Postmodern darbenin mimarlarından kalan anlamlı tek cümle yok hafızalarımızda. Toplum mühendisliğine soyunmuş zevatın yarına kalan tek cümle kuramamış olması bile bu operasyonun "tarihin akışı içinde bir nokta" olmaktan öte anlamı olamayacağının göstergesi.

Postmodern darbenin hafızalarda kalan sözleri var elbette. Anlamlı olmasa da bu sözlerin, topluma nizam vermek iddiasındaki kadronun vizyonunu, duruşunu, toplumun değerleri karşısındaki konumlarının koordinatlarını verir. 28 Şubat sürecinden hafızalarda kalan sözler hakaretlerdi. Gerek sivil gerek asker bürokratların muhataplarını aşağılayan sözleri. Tahkir derecesine varan, kin ve öfke dolu sözler. Küfürler, aşağılamalar arasında günlük siyaset dilinin vazgeçilmez kelimeleri arasına girmişti; "yarasalar, karanlık güçler, çağdışılar, örümcek kafalar" milyonların karşısında kullanılan kelimelerin en kibar olanlarıydı.

Pervasız ve bir o kadar da mütekebbir, buyurgan ve aşağılayıcı dilleri vardı. Birkaç klişeden, pagan bir ritüeli hatırlatan sloganlardan başka, tehditkâr bir üstünlük gösterisi, sürece damgasını vurmuştu. Aslında vesayet rejiminin beden dilinde, siyasal söyleminde içeriksiz ama güç gösterisine dayalı bir söylem mündemiçti. Yer yer genellemelerle geçiştirilse de muhtevası tüm zamanlara yayılmış bu söylemi toplum da kanıksamış görünüyordu. Belki fazla da ciddiye almıyordu. Egemenler kendi köşelerinden resmi soğuklukla alışılageldik söylevlerini ifade etseler de halk kendi tarzında bir muhalefet geliştirmişti. Geniş zamana yayılan, ani tepkiler vermeyen ama ilk fırsat çıktığında tepkisini ortaya koyan bir edilgen muhalefet. DEVAMI>>>