Türkiye'ye tepki göstermek adına başvurduğu diplomatik yöntemi pek çok kimse İsrail'e yakıştıramadı. İsrail'in başvurduğu ilkel diplomatik davranış önemli bir şeyi ortaya çıkardı; İsrail'in ne olduğundan çok imajını… Özellikle Türkiye'de Batı yanlısı olmayı İsrail merkezli olmaya indirgeyen bir İsrail severliğin, hem Türk Hariciyesi'nde hem de Batıcı seçkinlerde egemen bir tutum olduğu malum. Adeta "nüfuz casusu" gibi kalem oynatan yazarlar tarafından geri, pis Arap imajına karşılık üstün, zeki, güçlü, Batılı, medeni İsrail söylemi her fırsatta işlendi. İsrail karşısında yenilen Arapları kültürü, tarihi, hatta ırklarından dolayı bir tür aşağılamaya varan bir 'İsrailseverlik' söz konusu. İsrail karşıtlığını, yani Kudüs'ü, Filistin'i işgal eden Siyonist kolonyalizmini gündeme getiren her söyleme 'anti-semitizm' etiketi yapıştıranların aslında anti-Arapçılık, hatta anti-Müslümanlık yaptıkları bile söylenebilir. Türk ulusçuları da Batıcı, laikçi seçkinler de bu oryantalist söylemin keyfini çıkararak İsrail'in tüm günahlarını, meftun oldukları medeniyet adına görmezden gelirler. Anti-semitizmin aynı zamanda anti-Arapçılığı da içermesi nedeniyle Arap düşmanlığına kolayca geçildiği vakidir. İsrail'le kıyaslanan Arap karşıtlığı üzerinden seküler Türk/çülük kimliği " Peki, ne oldu da birçok yazarın hüzünle anma ihtiyacı duyduğu bu "dünyanın en zeki milleti" bu denli ahmakça bir diplomasi kabalığına duçar olmuştu? YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLATINIZ