Gürcistan bugünlerde protesto gösterileri ile sarsılıyor. 2003 yılında meydana gelen Gül Devrimi sırasındaki gösterileri andıran bu gösteriler, muhalefet tarafından yürütülüyor.

Geçen cuma günü Tiflis'te başlayan ve yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı gösteriler, gösterici sayısı azalmakla beraber halen devam ediyor. Önemli bir asayiş probleminin yaşanmadığı bu gösterilerin hedefi Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili ve hükümet. Esasen son gösterilerin başlangıç noktası geçen ay Kutaisi ve Batum'da başlayan gösteriler. Muhalefet, bu kısmî gösterileri daha büyük çapta 2 Kasım'da Tiflis'te devam ettireceğine söz vermişti. İşte bugünlerde bu sözünü yerine getiriyor.

On iki civarında irili-ufaklı muhalefet partisinin bir blok halinde bir araya geldiği muhalefetin talepleri ülkede rejim değişikliğine yol açabilecek kadar kapsamlı ve ayrıntılı. Bunların arasında Saakaşvili'nin ve hükümetin istifası, başkanlık kurumunun kaldırılması, parlamento seçimleriyle ilgili kanunların değiştirilmesi, parlamento seçimlerinin 6 ay öne alınması (ki bunun amacı, aynı tarihlerde yapılması planlanan parlamento ve başkanlık seçimlerinin birbirinden ayrılarak farklı tarihlerde yapılması), seçim barajının düşürülmesi, seçim kanununun tadil edilmesi, siyasi mahkumların affı, Gürcistan'ın Bağımsız Devletler Topluluğu'ndan derhal ayrılması ve hatta 200 yıl kadar önce tarihe karışan monarşi(krallık)nin yeniden tesisi gibi son derece köklü olanlar da var.

Saakaşvili ve hükümet, birçok sebepten dolayı muhalefet gösterilerini sabırla ve temkinle izliyor, herhangi bir eylemde bulunmayı akıllarından bile geçirmiyorlar elbette. Ne var ki, bu arada Saakaşvili geçen pazar günü verdiği demeçte muhalefetin taleplerini reddetmiş, parlamento seçimlerinin planlandığı tarihte yapılacağını ve hatta kendisinin 2008 sonlarına doğru yapılacak başkanlık seçimlerinde yeniden aday olacağını da açıklamış bulunuyor.

Bu durumda muhalefetin gösterilerine mümkün olduğu kadar devam edeceği, Saakaşvili ve hükümetinin sabrını taşırmayı hedeflediği anlaşılıyor. Zaten kendileri de sonucun ya bugünlerde alınacağını ya da hiçbir zaman alınamayacağını söyleyip duruyorlar. Bu bakımdan gösterilerin şiddeti azalmakla beraber daha bir süre devam edeceği tahmin edilebilir. Ne zamana kadar; tabii ki söylemesi çok zor.

Diğer yandan bu gösteriler ve bunlara karşı iktidarın tavrı sadece Gürcistan'ı ilgilendirmekle de kalmıyor; başta Amerika, Avrupa Birliği, NATO, Rusya ve Gürcistan'ın komşuları da değişik çıkar açılarından bu gösterileri dikkatle ve yakından izliyorlar; zira bu saydıklarımın hepsinin Gürcistan'ın iktidar yapısı ve muhtemel yönü ile yakın ilgi ve çıkarları var. Amerika açısından malum Gürcistan, bu ülkenin Güney Kafkasya'daki en yakın dostu, müttefiki. NATO da Güney Kafkasların güvenliği için Gürcistan'a çok değer veriyor ve bu ülkeyi yeni üye olarak kabul etmeye hazırlanıyor. Avrupa Biriliği de hemen hemen benzer bakış açısına sahip. Rusya'nın Gürcistan ile ne kadar ilgilendiği, bu ülkeyi kendi rotasında tutabilmek için ne kadar çaba harcadığı pek çok olay vesilesiyle zaten ortada. O kadar ki Saakaşvili, son gösterileri 'karanlık güçlerin' eseri olarak değerlendirirken şüphesiz bu ifadeyle Rusya'yı ima ediyor.

Son gösteriler işte bu kadar unsuru gündeme getirirken aynı zamanda Gürcistan içinde de bazı yeni unsurların, kişilerin ortaya çıkmasına yol açmış bulunuyor. Bu kişilerin en önde geleni Gürcistan'ın en zengin işadamlarından olan Badri Patarkatşisvili. Rusya'nın oligark denilen fırsatçı işadamlarının çoğunun yakın dostu olan bu kişiden kısmetse bir başka yazıda ayrıntılı olarak söz edeceğiz. Gürcistan'daki gösteriler ve muhtemel sonuçları, komşumuz ve dostumuz olması itibarıyla bizi de ilgilendiriyor şüphesiz.

 
Kaynak: Zaman