Teknolojinin ve globalleşen dünyanın modern hayata getirmiş olduğu gelişmelerden biri de bilgiye hızlı bir şekilde ulaşma durumudur. Yaklaşık çeyrek asır öncesine kadar bile yapılabilecek ilmi herhangi bir çalışma için onlarca kütüphane , sayısını kestiremeyeceğimiz kadar kitaplarla meşgul olmak gerekmekteydi. Bu gün ise bilgi sadece saniyelerimizi almayacak derecede kolay ulaşılabilir bir mesafededir. Küreselleşmenin ne garip bir cilvesidir ki modern dünyada bu gün bilginin elde edinimi her ne kadar kolay olsa da, eğitimli insanlar arasındaki bilgi düzeyi yahut bireylerin bilgi birikimi/seviyesi, geçmişe oranla daha düşük bir seviyededir*. Yani modern dünya teknik olarak bilgiyi insana yaklaştırırken, paradigmal olarak insanı bilgiden uzaklaştırmaktadır. İnsan ve bilgi arasına bu yönüyle ne kadar mesafe girerse, ictimai problemlerde o denli ciddi bir boyut kazanır.

Bilgi ile kendisi arasına mesafe konulmuş olan birey, sosyolojik olarak yönlendirilmeye müsait bir hale gelir. Kavramlar içleri boşaltılarak kendisine sunulur ve özelde birey, genelde ise toplum artık "tanım" yapamaz yahut herhangi bir olguyu tanıyamaz, zira kendisine sunulan olguları , olduğundan farklı bir şekilde telakki etmeye başlar. Yani birey artık olgu ve kavramlar noktasında kendisine sunulanı , tanıtılanı kabul eder. Buda toplumlarda kavram kargaşasına sebebiyet verir ki , bu durum modern dünyanin entellektüel bağlamda en büyük problemlerinden biridir.

Bu durumun bir tezahürü olarak günümüz Avrupasında göçmenler, bilgi kirliliği ve kavram kargaşası da göz önünde bulundurulduğunda "tanımlanan" taraf haline gelmişlerdir. Toplumsal ve akademik yönüyle tecrübesi olmayan fakat görsel ve yazılı medya yoluyla sesini oldukça uzaklara duyurabilen postmodern Oryantalistler sayesinde bu gün Avrupada (tanınmak istenen değil) "tanımlanan" göçmen profilinin durumu hiçte iyi gözükmemektedir.

Bu bağlamda uyum ile alakalı problemlerden de söz edilmekte ve bu iç içe geciş sürecinin sağlıklı olabilmesi için devlet eliyle belirli çalışmalar yapılagelmektedir. Baden Württemberg eyaletinde kurulan entegrasyon bakanlığı , uyum ile ilgili çalışmaların şekillendirilebilmesi için son dönemde eyalet içerisinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Görev alanı ve görev tanımı itibariyle çok mühim bir konumu olan bakanlık, ülkedeki göçmenler kadar vatandaşlar tarafından da büyük ölçüde önemsenmektedir.

Bakanlık bünyesinde yapılan çalışmaların niteliği ve niceliği ne olursa olsun, bu hassas birimin toplum içerisinde meşruiyetinin olabilmesi için iki hususun dikkate alınması şarttır; ilk olarak genel manada uyum süreci önündeki problemlerin belirlenmesi ve çözüm noktasında mesafe katedilebilmesi için bakanlığın Alman Entelijansiyası ile ortak çalışmalar yürütmesi gerekmektedir. Yukarıda bashetmiş olduğumuz "tanımlanan" taraf, ancak Entellektüel kitle tarafından tanımlanmayıp "tanınmaya" başlandığı andan itibaren, toplumda da bir tanıma sürecine girilmiş olur.

İkinci husus ise bakanlığın göçmenlerle ortak yürütmesi gereken bir çalışmayı gerektirmektedir. Buda göçmen kitlenin Avrupalı bireylerle aynı iletişim kodlarını paylaşmalarıyla gerçekleşebilir. Göçmenler de Almanya toplumunda entellektüel anlamda ne denli aktif olmayı başarırlarsa, iletişim kanalları o denli açık hale gelir. Yani göçmenler Kant'ı, Hegel'i ve Heiddeger'i ne kadar iyi tanırlarsa, uyum süreci de o denli kolaylaşır. Bu yönüyle bakanlık bünyesinde ilmi değeri yüksek çalışmaların ivedilikle hızlandırılması gerekmektedir.

En nihayetinde Entegrasyon bakanlığının tekrar vazgeçilmez bir birim olduğunu ifade ederek, teorik bir açmazdan sıyrılmanın ancak toplumun atardamarlarında karşılık bulacak çalışmalarla gerçekleşeceği kanaatindeyiz. Mevcut idarenin gerekli potansiyele sahip ehil kişilerlerle çalışması ve bu çalışmaların Almanya tarihinde önemli izler bırakacağı hassasiyetiyle yürütülmesi, bakanlığın varlığını anlamlandıracak , göçmen kitleye gerçek anlamda fayda sağlayacaktır. Aksi bir durum, bakanlığı bir tabela kurumu olmaktan öteye götürmeyecektir.

*Kastedilen bilgi teknik bilgi degil, entellektüel baglamda birikim ve sosylojik bilgi /toplumsal tecrübelerdir.