ABD başkentinde yine 'Türkiye' zamanı... Her yıl bu sıralar yapılan American-Turkish Council' (Amerikan-Türk Konseyi) toplantısı dün başladı. Bir hafta boyunca düzenlenecek paneller, konferanslar ve beyin fırtınası toplantılarında Türk-Amerikan ilişkileri her boyutuyla tartışılacak.

Türkiye'nin ekonomisini yönetenler bir başka toplantı için zaten buradalar. IMF'nin ilkbahar toplantısı da şu sıralarda Washington'da devam ediyor; toplantıya katılmak üzere ABD başkentine gelen bakanlar ile üst düzey ekonomi bürokratlarından bazısı ATC etkinliklerinde de konuşmacı olarak yer alıyor. Ekonomiden sorumlu Mehmet Şimşek ile dış ticaretten sorumlu Kürşat Tüzmen'in yanında Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de burada. Herbiri değişik oturumlarda görüşlerini açıklayacaklar.

IMF'de yapılan ekonomik dengelerle ilgili tartışmalarda Türkiye siyasetindeki yeni gelişmeler neredeyse gündeme damgasını vurmuş. Söz ne zaman ülkemize gelse, parti kapatma davasıyla başlayan sürecin ekonomiyi ne denli etkileyebileceği sorusuna muhatap edilmiş Türk yetkililer... Bir üst düzey bürokrat, "Sonbahar toplantısında Dağlıca baskını ve PKK'ydı Türkiye denildiğinde ilk akla gelen, bu defa kapatma davasıyla uğraşmak zorunda kaldık" dedi.

Amerikan yönetiminin bu yılki ATC toplantısına özel bir önem verdiği, katılımın düzeyinden anlaşılıyor. ABD bürokrasisinin savunma, dış ticaret, dış politika, sağlık, tarım ve enerji alanlarında en yüksek temsilcileri ATC toplantısına katılıyor. Bu yıl bir de bir ilk yaşanacak: İlk kez bir Amerikan Dışişleri Bakanı, Condoleezza Rice, çarşamba günü verilecek resmi öğle yemeğinin onur konuğu olacak ve bir konuşma yapacak. Konuşmasında iki ülke ilişkilerinin Washington'dan nasıl göründüğünün işaretlerini vereceği sanılıyor Rice'ın...

Ak Parti hükümeti, nedense, bu yılın ATC toplantısına fazla rağbet göstermiyor. Üç bakandan ikisi zaten başka amaçla Washington'dalar; dış politika ve enerji konularının ağırlıklı olarak konuşulacağı forumlarda siyasi muhatap yok Türkiye'den. Ak Parti'nin Türk-Amerikan ilişkilerinde zaman zaman kilit görevler üstlenmiş isimleri de (sözgelimi Egemen Bağış) bu yılki toplantıya katılmıyor.

Yalnızca siyasilerde değil eksiklik, askerler de bayağı düşük düzeyde temsil ediliyorlar bu yılın ATC toplantısında. En yüksek rütbeli subay bir korgeneral; diğer asker katılımcılar daha düşük rütbeli. ATC'de güvenlik ve savunma sanayii ile ilgili konular her yıl ağırlıklı olarak görüşüldüğü için, daha önceki toplantılara orgeneral düzeyinde katılım olurdu.

Burada konuşulan, Genelkurmay Başkanlığı'nın Türkiye'nin sınır ötesi operasyonunu gölgeleyecek açıklamaları yüzünden ABD yönetimine tavır olarak subay katılımını düşük düzeyde tuttuğu... ABD'nin dışişleri bakanının 'ilk kez' toplantıya katıldığı günümüz ortamında Türk dışişleri bakanının ATC'den uzak durması da siyasilerin tavrı olarak yorumlanıyor kaçınılmaz olarak.

Washington'un Türkiye eksenli bir toplantıya gösterdiği rağbet, buna karşılık Ankara'nın toplantıya kısıtlı ilgisi iki ülke arasındaki ilişkiler hakkında bir fikir veriyor mu?

Bu soruya verilecek "Evet" cevabı ATC toplantılarına gereğinden fazla önem verme anlamı taşır. Öyle sanıyorum ki, Türkiye, Amerikan iş dünyasının desteğiyle sürdürülen ATC faaliyetlerine ters bakmamakla birlikte, iki ülke arasındaki ilişkilerin tek bir boyuta indirgenmesinden de fazla mutlu değil. Üst düzey siyasi yetkililerin ve Ak Parti'nin ABD ile ilişkilerinde kilit rol oynayan mensuplarının Washington'a kadar zahmet etmemesinin sebebi herhalde bu.

Bakalım bu yılın ATC toplantısı konuşmalar ve tartışmalar bakımından öncekilerden daha sönük mü geçecek?


Kaynak: Yeni Şafak