Güneydoğu'daki 'faili meçhul' cinayetlerle ilgili en kapsamlı dava önceki gün açıldı. Bu davayı, Türkiye'nin "faili meçhuller" tarihinin deşifre edilebilmesi yolunda önemli bir gelişme olarak not edebiliriz.

*

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, tutuklu Kayseri Jandarma eski Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz'ün de aralarında bulunduğu yedi sanıkla ilgili hazırladığı iddianame kabul edildi.

İddianamede Albay Temizöz'ün Cizre'de görev yaptığı 1993-96 yılları arasında suç örgütü kurduğu ve yirmi kişiyi öldürttüğü öne sürülüyor.

Temizöz için 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Savcılığın iddianamesinde iki gizli tanığın ifadelerine yer veriliyor.

Temizöz'ün 1993'te Cizre İl Jandarma Komutanlığı'nda bölük komutanı olarak göreve başladığı andan itibaren bölgede korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan oluşan bir grup oluşturduğu ve "Terörle mücadele ediyor" görüntüsü vermeye çalıştığından söz ediliyor.

İddianamede "Albay'ın emrindeki kod isimleri belirtilen uzman çavuş rütbesindeki kişilere talimatları bizzat kendisinin verdiği, bu kişilerin de kendilerine verilen talimatları yerine getirdikleri ve gerçekleştirdikleri eylemleri direk Albay Cemal Temizöz'e rapor ettikleri" işaretleniyor.

İddianamede ayrıca "Sözkonusu grupta yer alan kişilerin gerçekleştirdikleri eylemlerden sonra öldürdükleri kişilere ait kimlik belgelerini Albay'a teslim ettiklerine…

Böylelikle Temizöz'ün verdiği talimatı yerine getirdiklerini bildirdiklerini, birçok eylemde öldürülen kişilerin üzerinden kimlik belgelerinin çıkmamış olmasının da bu hususu doğruladığı"na dikkat çekiliyor!

*

Olay nasıl ortaya çıkmıştı?

Cizre'nin Kuştepe köyündeki "ölüm kuyuları"nda yapılan kazılarda yirmi kemik parçası bulunmuş; soruşturma kapsamında iki eski itirafçı ile birlikte Kayseri İl Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz de tutuklanmıştı.

*

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 83 sayfalık iddianamede Şırnak'ın Cizre ilçesinde 1993-97 yılları arasında 55 faili meçhul cinayet işlendiği belirtiliyor.

Cinayetlerin 48'i 1993-95 arasında; 7'si de 1996-97 arasında işlenmiş.

Bakınız, sadece Cizre'deki faili meçhullerden; o da dört yıllık bir zaman dilimiyle sınırlı olanlardan söz ediyoruz.

Türkiye'de "binlerce faili meçhul cinayet" aydınlatılmayı bekliyor.

Diyarbakır'da açılan dava, bu karanlık resmin çok küçük bir parçasıyla ilgili…

Bununla birlikte, Güneydoğu'daki faili meçhuller dosyasının kapağını aralayan en kapsamlı dava olduğu için önem arz ediyor.

*

Ergenekon sürecinin hızla ilerlediği bir vasatta, "faili meçhuller ağı"nın kapağı da açılmış oldu.

Bu yolda, faili meçhul cinayetlerin 28 Şubat ayağına da er veya geç sıranın geleceğini öngörebiliriz.

28 Şubat dönemini "hafif bir darbe" olarak nitelemek yanıltıcı olacaktır.

En kanlı çamaşırların gömüldüğü, en kirli dosyaların hasıraltı edildiği bir dönemdir, 28 Şubat!

Güneydoğu dışındaki faili meçhullerin de yoğunlaştığı bir alacakaranlık kuşağıdır.

*

28 Şubat, yıllardır tartışılmış olmasına ve bunca hadisenin deşifre edilmiş olmasına rağmen henüz gerçek manada gün ışığına çıkarılabilmiş değil.

Henüz başlangıçtayız.

Kısa süre önce, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı/emekli orgeneral Çevik Bir'in Ergenekon kapsamında ifadesi alındı.

Bu çok önemli bir aşamaydı.

Akın Birdal da o dönemdeki andıç belgesi nedeniyle Çevik Bir için suç duyurusunda bulundu.

*

Semih Tufan Gülaltay, Birdal suikastından 19 yıl ceza almış, afla çıkmıştı; sonra parti kurmuştu…

Parti adına düzenlediği toplantıya kim katılmıştı?

Günümüzün Ergenekon zanlısı Hurşit Tolon…

Gülatay, geçen yıl Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan isimlerden biri olarak bu davada yargılanıyor.

Bu bağlantıların hepsi "tesadüf" tabii!

Kaynak: Yeni Şafak