Dayton Barış Anlaşması uyarınca tesis edilen ve milletlerarası camiayı temsil eden Bosna Yüksek Temsilcileri, bu anlaşmanın yürütülmesinden sorumludurlar.
Bu amaçla anlaşmayla kendilerine çok önemli yetkiler tanınmıştır. BM Güvenlik Konseyi'ne karşı sorumlu olan bu temsilciler, düzenli olarak Konsey'e anlaşmayla ilgili bilgi verir, rapor sunar, gelişmeleri anlatır, bunlara göre hareket tarzı benimserler.
Yedinci Yüksek Temsilci Avusturyalı diplomat Valentin Inzko da bu çerçevede geçen pazartesi Konsey üyelerine bir konuşma yaparak Bosna'daki son durumu, anlaşmanın bugün hangi safhada bulunduğunu ve var olan problemleri anlatmış bulunuyor. Altı sayfadan meydana gelen ve önümde duran bu konuşmada Inzko, pek çok konuya değinerek hem olumlu ve hem de olumsuz gelişmelere dikkat çekmiş, anlaşmayla ilgili endişelerini de dile getirmiş bulunuyor.
Inzko, olumlu gelişmeler babında Türkiye'nin de büyük katkısının olduğu Batı Balkanlar'daki bölgesel uzlaşma ve barış çabalarından övgüyle söz ederken bugün Dayton'ın yürütülmesindeki en büyük engelin Republica Srpska denen Bosna Sırp oluşumun liderliği olduğuna açıkça işaret ederek şöyle diyor:
'...Republica Srpska liderliği, mesela, devlet kurumlarının zayıflatma, bunların altını oyma ve Yüksek Temsilcilik'in otoritesinin ve Dayton kararlarının reddine yol açacak referanduma başvurma tehditlerinde öncülük yapmaktadır. Dayton Anlaşması ve Yüksek Temsilcilik'in otoritesine meydan okuma kanunsuz olacağı gibi bu o antitenin (yani Republica Srpska'nın) bizzat kendisini de tehlikeye atacaktır; zira antiteler (Müslüman-Hırvat Federasyonu ve Republica Srpska) meşruiyetlerini söz konusu anlaşmadan almaktadırlar.'
Inzko'nun Republica Srpska liderliğinden kastı da bugün bu oluşumun Başbakanı Milorad Dodik. Referandum lafını çok eden Dodik hükümeti, geçen şubat ayında milli konularda halkın görüşünün belli olması amacıyla mahalli parlamentodan bir kanun çıkarmıştı. Dodik'e göre referandumlar halkın Dayton Barış Anlaşması ve Yüksek Temsilcilik makamının aldığı kararlar konusundaki görüşlerini ortaya çıkaracaktı.
Kanun çıktığı zaman bu hem Amerika ve hem de Avrupa Birliği tarafından Bosna Anayasası'nın ihlali olarak görülmüş, bunun Bosna'daki istikrarı tehlikeye attığı hakkında görüş birliğine varılmıştı. Aynı endişe ve mülahazalar Yüksek Temsilci Inzko tarafından da dile getirilmişti. Ancak bunlara rağmen Dodik, geri adım atmamış, referandum tehdidini milletlerarası camiaya karşı koz olarak kullanmaya devam etmişti. Bugün de bu durum devam ediyor. Dodik, bu tehdidiyle milletlerarası camiayı tedirgin etmeye devam ederken aynı zamanda başka davranışlarıyla da Dayton'a ve Inzko'ya meydan okumaya kararlı görünüyor ve kafasındaki bağımsız Republica Srpska fikrini yavaş yavaş hayata geçirmeyi planlıyor.
Dodik'in bu kadar cüretkâr olmasının şüphesiz birçok sebebi var. Bunlar şöyle özetlenebilir: Milletlerarası camianın Bosna ve buradaki gelişmelere olan ilgisinin zayıflaması, Bosna'da herhangi bir anlaşma ihlaline ya da Yüksek Temsilcilik makamına karşı yapılacak herhangi bir eyleme karşı son çare olarak düşünülen fiili askerî müdahale fikrinin artık camia nezdinde pek kabul görmemesi, bu çerçevede Bosna'daki NATO gücünün hemen hemen kalmamış olması, Dodik'in Bosna'yı istikrarsızlaştıracak bazı avantajlara sahip olması ve Sırbistan'daki önemli güç odaklarınca destekleniyor olması gibi sebepler bunlardan bazıları.
Bu sebeplerin güçlü kıldığı Dodik bugün Bosna barış, istikrar ve bütünlüğünün önündeki en büyük engel. Esasen, Inzko isterse, kendisine tanınan yetkiler çerçevesinde Dodik'i görevden alabilir. Bu mümkün; ancak bunun yol açabileceği muhtemel tehlikelerden dolayı Inzko, bunu yapamıyor. Hemen hatırlatalım, kendisine karşı bir hareket yapıldığında ya da bir karar alındığında Dodik anında 50.000 Sırp'ı Saraybosna'ya karşı yürüteceği tehdidinde bulunmuştu bir süre önce. Bu tehdide ilave olarak Dodik'in başka tehditleri de zaten söz konusu çoktandır. Kısacası, Milorad Dodik, bugün Bosna'nın bütünlüğü çerçevesinde en büyük problem ve çıbanın başı olarak duruyor. Bu konuda büyük güçler, Inzko ve milletlerarası camia ne yapacak, henüz bilinmiyor. Çoktandır yazmadığımız Bosna hakkında bugünlük bu kadar...