CUMHURBAŞKANI adayı Abdullah Gül'e telefonla ulaştığımda, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'le "10. Reform Paketi" üzerinde çalışıyordu. Çok sakindi. Biliyorum sinirlerine hâkim bir insandır ama ortadaki olay da büyük: Cumhurbaşkanı olmak veya olmamak!
Gerilmemek mümkün mü?
Gül'ün sakinliği, anlıyorum ki iki sebepten geliyor.
  • Cumhurbaşkanı seçilmeyi bir ihtiras haline getirmiş değil. "Bu yaştayım, seçilirsem görevimi tamamladığımda siyasi hayatım sona erecek" diyor. Çankaya'ya dönük bir ihtirası da yok, sonrasına ilişkin hesabı da yok. Çankaya'da görev süresi bitince siyasi hayatına noktayı koyacak. Onun için, hedefi, tarihe "iyi bir cumhurbaşkanı" olarak geçmek...
    Tanıyan herkes kabul eder ki Gül bir siyasi etik adamıdır, entrikalar tertip ederek görev süresini uzattırmak veya görevinden sonra siyasi tertiplere girmek gibi şeylere asla itibar etmez.
  • Gül'ün önündeki ikinci ihtimal, seçilmesi mahkeme yoluyla engellenirse, Türkiye'nin Anayasa'ya göre 'derhal' genel seçimlere gitmesidir. Bundan da endişesi yok, oylarının artacağına inanıyor, "Cumhurbaşkanlığı seçiminin alternatifi erken seçimdir" diye açıkladı zaten.
    İnsanları en çok geren şey, "belirsizlik"tir; Gül'ün yarınlarında bu iki alternatif var, belirsizlik yok. Hatta sesinde, kendi adaylığının içeride ve dışarıda olumlu karşılanmış olmasının sevincini de hissettim.

    ANAP ve DYP zor durumda
    ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler'le konuşuyorum. 367 bulunacak mı, bulunmayacak mı? ANAP'lı 20 milletvekili nasıl hareket edecek? Keçeciler "İşimiz çok zor, iki ateş arasındayız" diyor:
    - Çankırı kongresinde delege ve partililerimize sordum, cumhurbaşkanlığı seçiminde ne yapalım diye.
    Salonun yarısı katılın diye el kaldırdı, öbür yarısı katılmayın diye el kaldırdı!
    Normalde, bir uzlaşma yoksa, 'particilik' icabı rakip partinin adayına tereddütsüz karşı çıkılır. Fakat konu 'particiliği' aşıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde "türbanlı eş yasağı" ile "Zenciler giremez" gibi bir tavır alınmasına DYP ve ANAP tabanı da tepki duyuyor.
    AKP 2002 seçimlerinde yüzde 34, 2004 mahalli seçimlerinde yüzde 42 oy aldı; nereden aldı? Daha önce ANAP'a ve DYP'ye ol vermiş olan klasik "Demokrat Parti" seçmeninden! DYP ve ANAP önümüzdeki seçimlerde nereden oy almaya çalışacak? Aynı kitleden!
    Ya CHP ile birlikte davranmak veya AKP'ye yakın durmak! ANAP ve DYP için gerçekten zor bir tercih.
    Hele genel seçimler bu kadar yakınken!

    Söz milletin
    Görüştüğüm AKP'liler dün 367'yi "üç dört farkla" aşacaklarını söylediler. Bana zor gözüküyor.
    Yine de siyasette 24 saat gerçekten uzun bir zamandır.
    Diyelim 367 olmadı da 360 küsur oldu... O zaman CHP Anayasa Mahkemesi'ne gidecek.
    Bu defa Anayasa Mahkemesi, siyaseten büyük sonuçlar doğuracak nitelikte zorlu bir hukuk sınavı verecek.
    Bana göre 367 şartını koşanlar, hukuku bir siyasi silah gibi kullanıyorlar; bizde bu gelenek maalesef 'derin'dir.
    Diyelim Yüce Mahkeme o teze hak verdi, iptal etti. Ne olacak? Anayasa'ya göre "derhal" seçim!
    Temmuz ortaları gibi!
    Diyelim eylül...
    Sonunda "söz milletin" nasıl olsa!
    Telaşa, gerilime, evhama lüzum yok; faydası da yok.

    Kaynak: Milliyet