Dün Almanya'da Başbakan Merkel ile çok önemli bir görüşme yapan Rus lider Putin bir son dakika gelişmesi olmazsa bugün İran'ın başkenti Tahran'da olacak.

Son dakika gelişmesi dediğimiz de Putin'e yapılacağı söylenen bir suikast haberi ile ilgili hiç beklenmeyen bir gelişme. İşte bu yüzden Putin'in ziyareti bu yazıyı yazdığımız saatlerde tam anlamıyla kesinleşmemişti. Nitekim, Putin'in Tahran'da bulunan sözcüsü Dimitri Peşkov bile ziyaretin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda net bir şey söyleyemedi. Bundan da son kararın Putin tarafından son dakikada verileceği anlaşıldı. Gerçekleştiği takdirde Putin'in Tahran programı şöyle: Dün geç saatlerde Tahran'a inecek, bugün Hazar Zirvesi'ne katılacak ve yarın da İranlı liderlerle önemli görüşmeler yapacak.

Bu görüşmelerde şüphesiz İran'ın nükleer programı ve Rusya'nın İran'ın Basra Körfezi kıyısındaki Buşehr'de inşa etmekte olduğu nükleer tesis öne çıkacak. Rus devlet şirketi Atomstroieksport yaklaşık 12 yıldır Buşehr tesisini yapmaya ve tamamlamaya çalışıyor. Burada kurulacak nükleer reaktör 1000 megavat gücünde hafif sulu bir reaktör. Haberlere göre, Buşehr hemen hemen tamamlanmış durumda. Ancak buna rağmen Rusya bir türlü tesisi işletmeye alıp İran'a resmen teslim etmiyor, çeşitli bahanelerle teslimatı erteleyip duruyor. İran da şüphesiz bu duruma içten içe kızıp duruyor; ama teslimatı tehlikeye düşüreceği endişesiyle fazla ileri gitmemeyi tercih ediyor. Bugün Putin Tahran'a gelse de gelmese de işte Buşehr nükleer tesisi Rusya ile İran arasındaki en önemli konu. Nasıl ve ne zaman çözülecek belli değil. İran, Putin'in ziyaretinde işte bu konuda ondan söz almaya çalışacak.

Diğer bir önemli konu Rusya'nın İran'ın nükleer programının milletlerarası boyutu ile ilgili. Başka bir ifadeyle Rusya'nın İran'ı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde bundan sonra ne kadar ve ne zamana kadar destekleyip desteklemeyeceği. Rusya, Konsey'de İran'ı bu ülkeye daha kuvvetli müeyyideler uygulanmaması yönünde destekliyor, kuvvetli müeyyideler isteyen Amerika'ya karşı çıkıyor. Esasen, bugün Konsey, İran'a Rusya'nın da onayıyla iki müeyyide paketi uygulama kararı almış bulunuyor. Ancak bunlar İran'ı nükleer programından caydıracak kuvvet ve etkiye sahip müeyyideler değiller. İşte bu yüzden Amerika bu iki kararın yeni bir kuvvetli müeyyide kararı ile tahkim edilmesini isteyip duruyor ve dediğimiz gibi Rusya buna şiddetle karşı çıkıyor. Bu da şüphesiz Tahran'ın işine geliyor ve bu yüzden Tahran, Rusya ile mevcut ilişkileri belli bir uyum içinde götürmeye gayret ediyor, tepkilerini, itirazlarını sınırlı tutuyor. Kısacası İran her ne kadar Rusya'yı güvenilmez bir ülke olarak görüyorsa da duyduğu bu güvensizliği açıkça ortaya koyamıyor; zira bugün için Rusya'dan ve desteğinden vazgeçemiyor.

Diğer yandan Rusya da İran'ı güvenilmez bir ülke olarak görüyor. Rusya, İran'ın nükleer programının askerî amaçlı olduğuna inanmadığını, bu konuda kendisini ikna edecek bir delil bulunmadığını çoktandır söylüyor. Ancak bu arada İran'ın muhtemel nükleer silahlarının en başta kendisi için 'stratejik tehdit' olduğunu da söylemeden edemiyor. Nitekim, Putin geçen hafta bir yandan 'İran'ın nükleer bomba yapmakta olduğuna dair herhangi bir delil yok.' derken, Moskova'da toplanan Avrupa Yahudi Kongresi liderlerine İran'ın nükleer bombasının Rusya için de 'stratejik tehdit' olduğunu söylemiş bulunuyor.

İran ile Rusya bugün işte birbirlerini tartıp duran, birbirlerini fazla güvenmeyen bir ilişkiler çerçevesi içinde hareket ediyorlar ve Amerika da bu güvensizlikten faydalanmaya çalışıyor elbette.

Bu durum ne zamana kadar devam eder, güvensizlik ortadan kalkabilir mi, doğrusu bir şey söylemek zor; ama ben bu durumun uzun süre devam edeceğini kuvvetle tahmin ediyorum.

Kaynak: Zaman