Öngörüldüğü gibi sağcıların adayı Nicolas Sarkozy olurken, solcuların adayı da Segolene Royal oluyor ve bu iki aday sekiz Mayıs"taki ikinci turda karşı karşıya gelecekler. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk aşamasındaki esas sansasyon seçme hakına sahip seçmenlerin yüzde seksenbeşinin Cumhuriyet"in gelecekteki yönetimine ilişkin karar vermedeki küçücük söz söyleme şansını kulllanmalarıdır. Demokrasinin içinin boşaldığı, vatandaşların artık her şeye boş verdiği, halkın sessiz protestoya çekildiği ve felç edici bir kinle ilgili bütün boş sözler bu katılımla reddedilmiş oldu.
Devrimci bir kırılma meydana gelmedi, bilakis eski jenerasyonun yerini kendiliğinden yeni jenerasyona bırakması gerçekleşti. Seçimden sonra ciddi adaylardan hiç birisi, daha önce dillendirildiği gibi, "altıncı Cumhuriyet"ten" bahsetmedi. En son Segolene Royal insanları heyecana getiren etkileyici formellerden bahsetmekten seçim sonrası hemen vazgeçmeyi tercih etti. Buna rağmen sistemin sakince değişmesi isteği galip geldi.
Bu belli bir ölçüde Sarkozy için de geçerlidir. Zira o kronik hasta olan eski rejimde ( Ancien Regime) ne de olsa hiç bir tarihi başarı elde etmeden beş yıl boynca İçişleri Bakanı olarak hizmet etti. Sarkozy, başka türlü beklenilmeyeceği gibi, yüzde otuzluk oy oranıyla esas seçim öncesindeki oylamada seçimim geçici galibi oldu. Buna rağmen kimse onu Jacgues Chirac"ın mirasçısı olarak görmüyor. En azından d"Elysee Sarayı"nın ayrılacak sahibi, Sarkoyz yerine yakın çevresinden başka birini veliahtı olarak sunmayı tercih ederdi. Sarkozy"nin kendisi bile kendini ciddi bir "Gaullist" ( De Gaullcü) olarak görmediği gibi, gerçekte "Neo-Gaullist" olarak da görmüyor. O kendini daha ziyade "Neo-Konservatif"lerin Fransız versiyonu olarak tanımlattırıyor.
Bununla Sarkoyz"nin hedefi, ekonomik-liberal yapıya, ülke capındakı genel temayülde olduğu gibi, devletin yönlendireceği bir müdahale ve bu şekilde kemik gibi sert bir yoğunlukta güvenlik politikasının uygulanmasıdır. Bu politikalarla Sarkozy ateşli bir milliyetçiliğin coşkun avukatı olarak "Göç ve Milli Kimlik Bakanlığı" gibi şüpheli tasarılara sahip olup, kuvvetli bir ırkçılık potansiyeli barındıran uygulamalara başvuruyor.
Sarkozy, on yıllardan bu yana ilk defa Jean Marie Le Pen"in taraftar sayısının azalmasını sağladığını iddia edebilir. Aşırı Sağ"ın yavaş yavaş yaşlanan davulcusu seçmenlerin sadece yüzde on birinin oyunu arkasında toplayabildi. Le Pen"in, ortadan kaybolmaya yüz tutmuş birliklerini, ikinci tur seçimde Sarkozy"nin çağrısını takip etmeye çağırıp çağırmayacağı daha belli değil. Umulur ki onun rejime karşı pusuda bekleyen kini, bu desteği ona yasaklar.
Öte yandan aşırı sol seçmen potansiyelini madam Royal"in arkasında toplamak konusunda çok az tereddüt edecektir. Bundan başka Royal ilk turda aldğı 25,2 oranındaki oya sekiz veya dokuz puandan fazla ekleyemeyecektir. Bunun içinde bir zamanların kudretli komünistlerinin soysuzlaşmış iki puanlık donmuş tarikati de bulunmaktadır.
