Müzakerelerden yıllar sonra, Filipinler yenilenen çatışma tehdidi ile karşı karşıya kaldı.

Filipinler, dünyanın en uzun soluklu ayaklanmalarından biriyle çöküşe uğramış Mindanao’nun güney adasına barış getirmek için son şansını kaybetmiş olabilir. Sekiz ay süren istişarelerde toplam 200 saat boyunca tartışmalar sürmüş, 51 milletvekili konuşma yapmışsa da Filipin yasama organı Mindanao’da yeni bir özerk Müslüman çoğunluğa siyasi varlık kuracak Bangasamoro Temel Kanunu’nu geçirmekte başarılı olamadı.

Filipinler’in yeni bir seçim sezonuna girmesiyle, birçok milletvekili müzakere ve önemli sayımları göstermekte başarısız oldu. Fakat yasamanın yeter çoğunluğunun kronik yokluğunda, barış anlaşmasının sonucunda iddialı olan yasamanın arasında politika yapan, çatışmanın yükseldiği güneyde barış tesis etmek amacıyla vakıf kuran Benigno Aquino yönetiminin kararlılığını paylaşmayan muhalefet liderleri, ortaya çıkan sürprizlere kurban düştü.

Aquino yönetiminin alaca karanlık aylara girmesiyle, halefinin son kazanımları üzerine inşa edilen ve ülkenin en güçlü siyasi grubu ile karşılıklı olarak kabul edilebilir bir anlaşma zemini bulacağına dair küçük bir garanti bile yok. 12 bin kişilik Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MILF), liderlik konusunda müzakereleri tercih etti.

Yeni duran barış görüşmelerinin geleceği hakkında belirsizlik devam ederken Filipin hükümeti Mindanao’da çatışmanın yeni patlamalara sebep olmaması için önlem yolları üzerinde duruyorlar. Hem hükümet hem de Moro İslami Kurtuluş Cephesi liderliği, barış sürecindeki kilitlenmenin ortasında, çeşitli aşırı grupların DAEŞ’e bağlılıklarını ifade etmesi ve Güneydoğu Asya’da bir “uzak hilafet” kurma niyetlerini özellikle beyan etmeleri dolayısıyla oluşan radikalizm potansiyelindeki yayılmanın kaygılarını paylaşıyorlar.

Bir Dolambaçlı Geçmiş

Üç yüzyıl boyunca, İspanya İmparatorluğu Filipinleri birçok kez fethetmeyi planladı ancak güçlü Sulu Sultanlığı Avrupalı sömürgecilere karşı hep müthiş bir direnç ortaya koydu. Mindanao’daki Müslümanların çoğunluğu 20. Yüzyılın başlarında Amerikan sömürgesinin gelişine kadar Manila komutasına geçmemişti. Morolular sadece Amerika’nın modern askeri devi tarafından alt edilmişti.

Oysa Filipinler’de bağımsızlığın görüldüğü ilk yıllarda geçici de olsa Moro liderliğinin yanı sıra Katolik çoğunluklu Filipinli elitlerle birlikte çok medeniyetli bir ülke kurulması, ortaklaşa, birleşik, demokratik ve çok kültürlü bir ulus vizyonunu keşfetmek için önemliydi.

Fakat Manila’nın, Malezya’nın tartışmalı eyaleti Sabah’ı tekrar geri almak istemesi, Moro liderliği ve Hristiyan çoğunluklu elit kapitaller arasında gerilimi yeniden ateşleyen Jabidah Katliamı ile yanlışlıkla bir trajediyle sona erdi.

On yıllar boyunca Filipinler’deki Müslüman nüfus için daha fazla siyasi ve kültürel özerklik için laiklik arayışının Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi (MNLF) öncülüğünde başlamasına mukabil, Moro İslami Kurtuluş Cephesi tarafından yavaş yavaş bağımsızlık için daha fazla din odaklı bir talebe dönüştü. Güney Filipinler’i saran çatışmaların getirdiği yıkım ve sefaleti hafife almanın bir yolu yoktu.

