Orta yaşlılar 68'de bir devrim beklemiyordu ama bu yıl uyanış yaşayan gençler için merkezi bir tecrübeydi; bu kadar önem atfedilmesi de doğal

1968 hakikaten de unutulmaz bir yıldı ve bunun tek nedeni öğrenci hareketi değildi.
Vietnam Savaşı ve Tet Taarruzu şiddetleniyor, Çekoslovakya'daki gelişmeler Prag Baharı'yla doruğuna çıkıyordu. Prag Baharı, yaz geldiğinde ezilecekti. Mayıs başında Paris'teydim, yani öğrenci protestolarından tüm canlılığıyla haberdardım ve Londra'da Vietnam savaşına karşı protestolara katılmıştım. Arkadaşlarım aracılığıyla Prag Baharı'nı da içindeymişim gibi yaşadım. Gal tepelerinde gezinirken Rusların Prag'a doğru ilerlediğini öğrendiğimde yaşadığım muazzam travmayı hiç unutamam.

1968 hatıralarla dolu bir ev gibi; benim yaşımda biriyle daha genç kuşak için bu hatıraların aynı olup olmadığıysa tartışılır. Daha genç kuşak için 1968 devrimin eşiğindeki bir dünyaya yönelik büyük bir uyanıştı; benim gibi orta yaşlılarsa batı Avrupa veya ABD'de bir devrim olmasını hiç beklemedi. Farklı yaklaşımlara rağmen, öğrencilerin ruh hali çarpıcıydı. 1960'ların başında ABD'de ders veriyordum. 1967'de de MIT'teydim (Massachusetts Teknik Enstitüsü), Amerikalı öğrenci gruplarına çok yakından tanıklık ettim.

Bununla birlikte öğrenci hareketinin en çarpıcı yükselişi Avrupa'da yaşandı. Öğrenciler bütün ideolojik sınırları yıkmaya çalışıyordu. Yugoslavya'da Tito öğrencilere tavi vermek
zorunda bırakılmıştı. Polonya'daki protestolar ciddi bir kriz doğurmuş, hükümetin anti-
Semitizmi kalan Yahudi entelektüeller arasında yaygın bir göç dalgasına yol açmıştı.
Siyasi bakımdan, gerçek bir 68-sonrası siyasi hareketi gelişmedi. 68'de çok sayıda insan sol üzerinden politikleşmiş ve çoğu sonradan ülkelerinde önemli mevkilere gelmiş olsa da, siyasi olarak pek birşey değişmedi. Prag Baharı öğrenci hareketinin sınırlarını göstermek açısından kusursuz bir örnektir. Yine de bana göre o dönemdeki devrim inancı modası geçmiş bir inanç değildi. Kültürel bir devrim halinde hissedildi ve bu yanıyla muazzam ve geri döndürülemezdi.

68'in öğrenci eylemleri yeni bir siyasetçi haznesi de üretti -İşçi Partisi'nin tanınmış
simaları haline gelen Troçkistler ve Marksistler ortaya çıktı ve hâlâ iş başındalar. Siyasetin sol kanadına katılan eylemci öğrencilerin bu niteliği en nihayetinde o yıllara dair hatıraların kutuplaşmasına vesile oldu; sağdaki insanlar 1968'ın hatırasını, kimi zaman son derece histerik bir biçimde inkâr ettiler.

68'in siyasi mirası nispeten azdır; en önemlisiyse kültürel mirası. Kadın hareketi üniversiteleri değiştirdi; ondan önce üniversiteler kadınların tarihine dönüp bakmıyordu bile. O dönemden bugüne kalanlar üniversitelerin ötesine gidiyor; örneğin 60'lardan başlayarak hayatın tamamen değiştiği inancı. Bu süreç 68'den önce başladı. 1965'te Fransa'daki kadın giyimi sanayi, ilk kez etekten çok pantolon üretti; 68 bu gelişmenin parçasıydı ama hayata ve neye izin verilip verilmeyeceğine dair kuralların dönüşümünün kökleri, 1960'ların başlarına uzanıyordu. 1968 uzun hayatımın birçok siyasi ve kültürel tecrübelerinden biriydi. Fakat o günlerde genç olan birçok insan için merkezi bir tecrübeydi ve bu denli önem atfedilmesi gayet doğal. 68'i nasıl değerlendirdiğimizse ayrı konu.

Kaynak: Radikal