Suriye konusunda uluslararası kamuoyunun "duyarsızlığı"ndan şikayetle "Suriye'nin Bosna gibi olması" ihtimaline vurgu yapılıyor. Gerçekten de Suriye'de yaşananlar karşısında uluslararası aktörlerin ve bölge ülkelerinin tavırlarına bakıldığında Bosna örnekliğini haklı çıkaracak işaretler yeterince var.
Suriye ile Bosna arasında bu benzeşimin kurulmasıyla insani açıdan küresel ve bölgesel aktörlerin kendi kamuoylarını harekete geçirmekte etkili olunacağı varsayılıyor. Bu noktada, Bosna'ya yapılan göndermenin Suriye ile ne kadar örtüştüğü, dahası Bosna'da neden 250 bin insanın katledilmesinin beklendiği sorusu gündeme geliyor.
Hatırlanacak olursa, Bosna savaşı, soğuk savaş döneminin sona ermesiyle dağılan Sovyetler'e paralel olarak Yugoslav sisteminin de parçalanmasıyla ortaya çıkan insanlık dramına yol açan katliamlar dizisidir. Özellikle Almanya'nın başı çektiği Avrupalılar, Yugoslavya'nın parçalanarak kendi arka bahçeleri olmasında yarar gördüler. Bosna'nın durumu ise ne Hırvatistan ne de Slovenya'nın ayrılmasına benziyordu. Taraflardan biri Müslüman olduğu için, Avrupa'nın ortasında bir Müslüman devletin oluşmasına Avrupalıların tarihi önyargıları izin vermiyordu. Sonuçta Avrupalılar küçük hesapları uğruna yüz binlerce insanın katline seyirci kaldılar. DEVAMI>>>