Cezayir'in ulusal bütünlüğünü tehdit edip dış güçlerin müdahalesinin önünü açan düşmanlar gerçekten içeride mi? Rejimin ve yandaşlarının propagandalarına inanırsak, evet! Ancak, "Arap Baharı"nın yarattığı korkuyla başa çıkmak için Suriye tarzında hareket eden rejimin, aynı doksanlı yıllarda olduğu gibi barışçıl halk hareketlerini katliama, ülkeyi de şiddet ve karşı- şiddetin sahne olduğu bir kâbusa çevirmeye çalıştıkları ortada.

Seksenlerin başında onurlu vatandaşların ulusal birlik üzerindeki endişeleri, o günlerde aşiret bölgelerinde başlayan Amazigi dilinin yayılmasındaki sert taleplerdi. Peki, bugün bu vatandaşlar hangi endişeleri taşıyor? "Güneyde neler olduğunun farkında mısınız?" diye sorarak aslında sadece Cezayir'in güney sınırındaki ( malinin kuzeyi) Fransız müdahalesine işaret etmiyor, aynı zamanda bazı şehirlerdeki işsiz gençlerin eylemlerine de dikkat çekmeye çalışıyor. Neden? Çünkü bu işsizlerin bir kısmı bölgenin yerlileri olarak, kendilerine ülkenin güney bölgelerindeki petrol rezervlerinde çalışmaları için öncelik verilmesini talep ediyor. Çünkü onlar haklı olarak, bölgenin zenginliklerini elde etmede diğerlerinden daha çok hakları olduklarını düşünüyorlar. Bunun aynısı daha önce de yaşanmıştı. Cezayir'in kuzeydoğusundaki Annaba bölgesinde yaşayan işsiz halk, demir çelik üretimi ve kompozit taş çıkarma işlerinde çalışmak için kendilerine öncelik verilmesini talep etmişlerdi.

Güneyde başlayan işsizlerin eylemlerinin yarattığı ulusal bütünlüğün bozulma korkusu, 14 Mart 2013'te Ouargla kentinde başlayan protestolarla zirveye ulaştı. Bazı sol gruplar, protestocuları uyararak eylemin zamanının uygun olmadığını ilan etti. Çünkü protestolar petrol bölgelerinde yoğunlaşıyordu ve onlara göre ülkedeki düşmanlar, çölde kaos oluşturmaya ve halk arasında ayrılık tohumları saçmaya çalışıyordu! Bundan da daha garibi, bazıları ülkedeki işsizliğin kapitalizmin bir sonucu olduğunu bize hatırlatıyor, protestocuların hükümet dışı gayri resmi kurumlar tarafından kiralanan adamlar olduklarını savunuyordu. Bunun kanıtı olarak da eylemcilerin yaşam standartlarını ve gelirlerini sunuyordu. ( Ali Hakimi, günlük rapor, 12 Mart 2013). Sosyal medyada da pek çok internet sitesi, "Güneyin Çocukları Hareketi"nin üyesi olan bazı şahısların kötü niyetlerini sergilemek için sanki yarışa girmiş gibiydiler. Onlara göre güney kelimesi bile sanki sözlükte ayrılıkçı kelimesinden türemiş gibiydi.

14 Mart günü geldi, ama beklenen korku gerçekleşmedi, yer ile gök birbirine karışmadı. Ouargla'da işsizlerin eylemlerinde ayrılıkçılara dair hiçbir iz görmedik. Aksine, eylemlerde herkes hep bir ağızdan ülkenin bütünlüğünün kırmızıçizgi olduğunu haykırıyordu. Barış için şarkılar söylendi, özgürlük için sloganlar atıldı. Ama bir gün, bu sloganları atan binlerce işsiz genç, yabancı güçlerin emirlerini yerine getiren kiralık adamlar olarak tanıtıldığını gördüler. Rejim, onların iktidarı ele geçirme teşebbüsü içinde olduklarını ve düşmanların emirlerini yerine getiren hainler olduklarını ispatlama gayreti içine girmişti.

Vatanın işsiz çocuklarını vicdansız komplocular olarak ilan etmek gerçekten trajikomik bir durum. Hükümet bu şekilde, ülkenin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine gittikçe tırmanan işsizlik sorunundaki sorumluluğunu unutturmaya çalışıyor. Bunun yanı sıra taşıma şirketlerinin petrol bölgelerinde başkalarını çalıştırmasına da göz yumuyor. Çünkü şirketler bölge halkından birilerini çalıştırmaya başlarsa kolay kolay sömüremeyeceğini çok iyi biliyor. Bu nedenle doğdukları topraklara yakın olmayan insanları seçiyor, hükümet de bu durum karşısında sessiz kalıyor.

Eğer bugün Cezayir'in bütünlüğünü bozan birileri varsa, onlar güneyli işsiz gençler değil, onları izinsiz eylem yapma suçundan hapse atanlar ve yaşadıkları baskılar karşısında sessiz kalanlardır. Ulusal egemenliği tehdit edenler ne Ouargla'daki protestocular, ne de kendi yetiştikleri bölgelerde iş alıp kaynaklarından faydalanmak isteyen halktır. Egemenliği tehdit edenler sadece bu insanları paralı hainler olarak niteleyen ve uyguladıkları şiddet ve zulümlerle yeni bir terörist neslin doğmasına çalışan taraflardır!

Kaynak: Al Akhbar
Dünya Bülteni için çeviren: Tuba Yıldız