Dört yıldan fazla bir zamana uzanan çatışma, çoğunluğunu sivillerin oluşturduğu 150.000 kişinin hayatını kaybetmesine ve iddia edilene göre iki milyondan fazla kişinin yerlerinden olmasına sebep olmuştur. Geniş maden kaynaklarıyla bezeli bereketli toprakların varlığına rağmen (tahminen 1 trilyon dolar seviyesinde), geleneksel tayfun kaynaklı topoğrafya nedeniyle Mindanao, Filipinler’in fakir ve az gelişmiş şehirleri arasında başı çekenler arasında bulunmaktadır.

Barış Arayışı

Mindanao’daki çatışma, Filipinler için büyük stratejik maliyetleri beraberinde getirdi. Filipin hükümeti Mindanao’daki direnişe karşı sınırlı bir askeri kaynakla toplu itlafa son verdi. Bu durum, Filipinler gibi bir takımada ülkesinin orantısız donanmasının yerine kara birliklerine neden yatırım yaptığının açık bir göstergesi. Filipinler bu tehlikeli, özellikle Güney Çin Denizi’ndeki Çin toprak hırsları ışığında, dış tehditlere karşı kendisini savunmak için çok ihtiyaç duyduğu kaynaklardan mahrum durumda.

Zamanla Filipinli yönetim, birbirini izleyen isyancı gruplarla barış anlaşmalarını müzakere etmeyi başardı. Değişim ve gerçek reform sözüyle iktidara gelen Aquino yönetimi, Mindanao’da kalıcı barışı sağlamak için cesur ve yaratıcı bir girişim başlattı.

Hızlı bir biçimde “Bangsamoro” yani “Moro ulusu” ile Mindanao’da Müslüman çoğunluklu bölgelerde siyasi oluşum kurulması karşılığında nihai silahsızlanma, terhis ve isyancı grupların yeniden bütünleşme için Moro İslami Kurtuluş Cephesi ile karşılıklı müzakerelere başladı. 2015 yılının hemen başına kadar, barış görüşmelerinin kahramanları büyük dış güçlerin yanı sıra Filipinli nüfusun çoğunluğundan da destek alıyordu. Ama isyancıların elindeki alanlara Aquino yönetiminin kontraterör ataklarına devam etmesi tüm barış sürecini bozdu.

Önümüzdeki Belirsiz Yol

Mamasapano trajedisi 44 elit Özel Harekât Gücü’nün acımasızca katliamı ile sona erdi ve Moro İslami Kurtuluş Cephesi ile barış görüşmelerinin popüler ruhu soğumuş oldu. Ve hırslı politikacıların yeni popüler söylemlere girmeleri hızlandı. Tüm barış sürecinin yasal temelini temsil eden Bangsamoro Temel Kanunu’nun onaylanması için destek veren milletvekili sayısının artması da uzun sürmedi. Bu trajedi aynı zamanda başkan dahil üst düzey hükümet yetkililerini istifaya çağıran çağrıların artmasına yol açtı.

Ardı arkası kesilmeyen lobiden bir yıldan fazla zaman sonra hükümet, şiddetli anayasal tartışmalara yol açan ve hatta yarı korku tellallığı konusu olan bir Bangsamoro siyasi oluşumunun kurulması için yasal destek sağlamak için başarısız oldu.

Barış sürecindeki kilitlenmenin ortasında, Moro İslami Kurtuluş Cephesi safları hariç potansiyel parçalanma korkusu artmış, dahası savaş yanlısı üyeler için eylem ajitasyon gibi görünüyor.

Hatta daha ciddisi, Mindanao’da bir “uzak hilafet” kurulması için desteklediğinden radikal gruplar konsolide olmaya başlamasını kolaylaştıracak bir potansiyel siyasi vakumum ortaya çıkması üzerine önemli bir endişe var.

Geçici olarak kalıcı barışın sözünün verildiği ıstıraplı müzakerelerden yıllar sonra Filipinler şimdi yenilenen çatışma ve aşırılık yanlısı grupların yeniden ortaya çıkması tehdidi ile ikinci kez karşı karşıya kaldı.

Kaynak:
Dünya Bülteni için tercüme eden: Caner İlker