Bayramdan hemen önce..
İnşaat sektörünün önde gelen bir temsilcisiyle birkaç arkadaş öğle yemeğinde buluştuk.
Baktım biraz huzursuz...
Sebebini sordum, beni çok şaşırtan bir cevap verdi; aramızda ilginç bir konuşma geçti.
Aynen aktarıyorum.
***
- İşler mi bozuk?
Hayır, hem yeni projeler hem de satışlar gayet iyi gidiyor ama size danışmak istediğim beni rahatsız eden bir durum var.
- Nedir çok merak ettim?
Referandum sonucu %58 evet %42 hayır çıktı. Peki yeni yapılan sitelerde durum ne biliyor musunuz?
- Hayır ne?
%80 hayır, %20 evet.
- KİPTAŞ ve TOKİ'nin yaptığı siteler de dahil mi buna?
Hayır, oralarda neredeyse silme evet çıktı yani tam tersi bir durum var.
- Peki size göre bunun sebebi ne?
Araştırıyoruz. Fiyat desen tek başına açıklayıcı değil. TOKİ'nin bazı projeleri daha ucuz ama birçok projesi fiyatta özel sektörle yarışıyor.
- Algı sorunu mu var?
Olabilir ben de bunu konuşmak istedim...
***
Algıdan insanların genetik olarak benzerleriyle yaşama isteğine epey konuştuk.
İngilizce'de 'There is no liking without likeness' diye bir deyim bile var.
İnsanların benzerleriyle birlikte olmaktan hoşlanması Türkiye'ye özgü bir sorun değil.
Ama bu doğal eğilim eğer içinde yaşadığımız toplumu türdeşler gettosuna dönüştürmüşse Paris ya da Amsterdam gibi her an patlamaya hazır şehirlerimiz var demektir.
Lafa gelince İstanbul'un 'Avrupa Kültür Başkenti' olduğunu söyleyip duruyoruz.
Şu haliyle bırakın Londra gibi gerçek bir kozmopolit şehir olmayı, Amsterdam kadar bile farklılık barındırmıyor İstanbul. Diğer şehirlerimizi zikretmiyorum bile...
***
Keşke elimizde Ağaoğlu, Sinpaş, Soyak, Dumankaya, Fiyapı, Taşyapı, Yapı Kredi Koray, Soyak, Ofton, Eston, İnanlar gibi gayrimenkul şirketlerinin inşa ettiği sitelerde yaşayanlara dair 'siyasi tercihlerinden yaşam tarzı duyarlılığına ve öteki algısına' kapsamlı bir çalışma olsa o zaman çok daha sağlıklı analiz yapma imkânı bulurduk.
Her yeni sitenin nasıl bir getto yarattığını daha sağlıklı tartışırdık ama henüz böyle bir çalışma yok.
Bunun yerine sahillere hapsedilen içi boş bir 'Beyaz Türk' tartışmasıdır gidiyor.
***
Türkiye'nin sosyal dokusu zannettiğimizden daha karmaşık bir biçimde dönüşüyor.
Ataşehir'den Halkalı'ya herkesin benzerleriyle yaşamak istediği, farklı olanın dışlandığı yeni gettoların sayısı her geçen gün artıyor.
Tutunamayanların, göçün ya da marjinallerin yarattığı gettolar değil söz konusu olan.
Kendisini şehrin hatta ülkenin gerçek sahibi olarak gören 'türdeş gettolar' bunlar.
Bir yanda TOKİ eliyle yaratılan gettolar diğer yanda özel sektör gettoları.
İronik olan şu ki bu tehlikeye dikkatimizi memleketin sosyologları, siyaset bilimcileri değil o gettoları inşa eden gayrimenkul sektörünün temsilcileri çekiyor.
İnşaat sektöründen bir işadamı uyarıyor.
'Tehlikenin farkında mıyız?'
Kaynak: Radikal