Dini, dili, ırkı, cinsi, kökeni, rengi, etnik yapısı ne olursa olsun, masum insanları ve özellikle de çocukları öldürmek affedilemez bir suçtur.  Masum çocukların hayatlarının baharını ölümle solduran, ailelerine acı ve hüzün yaşatanlar ve bu tür suçları destekleyenler kesinlikle insan olamaz.

Geçtiğimiz Şubat ayı ortalarında sekiz çocuk, bir kadın öğretmen ve otobüs şoförünün hayatına mal olan trafik kazası meydana geldi. Okula giden çocukların başına gelen bu kaza tüyler ürpertici idi. Filistin Yönetimi üzüntü verici bu olaydan dolayı en kıymetli varlıklarını kaybeden ailelere başsağlığı diledi ve üç gün yas ilan etti.

Geçtiğimiz hafta Fransa'nın Toulouse kentinde Ozar Hatorah isimli bir Yahudi okuluna vicdansız, duygusuz biri tarafından düzenlenen saldırıda aralarında 10 yaşın altında üç çocuğun da bulunduğu dört masum insan kurban oldu. Bu da tüyler ürpertici iğrenç bir suç.

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy olayı, bu bir trajedi ve ulusal felakettir diye açıkladı. Fransa'da tüm okullarda eğitime bir gün ara verildi. Sarkozy bu olayın failinin insan ırkına ait olamayacağını söyledi.

Anlatılan her iki olayda da ölümle karşılaşan çocuklar masumdur. İnsan olmanın değerini bilen her insan hiçbir günahı olmayan, kimseye kin ve nefret beslemeyen masum çocukların öldürülmesi karşısında üzülür, hayrete düşer ve kabul edemez.

Bu gibi durumlarda daha önce söylediğim gibi insanlıktan yana olmak lazım. Filistin Başkanı Mahmut Abbas, Toulouse şehrindeki saldırıdan hemen sonra bu olayı kınadı. Lisan-ı hal ile sanki "masum Yahudi çocuklarının günahı ne" diyerek sağduyulu bir insan olduğunu gösterdi. Bu durumu bizim Filistinli çocuklarımız defalarca yaşadı. Filistinliler, Siyonistlerin eliyle masum çocuklarını kaybettiler. Halkımızın çocuklarına karşı işlenen bu suçlar sayılamayacak kadar çoktur.

Mahmut Abbas bu konumu ile siyasetçi olduğunu unuttu. Çocuklarımız adına üzülmesini beklemediğimiz, insanlıktan nasibi olmayan Siyonist Başbakan Benjamin Netenyahu sözleriyle açıkça alay ediyor, daha da ileri giderek halkımızın çocuklarının büyük bir kısmı için ölüm temenni ediyordu. Bu görüşü benimseyen Siyonist yerleşimcilerin oranı az değildir.

Olayın kurbanlarının yakınlarına taziyede bulunmak için Fransa'ya yaptığı ziyaret sırasında Benjamin Netenyahu tehdit edilen Yahudiler için bir sığınak olduklarını söyleyerek " İsrail Devleti, Yahudi halkına bir kalkan olarak ve Yahudilerin öldürülmeleri sebebiyle kurulmuştur dedi". Olayda ölen Yahudi Profesörün eşine başsağlığı dilerken " bu katiller Yahudilerin yaşadığı her yeri işgal edilmiş kabul ediyorlar. İsrail Devleti Yahudi halkını korumak için bir kalkan olarak kuruldu" dedi.

Biz çok iyi biliyoruz ki bu iki olay arasında bir alaka yok. Biri trafik kazası sonucu diğeri ise suç teşkil eden bir eylem sonucu vuku buldu. Siyonist oluşumun varlığından beri masum ve savunmasız halkımıza karşı işlenen Siyonist katliamları unutmamız mümkün mü?

Avrupa Birliği Dışişleri Bakanı, Toulouse'daki saldırıyı kınarken,  Gazze ve Suriye de içinde olmak üzere dünyanın birçok yerinde gençlerin öldüğünü hatırlattı.

Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Toulouse olayından sonra Brüksel'de Filistinli gençlerle yapılan toplantıların oturum aralarında yaptığı açıklamada  "bugün Toulouse'da neler olduğunu düşününce, bir sene önce Norveç'te olanları hatırladığımızda, Suriye'de olanları gözümüzün önüne getirdiğimizde, Gazze'de ve dünyanın farklı bölgelerinde yaşananları gördüğümüzde hayatını kaybeden gençler ve çocuklar aklımıza geliyor"  ifadesini kullandı.

Catherine Asthon'un Siyonist oluşuma karşı kınama içeren bu açıklamaları Benjamin Netenyahu'yu kızdırdı.

Netanyahu verdiği demeçte "Beni özellikle kızdıran, çocukların hedef alınıp katledilmesiyle, çocukları kalkan olarak kullananlara karşı İsrail Savunma Kuvvetlerinin savunma eylemleriyle kıyaslanması" dedi. Aslında, Gazze kıtasındaki Siyonist saldırılara işaret ediyordu.

Netenyahu'nun bu sözlerine karşı biz de diyoruz ki; Siyonistler Muhammet Ed-Dürre'yi ve onun gibi ana kucağında, babalarının omuzlarında olan yüzlerce çocuğu öldürdüklerini unuttular mı?

Savaş kurallarına uyan, asil savaşçıları olduğunu ve dünyanın en ahlaklı ordusu olduklarını iddia eden İsrail ordusu Filistinli çocukları öldürmeye devam ettiğini nasıl unuttu?

Çocukların kolunu, bacağını kıran, onların bedenlerini kanatan, bu orduyu çeşitli medya araçlarının yayınladığı görüntülerde silahla donanmış askerlerin küçücük çocukların bağırmalarını duydukları ve vücutlarından sel gibi akan kanları gördükleri halde hiçbir vicdani rahatsızlık duymaksızın onları dövmeye devam ettiklerini defalarca seyrettik.

İnsanlık tarihi boyunca işkence yapmayan, tutuklamayan, öldürmeyen, ırza geçmeyen, yakıp yıkmayan bir sömürgeci, işgalci görmedik.

İsrail işgali hiçbir hukuki veya uluslar arası geçerliliği olmayan zalim bir işgaldir. Filistinlilerin hukuksuz olan bu zulme karşı direniş için haklı sebepleri var.

Bu işgal hiçbir uluslar arası anlaşmaya ve hukuka uymayan, çocuklara, kadınlara merhamet etmeyen yaşlılara saygısı olmayan, erkeklerin onurunu hiçe sayan bir ordu tarafından yapılmaktadır.

Siyonist oluşumun ahlaki değerleri yoktur ama nükleer silahlara sahiptirler. Gazze şeridinde Filistinli çocukların ölümünü isteyerek üzerlerine fosfor bombası atanlar insan olamazlar. Sarkozy'inin Filistinli çocuklara karşı da tepkisini ortaya koyması gerekir.

Biz Netenyahu'ya ve bütün dünyaya sesleniyoruz: Filistinli çocukların da diğer tüm çocuklar gibi yaşam hakları vardır. Gözümüzün nuru, istikbalimiz ve zürriyetimizin devamı olan çocuklarımızın yaşamaya ve ecelleriyle ölmeye hakları var.

Çocuklarımızı koruruz, onların var olma haklarını savunuruz, onları öldürenleri öldürürüz, haklarından mahrum edenlerle savaşırız.

Sonuç olarak ben diyorum ki bu iki olay bize açık ve net olarak gösterdi ki tehlike anında hakkını, hayatını savunan iyi bir Filistinli ile ırkçı, savaş suçları işleyen, kurşunlarla bombalarla, fosfor bombalarıyla kin ve nefret tohumları saçan işgalci bir Yahudi arasında büyük bir fark vardır.

Halkımızın çocuklarına karşı yapılan tüm katliamlara rağmen biz Toulouse'deki eylemi kınıyoruz. Bunu yapanın Arap asıllı olduğunu biliyoruz. Bize herhangi bir şey yapmayan Yahudilere karşı böyle acımasız eylemin yapılmasını istemedik ve istemeyeceğiz.

Dünya Bülteni için Aram Media Solutions'tan Büşra İnanç tarafından çevrilmiştir.