Çin; Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn'in yer aldığı Körfez denen bölge ile ilişkilerine çok önem veriyor.
Hem enerji, hem ekonomik ve hem de siyasi sahalarda nüfuz ve ağırlık kazanmak için çeşitli hamleler yapıyor, bölgeye sık sık resmî heyetler gönderiyor. Nitekim bu çerçevede Çin Başbakanı Wen Jiabao, geçen hafta bir heyetle birlikte bölgeye 6 gün süren önemli bir ziyaret gerçekleştirmiş bulunuyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'ı ziyaret eden Jiabao, bu arada Körfez İşbirliği Konseyi yetkilileriyle görüşmüş bulunuyor. Suudi Arabistan'da Kral Abdülaziz ile görüşen Jiabao, bu ülkeyle çeşitli ikili anlaşmalar imzalarken işbirliğini artıracak, güçlendirecek yüksek seviyede bir de komisyon kurulması için ön mutabakat sağlamış bulunuyor.
Jiabao'nun ilk durağı olan Suudi Arabistan, Çin için birçok yönden çok önemli bir ülke sayılır. Çin, bu ülkeden önemli miktarda petrol alıyor. Hatta bir Suudi yetkiliye göre, Suudi Arabistan bugün Çin'in en büyük ithal petrol kaynağı (yani İran değil). Suudi petrol şirketi Aramco, Çin'in Kuingdao ve Fujian eyaletlerinde iki rafineriye sahip. Son anlaşmalarda Çin'in Sinopec petrol şirketinin Suudi Arabistan'ın Yanbu bölgesinde yeni bir petrol rafinerisi kuracağı da yer alıyor. Bu rafineri 2014 yılında faaliyete geçecek ve günde 400 bin varil ham petrol işleyecek. Çin'in diğer şirketleri de Suudi Arabistan'da çok sayıda altyapı ve sanayi sektöründe önemli yatırımlar yapmış bulunuyorlar. Bunların sonucu olarak da Suudi Arabistan, Çin'in Ortadoğu'daki en büyük ticari ortağı konumuna yükselmiş bulunuyor.
Ziyaretin ikinci durağı olan Birleşik Arap Emirlikleri, iki ülkenin diplomatik ilişkiler tesis etmelerinden sonra bir Çin başkanı seviyesinde yapılan ilk ziyaretti. Başkent Abu Dabi'de ülke lideri Şeyh Halife Bin Nahayan ile görüşen Jiabao, çeşitli anlaşmalar yaparken aynı zamanda bu ülke ile bir stratejik ortaklık anlaşması konusunda da mutabakata vardı. Bu anlaşma hangi manaya geliyor, neyi ihtiva ediyor, şu aşamada söylemesi zor; ancak 'stratejik' sözünden önemli olacağa benziyor.
Üçüncü durakta Katar'ın başkenti Doha'da ülke lideri Şeyh Hamad Bin Halife El Tahani ile bir araya gelen Jiabao, bu ülke ile de çeşitli anlaşmalara varmış bulunuyor. Bunların arasında bir rafineri projesi var. Ayrıca taraflar, yatırım faaliyetleri ve mali destek konularında anlaşmışlar. Ayrıntılarının açıklanmadığı bu anlaşmalar da haberlere göre oldukça önemli. Özetle söylersek Jiabao, son ziyaretinde Çin'e hem enerji hem yatırım ve hem de diğer sahalarda önemli katkılar sağlamış bulunuyor. Bu da elbette Çin'in Körfez bölgesindeki ekonomik güç ve ağırlığının artması anlamına geliyor.
Diğer yandan, ziyaretin dünyayı ve bizi de ilgilendiren bir başka yönü de vardı. Bu da tarafların bugün yaşanan 'İran meselesi' ile ilgili görüş, tavır ve politikalarıydı. Tarafların İran'ı konuştukları aşikâr. Bunun yanı sıra Suriye ve Irak'ın da konuşulduğu hem yetkililerce ve hem de haberlerde açıkça ifade ediliyor. İran konusunda tarafların ne konuştukları tam bilinmiyor; ama İran'ın petrol satamaz hale gelmesi durumunda başta Suudi Arabistan olmak üzere diğerlerinin piyasadan eksilecek İran petrolünü telafi edip etmeyecekleri bu bağlamda en çok sorulan soru sayılır. Esasen sorunun cevabı az-çok belli: Suudi Arabistan ve diğerleri eksiği telafi edecekler. Bu da İran'ın aleyhine olacak elbette.
Bu çerçevede başka bir soru da, Körfez ülkeleri ile gittikçe yakınlaşan, petrol bağlantılarını geliştiren Çin'in İran ile ilişkilerinin bu durumdan ne kadar etkileneceği hususu üzerinde yoğunlaşıyor. Çin, bundan sonra İran ile ilişkilerini ne kadar gevşetmeye başlayacak, İran'a karşı yeni bir pozisyon mu takınacak? İran'ı bugüne kadar destekleyen Çin yeni durumda, yeni Amerikan ve AB müeyyidelerinin gündeme gelmesiyle İran'dan uzaklaşıp Amerika ve müttefiklerinin tarafına mı yönelecek gibi sorular bu bağlamda hemen akla geliyor.
Başbakan Jiabao'nun Katar'ın başkenti Doha'da 'Çin, İran'ın nükleer silah geliştirmesine ve sahip olmasına şiddetle karşıdır' şeklinde beklenmeyen bir çıkış yapıp ayrıca İran'ı Hürmüz'ü kapatma konusunda sert bir şekilde uyarması, Çin ile İran ilişkilerinde yeni bir durumun ortaya çıkması bakımından manidardı. Jiabao'nın Körfez çıkarması hem Çin'in bölge ile ilgili yeni hamleleri ve hem de İran'a bakışının değişmekte olduğu izlenimini vermesi bakımından önemliydi velhasıl. Medyada yer almayan söz konusu ziyaretin kısa özeti ve değerlendirmesi böyle.
Kaynak: Zaman