Bayan aday Royal, rakibi Sarkozy"nin kameralar önüne çıkmasından bir saati geçkin bir zaman sonra etkileyici teklifini, elini herkese uzatmakla birlikte "sistemin ( Beşinci Cumhuriyet) artık daha fazla işlemez olduğuna inananlara" yöneltmedi. O her şeyden önce 18, 3 puanlık dikkate değer bir taraftar kitlesiyle, seçmenlerin gözünde Fransız siyasetinin yeni merkezi olan adama, Francois Bayrou, oy veren kitlelere kendi arkasında birleşebilecekleri çağrısında bulundu. Merkezin ve itidalin adamının başarısı seçimlerin ikinci sansasyonuydu. Bayrou Fransa"nın daha fazla sağ ve sol kamplara bölünmüş olarak görmek istemiyor. O bölünmenin yapay olduğuna, geleneksel ideolojilerin sadece içi boş duvarlar ve sürekli boş sözlerle tekrarlanan korkutucu ruhsal ve zihinsel boşluğun kamufle edilmiş şekilleri olduğuna inanıyor. Onu seçen yedi milyon seçmen Fransa"yı gelecek beş ya da on yıl için kimin yöneteceğini belirleme konumunda bulunuyor.
En son uyarısı karşılıklı saygı ve onur söylemiyle yeni bir tarz bulmuş görünen aşırı istekli ve hırslı Sarkozy onu ( Bayrou"yu) tekrar vaaza benzeyen komplo teorisi dalgalarıyla hemen boğmak istiyor.
Sarkozy"nin rakibi Royal ise farklı. Konuşmasına başlamadan önce kendisine inananların çağıldayan sevincini uzun bir beklemenin ardından sakin bir yüz ifadesi, sarsılmaz bir gülümseme, bükülmez bir sabır ve tam bir susukunlukla selamladı. Hesaplanmış tam sakinleştiriciliği ve terbiyeciliği onun otoritesini ispatladı. Onun özgür bir kadın olduğunun inandırıcılğı o kadar kesindi ki.
Başka bir deyişle, ilk önce o partisinden bağımsız bir kadındı. O, Avrupa"nın sosyal bir topluluk olması gerektiği üzerine konuşan tek adaydı. Sosyal topluluk olmakla dizginlenmiş bir Kapitalizm"le ekonomik bir güce ve sistemi bir çok merkezde oturmuş, dünyada siyasal bir güce dönüşecek Avrupa"yı kastediyor. O, konuşmasında, Avrupa Anayasası"ndan da söz etti ve ciddi bir söz olarak ikinci kez Anayasa için referandumu halkın önüne getireceğini söyledi. Ayrıca, Farnasa"nın tekrardan gülümsemeyi öğrenmesi gerektiğinden de bahsetti
Avrupa Birliği yolundaki sorumlulukların Royal tarafından hatırlatılması, kendisini tutkulu bir Avrupalı gören ve Avrupa"nın kurucu babası olarak örnek aldığı Robert Schuman"a karşı sorumlu hissetiğini söyleyen Francois Bayrou"ya gönderilmiş açık bir sinyal olarak anlaşıldı. Buna rağmen kulislerde yapılan konuşmalarda sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi hedefinden sözedilmediği, ayrıca önümüzdeki yaz yapılacak olan Meclis seçimlerinin de gündemde olduğu belirtiliyor.
Bayrou bir partinin lideri ve gelecekteki parlamentonun sürekli bir üyesi olacaktır. Olay milletvekillikleriyle ilgili. Yeni sistem eskisinden farklı olmayacak ve gelecek hükümetin sandalye sayısı önemli. Başbakanlık makamı da bu arada Sosyal Demokratlardan olan ve bir zamanların ekonomi ve finas bakanı Strauss-Kahn"a veya Francouis Bayrou"ya düşebilir.
Şüphe durumunda liberal demokratlar; Fransa"nın ilk kadın Cumhurbaşkanını, Güneybatı Fransalı bir çiftçinin oğlunun zevkine sahip ve Cumhuriyet"in en yüksek makamı için heyecanlı ve sabırsız bir milliyatçi konservatif olan Sarkozy"ye tercih edeceklerdir.
Bu makale Kadir Kon tarafından Almanca'da Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.