Ahmet Türk, Mardin'in Kızıltepe ilçesinden seçilerek gelmiş bir Kürt. Soyadı Türk olan bir Kürt. Sanırım Kürtlere devlet tarafından en çok verilen soyadlardan birisi Türk. Neden? Çünkü bu ülkede onlarca yıl Kürtlerin Türk olduğu öne sürüldü. Bu konuda resmi tezler, tarihsel uydurmalar icat edildi. Bunun sonucu olarak da Kürtlere bol bol Türk soyadı verildi.
Böylece onlar Türk olacaklardı.

Ama beklenen olmadı. Kürtler kendi kimlikleriyle varlıklarını sürdürdüler, bunun için çok ağır bedeller ödediler. İşte o Kürtlerden birisi olan Ahmet Türk, dün 'bir dağ Türk'ü olarak Meclis'te Kürtçe konuştu. Konuşur konuşmaz da her an hazır ve nazır olan milliyetçi kampanya harekete geçti. "Bu bölünmeye giden süreçte yeni bir aşama' diyenini mi ararsınız, 'Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü tehlike altında' diyenini mi sorarsınız, tepkiler geniş bir alana yayıldı.

Peki Meclis'te olan neydi? Kürt olan bir milletvekili, genel başkanı olduğu partisinin grup toplantısında anadilinde bir konuşma yaptı. Neden yaptı? 21 Şubat 'anadil günü' olduğu için. Yani özel bir günde özel bir duyarlığı dile getirmek için Ahmet Türk, Kürtçe konuştuğunu söyledi.

Anlı şanlı kıdemli siyasetçileri dinliyorum. Bir aklı selim çağrısı yapmaları gerekirken, telaşı, gerginliği körükleyen tezler öne sürüyorlar. Ahmet Türk, "Bundan sonra da Meclis'te Kürtçe konuşacağım" demiyor. Bir özel gün nedeniyle böyle konuştum diyor.

Bunu çok normal karşılamak mümkünken, bir medya fırtınası esiyor. Bütün partiler ittifak halinde bu yapılanın bir provokasyon olduğu noktasında ağız birliği ediyorlar.

***

Birinci madde sakin olalım. İkinci madde, konuyu abartmaya gerek yok. Üçüncü madde bu ülkede milyonlarca Kürt yaşıyor ve onlar anadilleri konusunda ciddi bir duyarlık içindeler. Nitekim bu duyarlığı dikkate alan AKP hükümeti, TRT'nin bir kanalını Kürtçe yayına tahsis etti. İyi de etti. Normalleşme bu tür makul adımlarla gerçekleşecek.

Tabii uzun yılların yasakları, inkârcı siyasetleri bir birikime ve tepkiye de neden oluyor. Nitekim Kürtlerin bir kesimi de çok önemli bir adım olduğu halde TRT Şeş'in yayınlarının değerini anlamak istemiyorlar.. Bu önemli adımı anlamakta güçlük çekiyorlar. Devletin bir kanalında Kürtçe yayın yapılması, varlığı şimdiye kadar inkâr edilmiş bir halkın kimliğinin kabulü yönünde atılmış önemli bir adım demekti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yakında üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünün kurulma hazırlıklarından söz etti. Devlet bu adımlarıyla normalleşmeye katkıda bulunuyor. Ahmet Türk'ün de Meclis'te özel bir günde Kürtçe konuşmasını da normal kabul edebiliriz. Böylece bu ülkenin milyonlarca yurttaşının dilinin bu ülkenin Meclis'inde bir vesileyle konuşulmuş olmasını bir tepkiye dönüştürmeyebiliriz.

***

Unutmayalım, bu ülkede hâlâ Kürtçe konusu yasal meşruiyetine kavuşmuş değil.

Savcılıklar Kürtçe yayınlara, konuşmalara cezalar kesebiliyorlar. Seçim propagandası sırasında Kürtçe konuştuğu için hakkında dava açılması talep edilen milletvekilleri var.

İşte böyle bir ortam içinde Ahmet Türk'ün sembolik konuşmasını anlamak ve değerlendirmek gerekiyor. Türk'ün konuşması da normalleşme yolunda atılmış bir adım olarak görülebilir. Böyle görürsek, böyle anlar ve böyle değerlendirirsek ortalık gerilmez, öfkeler yükselmez ve böylece demokratikleşme süreci de kendi yolunda yürür.

Ahmet Türk'ün bu konuşmayı yerel seçimler öncesinde belli amaçlarla yaptığı söyleniyor. Olabilir. Bu çıkışın arkasında böyle bir niyet de bulunabilir. Ne olur olursa?

Dün TV kanallarında diğer siyasi partilerin yöneticilerinin tepkilerini aynı şekilde değerlendirmek mümkün. Onlar da tam seçim öncesi Ahmet Türk'ün konuşmasını bahane ederek milliyetçi tepkilerden yararlanmak istiyorlar denebilir...

Neyse...
Ahmet Türk'ün konuşmasını normalleşme olarak değerlendirmek bana en doğru yol olarak görünüyor.

Kaynak: Radikal