Hazar Denizi ne kıyısı bulunan ülkeler arasındaki en önemli sorunu, sınırların belli olmaması oluşturuyor. Hukuki statüsü de belli olmayan Hazar da petrol ve gaz yataklarının paylaşımı, enerji nakli, ulaşım ve deniz ürünlerinin avlanması bölge ülkeleri arasında soruna neden oluyor.

1991 yılına kadar Hazar'ın kıyısındaki iki devlet olan Rusya ve İran, bir şekilde kendi aralarında çözüm sağlayabiliyordu. Hazar, mevcut askeri güç ve petrol sanayisi ile tam anlamıyla bir "Sovyet göl"ü niteliğindeydi. İran da, Hazar'ın küçük bir bölümünü kontrol eden önemsiz bir ortak durumundaydı. SSCB'nin dağılmasından sonra Rusya ve İran'ın eski anlaşmanın devam etmesine ilişkin talepleri, bölgede yeni kurulan devletler tarafından kabul görmedi. Yeni dönemde zengin hidrokarbon kaynaklarını bünyesinde barındıran Hazar üzerinde uluslararası güçlerin de nüfuz mücadelesine girişmesi nedeniyle, bölge çok daha fazla önem kazandı. Hazar'daki iktidar mücadelesinde Rusya, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan ve İran olmak üzere beş kıyıdaş devletin yanı sıra, ABD, Avrupa Birliği, Çin ve Türkiye de büyük rol oynuyor.

371.000 km2'lik alanı ile dünyanın en büyük iç denizi konumunda olan Hazar kaynaklarının işletilmesi ve taşınması ile ilgili Batılı ve Rus şirketler tarafından, toplam maliyeti 100 milyar dolar olan 40 dan fazla proje yürütülüyor.1

ABD Dışişleri Bakanlığı raporlarına göre, Hazar da piyasa değeri 4 trilyon dolar olan ve henüz keşfedilmemiş en az 163 milyar varil petrol var. Hazar ın zenginliği beş kıyıdaş ülke arasında eşit dağılmıyor. Hazar'da en büyük paya sahip Kazakistan'ı, Azerbaycan ve Türkmenistan izliyor.

Rusya ile İran ın toplam petrol payları ise, sırasıyla 12 ve 5 milyar varil olarak öngörülüyor. Yine Amerikan raporlarına göre, Hazar Denizi 105 milyar metreküp doğalgaz hacmine sahip. Doğalgazda ise ilk sırayı Türkmenistan alırken, bunu Özbekistan ve Kazakistan izliyor.2

İşte bu zengin havzanın kullanımı ve paylaşımını müzakere etmek üzere Hazar Denizine kıyısı olan ülkelerden, Rusya, İran, Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan'ın Devlet Başkanları, 15-16 Ekim 2007'de Tahran da biraraya geldiler.

2002 yılında Aşkabat ta Devlet Başkanları'nın katılımıyla düzenlenen ilk zirvede, 2. Zirve görüşmelerinin temelini oluşturan "Ortak Bildiri" üzerinde mutabakata varılarak, kabul edildi. Ayrıca, "Beş ülke – Beş pozisyon" tezi üzerinde anlaşılması yönünde bir teklif sunuldu.

Hazar Zirvesi'nin açılışında bir konuşma yapan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, bölgedeki petrol ve doğalgaz sevkiyatının en kısa, en iktisadi ve çevreyle en uyumlu yolunun Hazar Denizi'nden geçtiğini vurgulayarak, İran ın Hazar Denizinin güney bölümünde yer almasının, bölgede bulunan ülkelerin işbirliği için uygun ortamı oluşturduğunu kaydetti.

Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov oturumda yaptığı konuşmada, ülkesinin, Hazar denizinin hukuki statüsü meselesiyle ilgili olarak, uluslararası ölçütlerde, beş Hazar ülkesinin çıkarlarının korunduğu çözüm yollarını aradığını söyledi. Berdimuhammedov, Türkmenistan'ın Hazar denizi konusunda politikalarında anlaşmazlık istemediklerini ancak, Aşkabat'ın çıkarlarının korunduğu bir hukuki statü belirlenmesini beklediklerini söyleyerek, Hazar denizinin özellikle tartışmalı bölgelerinde petrol faaliyetlerini kabul etmediklerini ve ülkelerin tek yanlı girişimlerini doğru bulmadıklarını belirtti. Ayrıca, Hazar denizinin hukuki statüsü konusunda yeni çözüm yolları aranması gerektiğini savunarak, hukuki statünün belirlenmesi konusunda Hazar ülkelerinin işbirliği ve diyalog içinde yeni yapılanmaya gitmesi gerektiğini açıkladı. Türkmenistan Devlet Başkanı, Hazar Denizi nde mevcut sorunların çözüme kavuşturulması amacıyla Dışişleri Bakanları düzeyinde düzenli olarak müzakere yapılması konusunda bir teklif getirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de, Zirve'ye katıldı. Bu ziyaret, 1943'ten bu yana bir Rus Devlet Başkanı'nın İran'a yaptığı ilk ziyaret olması açısından önem taşıyor. Putin, Zirve kapsamında, İran Cumhurbaşkanı nın Hazar Denizi Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı'nın kurulmasıyla ilgili önerisini destekledi. Ayrıca, İran-Türkmenistan-Kazakistan demir yolu inşaat projesi konusunda üç ülke arasında imzalanan sözleşme sonucunda inşa edilecek demir yolunun önümüzdeki dönemde RF ile birleştirileceğini ifade etti. Putin ayrıca, bölge ülkelerince stratejik işbirliğine gidilerek, Ortak Hazar Donanması (Casfor)'nın kurulması önerisinde bulunarak, Donanma'nın, ülkelerin terör tehdidine karşı korunması, büyük yıkıma neden olacak silahların kullanımının önlenmesi, yasa dışı insan ve uyuşturucu kaçakçılığına engel olunması, Hazar devletlerinin ekonomik çıkarlarının korunması, bölgesel istikrarın ve güvenliği güçlendirilmesi gibi amaçlara hizmet edebileceğini kaydetti.

 

Ayrıca Kuzey-Güney koridorunun açılabilmesi için Hazar Denizi'nden Karadeniz veya Azov Denizi ne kanal inşa edilmesini istediklerini ve bu konuya yönelik çalışmaları desteklediklerini kaydederek, Hazar Denizi nin bir transit geçiş bölgesi haline gelmesinin, "Hazar-Azov Denizi-Karadeniz" güzergahında yeni bir taşımacılık hattı oluşturulmasına katkıda bulunacağını belirtti.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, ülkesinin de Hazar Denizi kıyısında bulunan ülkelerin işbirliğinin her alanda gelişmesi gerektiğine inandığını vurgulayarak, Hazar bölgesinde var olan meselelerin bölge ülkelerince çözümlenmesi gerektiğini ve Hazar Denizinin hukuki statüsünün belirlenmesinin bu süreci hızlandıracağını kaydetti. Nazarbayev açıklamasında, ülkesinin Hazar'ın güvenliği ve istikrarı konusunda işbirliğine hazır olduğunu ilan ederek, Hazar denizinde askeri faaliyetlerin ülkelerin kıta sahanlığıyla sınırlı kalmasını önerdiklerini ve Tahran oturumunun Hazar'a kıyısı olan ülkelerin gelecekte daha fazla işbirliği yapacağının göstergesi olduğunu belirtti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Zirve'de yaptığı konuşmada, Hazar denizinin hukuki statüsü konusunda varılacak anlaşmanın bölgede karşılıklı güven, barış ve istikrarı güçlendireceğini, bu sorunun, BM kanunları ve uluslararası kararlar çerçevesinde ülkelerin egemenlik ve toprak bütünlüğü haklarının korunarak, çözüme kavuşturulması gerektiğine değinerek, Tahran oturumu ve bu oturumda imzalanacak bildirinin Hazar ülkeleri arasında işbirliğinde bir dönüm noktası olacağını söyledi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı konuşmasında, Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan arasında Hazar denizinin paylaşımı alanında imzalanan anlaşmanın ülkesi için değer taşıdığını ve hukuki statü konusuna her zaman önem verdiklerini hatırlatarak, Hazar deniziyle ilgili olarak karşılıklı olarak imzalanan mutabakatların, varılacak kapsamlı anlaşmaların bir parçası olduğunu, Hazar denizinin barış içinde, belirli güvenlik kuralları çerçevesinde, her türlü askeri yapıdan uzak olması gerektiğini, ayrıca, ticari ve doğal kaynakların kullanımı açısından da önem taşıdığını vurguladı.

