli patlak vermesiyle bir yandan da parlamento seçimlerinin yaklaşması nedeniyle yaşanan çatışmalar bağlamında kavramak çok önemli. Siyasi taraflar, temel dayanaklarını İhvan'ın olmadığı bir siyasi ortam anlayışında oluşturarak halkın isteklerine cevap verecek ciddi projeler şekillendirmeye çalışsalar da, çatışmalar eksik olmuyor ve halk ile siyasetçiler arasındaki boşluk giderek genişliyor.
Dikkat edilmesi gereken bazı ayrımlar var. Örneğin, bazı hukuki yapıların, sosyal tabanlı hareketlerin ve iktidara muhalefet etmekle yetinen bazı direnişçilerin görevleriyle siyasi partilerin görevleri arasındaki fark belirginleşmek zorunda. Siyasi partilerin üzerine düşen iktidarın sunduklarına alternatif olabilecek projeler sunmak olmalıdır. Aksi takdirde bu partiler yeteneksizlikleriyle iktidara muhalefet olarak kalmayı beceremeyecek, kötü performanslarıyla kalkınmayı teşvik edecek hiç bir planın içinde olmayacak.
Dikkat edilmesi gereken başka bir durum daha var. O da Tahrir'in ilk kaynadığı dönemle şimdiki dönem arasındaki fark. Meydana, geleceğe dair bir vizyonu olmayan ve sadece Mübarek'in gitmesini isteyen büyük siyasi gruplar indi. Halk bu protesto gruplarının etrafında çevrelendi ve en azından sancıları biraz olsun azaldı. İhvan meşruiyetini seçimleri kazanarak sürdürmeyi başardı. Partinin lideri Tahrir'in büyük kesiminin desteğini aldı. Dolayısıyla Mısır muhalefetinin bugün ihtiyacı olan şey, İhvan'ın sunduğu projeleri sadece eleştirmek değil, ona alternatif fikirler üretmek olmalı, aksi takdirde sadece muhalefet etmekle hiçbir şey değişmeyecek!
İhvan'ı eleştirmeyelim veya eleştirinin dozunu düşürelim demiyorum. Ama burada fildişi kulelerinde oturanları da eleştirmek, mali ve idari usulsüzlükleri ifşa etmek gerek. Ama tüm bunlar sadece ciddi siyasi projelerin bina edilmesiyle gerçekleşebilir. Ayrıca bu projelerin toplumun sorduğu sorulara cevap vermesi ve eleştirilere açık olması gerekir. Yani projenin İhvan ürünü olması onu eleştirmek için yeterli değil. Proje eğer siyasi tatminsizlik oluşturuyorsa, insanların ulusal güvenlik, ekonomi, devlet kurumlarının yeni bir sisteme sokulması, devletin vatandaşla ve uluslararası toplumla olan ilişkisi hakkında sorduğu sorulara tatmin edici cevaplar veremiyorsa o zaman tartışmaya açılabilir. Aksi takdirde sadece İhvan siyasetinin başarısız olacağına iman etmek hiç kimseyi bir yere götürmeyecektir!
Kaynak: Shorouk News
Dünya Bülteni için çeviren: Tuba Yıldız