Afrika son yıllarda geleneksel büyük güçlerin yanı sıra ortaya çıkmakta olan yeni büyük güçlerin de ilgi alanı haline gelmiş bulunuyor.
Şüphesiz Çin bunun en tipik örneği olarak zikredilebilir. Bu çerçevede Çin, 2006 Kasım ayında tarihinin ilk Çin-Afrika zirvesini gerçekleştirerek Afrika'ya dönük çok önemli bir hamle yapmıştı. Bu zirveye 53 Afrika ülkesinin 48'inin lideri bizzat katılmış, zirveyle Çin-Afrika ilişkilerinde önemli bir sayfa açılmıştı.
Çin'in bütün hamlelerini yakından izleyen Hindistan, bugünlerde Çin'in Afrika hamlesine iki yıl gecikmeli olarak başkent Yeni Delhi'de düzenlediği kendi zirvesiyle cevap veriyor.
Salı günü başlayan ve Hindistan-Afrika Forumu denen bu zirveye 14 Afrika ülkesinin liderleri katılıyor. Bunların arasında Güney Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkanı Thabo Mbeki, Uganda Devlet Başkanı Yoweri Kaguta Museveni, Tanzanya Devlet Başkanı Jakaya Mrisho Kikwee, Cezayir Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika, Kongo Demokratik Cumhuriyeti Devlet Başkanı Joseph Kabila ve Etiyopya Başbakanı Meles Zenawi gibi önemli liderler var.
Bu yazıyı yazdığımız gün sona erecek olan zirve, Hindistan'ın Afrika'ya dönük stratejisinin önemli bir adımı olacak elbette.
Bu strateji şüphesiz birkaç unsurdan meydana geliyor. Bunlardan birincisi Afrika'nın önemi gittikçe artan enerji ve kıymetli maden kaynaklarıyla ilgili. Hindistan uzun vadede aynen Çin gibi petrol ihtiyacının önemli bir bölümünü Afrika'dan karşılamak istiyor ve bunun için kıtada çeşitli enerji yatırımları yapıyor. Sudan buna bir örnek sayılır. Hindistan'ın enerji amiral gemisi ONGC Videşh Sudan'da petrol çıkarırken Nijerya, Fildişi Sahili, Gabon'un da dahil olduğu 8 Afrika ülkesine son yıllarda 2 milyar dolarlık enerji yatırımı yapmış bulunuyor.
İkinci unsur da genel anlamda Afrika konusunda Çin'in gerisinde kalmamak, Çin'in Afrika hamlelerine elden geldiği kadar cevap vermek, mümkün olduğu kadar Çin'i dengelemek olarak ifade edilebilir.
Üçüncü unsur, Hint Okyanusu'nun güvenliği ile ilgili. Hindistan'ın ihracat ve ithalatının önemli bir bölümünün yapıldığı Hint Okyanusu'nun Afrika'nın kıyılarındaki ülkelerin tavrı, güvenliğe yaklaşımları Hindistan'ı yakından ilgilendiriyor. Nitekim, bu yüzden Hindistan son yıllarda Mozambik, Madagaskar ve Seyşel Adaları ile önemli askerî anlaşmalar yapmış bulunuyor. Madagaskar'da açılan Hindistan gözlem istasyonunun Hindistan'ın bu konuya ne kadar önem verdiğini açıkça gösteriyor.
Dördüncü unsur ise Hint mallarına, teknolojisine yeni pazarlar açmak olarak kısaca ifade edilebilir. Hindistan aynen Çin gibi Afrika'yı da bu bapta yeni ve potansiyeli büyük bir pazar olarak görüyor. Yeri gelmişken söyleyelim, Çin'in Afrika ile ticaret hacmi bugün 55 milyar dolar civarında ve bu gittikçe artıyor. Hindistan'ın ise 30 milyar dolar civarında ve bunun da Hindistan'ın son hamlesiyle artması hedefleniyor.
Esasen Hindistan-Afrika ilişkileri çok uzun bir maziye sahip sayılır. Hintli tüccarların uzun yıllar boyunca Afrika ile ticaret yaptığı, bu sayede kıtada belli bir yer edindikleri biliniyor. Bunun da ötesinde Hintli lider Mahatma Gandi'nin bütün Afrika tarafından sevilip sayıldığı da malum. Hatırlanacağı gibi Gandi, Hindistan'ın özgürlük mücadelesine o zaman yaşadığı Güney Afrika'da İngiliz yönetimine karşı başlattığı sivil itaatsizlik eylemleri ile başlamış, Gandi'nin bu hareketi Afrika'ya da birçok bakımdan örnek olurken Hindistan, devlet olarak Afrika'nın özgürlüğünü savunmuştu. İşte Hindistan bugün Gandi'nin mirasını da Afrika hamlesinde çok iyi kullanıyor elbette.
Sözü fazla uzatmadan bugün sona erecek olan zirvede Hindistan'ın Afrika'ya yeni birtakım yatırım, yardım imkânlarını sunacağını ve Afrika hamlesini bunlarla güçlendireceğini söyleyelim ve bitirelim.
Kaynak: Zaman