Dün Société Générale bankasının beyan ettiği devasa kayıplarda bankacılık dünyasının en büyük uzmanlarını bir şaşkınlık deryasına daldırabilecek şeyler var.  
  
Yıllar boyu örnek gelişimiyle sınıfının parlak öğrencisi olarak bilinen ve saygı gören bu banka nasıl oldu da genç bir bankacının hatasıyla bir hafta sonu içinde felaket batağına yuvarlanabildi? Bu soru hâlâ Daniel Bouton'un uykusuz geceler geçirmesine neden oluyor. Çünkü Société Générale'in genel müdürü, içten içe, bir hile olarak sunulanın gerçekte tehlikeli bir şekilde tüketici risklerin denetim sistemini açığa çıkardığını biliyor. Ortaya konulduğu şekliyle meslektaşları için anlaşılmaz olan olgular yaşamsaldır: Tek bir adam aylar boyunca üstlerini aldatabiliyor ve borçlanmayı aşan miktarlar için finansal pozisyonlar alabiliyor. Kâhinleri bile şaşırtacak bir olay. Finansal durum denetim altında, mudilerin çıkarları korunuyor görünüyordu, daha şimdiden Société Générale'in bu krizden hasar almadan kurtulamayacağı kesin. Belki de banka idari bağımsızlığını dahi yitirecek.

İstisnai ve yalıtılmış olduğu umulan bu inanılmaz olay, zaten projektörlerin takibinde olan bir mesleğin inandırıcılığının daha da kaybolmasına sebep oluyor. Bu olay, Société Générale'in sıkıntılarının ötesinde, subprime [düşük gelirlilere verilen yüksek faizli konut kredisi] krizinin başlangıcından beri oluşmuş olan havayı güçlendirerek, finans dünyasının şöhretini yıkacak daha tehlikeli bir tohum taşımaktadır. Dünyanın dört köşesinde bankalar kendini gözlemiyor, ölçüyor. Şüphe her yerde kalıcı olarak yerleşti. Zaten nasıl olabilirdi ki? Bankacılık dünyası bugün her kesimin kaybettiği endişe verici bir alacakaranlık içindedir. Sanki kimsede anahtarı olmayan bir karakutu. Bankaların laboratuvarları, ölümlüler için ulaşılmaz ürünler, modeller ve enformatik devreler geliştirmek için çok yüksek fiyatlarla istihdam edilen yüksek düzeydeki matematikçilerle dolu. Hiç durmaksızın karmaşıklaşan şeytani yaratıkları piyasalarda dolaşıyor. Bankaların servetini sağlıyorlar. Kârı şişirtmekten önce, riskleri engellemek gerektiği unutulduğundan dolayı, şimdi onların nasıl kârın kaybına da sebep olduğunu görüyoruz. Şu anki sıkıntı, aletin, gitgide onu idare etmekle yükümlü olanlardan, kurduğu ekiplerin yaptıklarından anlamayan banka yöneticilerinden, idaresi altındakileri denetlemek için ne teknik ne materyal vasıtalara sahip olan ve ancak yangın çıktıktan sonra müdahale eden vasilerden kurtulduğunu gösteriyor. Güveni yeniden inşa etmek için herkes taşın altına elini koymalı. Öncelikli olarak, düzenleyiciler, derlemeleri modern finansın gereklerine uygun hale getirmelidir. Eğer bir gün Société Générale'in trajik macerasını yaşamaktan kaçınmak istiyorlarsa, kaçınılmaz olan risk denetim sistemlerini durmaksızın ve tavizsiz güçlendirme görevine sahip olan bankacılar da bunu yapmalı.

 
Kaynak: Zaman