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Tahran oturumunda sonuç bildirisinin imzalanmasının ardından liderlerle düzenlenen ortak basın toplantısında, Tahran oturumunun oldukça verimli ve yapıcı bir ortamda geçtiğini ve beş ülkenin de oturumla ilgili hedeflerine ulaştığını hatırlattı. Hazar'a kıyısı olan beş ülke arasında ilk defa siyasi protokolün Tahran'da imzalandığını ve birçok alanda ülkelerin işbirliği konularını ortaya koyduğunu belirtti.

Ahmedinejad zirvede ayrıca, Hazar Denizi Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün kurulmasına yönelik olarak 2008 yılında ilk Ekonomik İşbirliği Konferansı düzenlenmesinin planlandığını ve Moskova'da gerçekleştirilecek olan konferansa, Hazar ülkeleri Başbakanları'nın başkanlığında heyetlerin katılmasının kararlaştırıldığını söyledi. Ahmedinejad ayrıca, Hazar ülkelerinin bölge güvenliğinin, bütün ülkelerin işbirliğiyle sağlanması yönündeki taahhütnamenin, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev başkanlığında Bakü'de tanzim edilmesi üzerinde anlaşmaya varıldığını ve 2008 yılında Bakü'de düzenlenmesi planlanan bir sonraki zirvede anlaşmanın son şeklinin alacağını belirtti.

Zirve sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında bir konuşma yapan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran ın nükleer enerji programını desteklediklerini söyledi. İran ile Rusya arasında uzay ve havacılık da dahil bir çok alanda işbirliği olduğunu belirten Putin, "Nükleer enerji konusunda da Rusya'daki sorumlu teşkilatlar, İran'ın barışçıl nükleer enerji programına yardım ediyor" dedi.

Hazar'a kıyısı olan ülkeler Dışişleri Bakanlarının yılda iki kez ve ülke liderlerinin de her yıl bir kez görüşmeleri ve ortak oturum düzenlenmesi gibi konularda ortak anlaşmaya varılan Zirvede imzalanan 25 maddelik sonuç bildirgesinin bazı maddeleri özellikle dikkat çekti. Bildiride öne çıkan başlıklar arasında, Hazar Denizi nin hakimiyetinin sadece beş ülkeye ait olduğu, buradaki kaynaklardan sadece bu ülkelerin yararlanabileceği, Hazar Denizi nin statüsünü belirlemek için gerçekleştirilecek müzakerelerin, uluslararası kurallar, hukuki eşitlik ve barışçıl bir yöntem çerçevesinde devam edeceği, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması na (NPT) bağlı kalınacağı ve nükleer enerjinin sadece barışçıl amaçlar için kullanılacağı, Hazar Denizi'nin çevre sorunlarının çözümü konusunda işbirliğinin geliştirileceği, ülkelerin çalışmalarını çevrenin korunması şartlarına uyumlu olarak düzenleyecekleri, ülkeler arasında meydana gelebilecek ihtilafların, barışçıl yollarla çözüleceği gibi hususlar yer aldı.

Sonuç Bildirgesi'nin, her ülkenin barışçıl nükleer enerji elde etme hakkına sahip olduğunu vurgulayan 19. maddesi ile "Hazar denizi devletlerinin aralarından birine saldırıda bulunmak için topraklarının kullanılmasına izin vermemesi ve silahlı güçlerini, birbirlerinin aleyhinde kullanmamayı taahhüt ve teyit ettikleri" gibi hususların belirtildiği 14. ve 15. maddeleri, ABD'nin İran'a yönelik politikalarına karşı verilmiş bir cevap olarak değerlendiriliyor.

 

1 Cihanhaberajansı.com

2 cavityalcın.com