CHP lideri Baykal, seçimlerde “AKP karşıtı” bir ortak cephe oluşturmayı hedefliyor.

CHP'nin bugüne kadar vuruşarak geldiği “Muhafazakarlar”ı bile potansiyel alan olarak işaretlediğine göre, nasıl bir geniş cepheyi hedef aldığı tahmin olunabilir.

Ama bunda ne kadar başarılı olacak?

Kaç eli var ve bununla kaç ele uzanacak?

Mesela Uzan'a uzanabilecek mi?

Uzan'a uzandığında, başka yerlerde yangın çıkmayacak mı?

Uzan'a uzanmak demek, kamuoyunda hortumla ilişki kurmak şeklinde algılanmayacak mı?

Rivayet o ki, Çağlayan mitingine Genç Parti Trakya'dan adam taşımış...

Çağlayan'ın bünye analizi yapılmadı henüz.

Bir TV muhabirinin mikrofon uzattığı adam, “Biz Lionslar olarak 10 bin kişi katıldık bu mitinge” diyor.

Demek öyle...

Lionslar ilk defa kendi flamaları ile eylemde...

Yakında masonları da görürüz böyle eylemlerde...

Yerimiz belli olsun meselesi...

Çağlayan bayrak denizi idi...

Ulusalcılık favori çizgi gibi görünüyordu.

Son zamanların keskin ulusalcısı Doğu Perincek orada idi... meydanı İşçi Partisi afişleri istila etmiş gibiydi.

Ama yanı başlarında Uzan'ın adamları ile Lionslar varmış demek ki...

Uzan da ulusalcıdır mutlaka, Lionslar da...

Bizim memleket masonları bile ulusalcı hale getirir.

İttihat Terakkimiz mason localarında neşvünema bulmadı mı?

Bugünkü ortak cepheciliğe neden şaşırıyoruz ki...

Evet, gelelim CHP'nin geniş cephe politikasına...

Kürsüye Uzan ve Baykal elele tutuşarak çıkmıyorlar mı?

Müthiş bir alkış kopacaktır mutlaka, CHP'nin hortumculuk karşıtı çevrelerinden...

Perincek'le Baykal kürsüde elele durmuyorlar mı?

Mason üstadı azamı cübbesi ve asası ile Baykal'ın yanında kürsüye çıkmamış mı?

“Gel, gel, gel!”

Müthiş manzaralar...

Kimbilir yarın Meclis'te, Uzan ailesinin dosyalarını aklamak için seferber olur CHP camiası...

CHP'nin misyonu ile ne kadar da buluşur bu manzara?

Şaka bir yana...

Bu kadar farklı yiyeceklerle dolu bir sofradan kalkarsanız mide fesadına uğrarsınız.

CHP'nin bu kadar geniş bir cephe politikası ile büyük bir mide fesadı yaşayacağını tahmin etmek zorlama olmayacaktır.

Yaşar Nuri Öztürk'e ne oldu?

Ya 40 yıllık Ertuğrul Günay'a?

Ya Ecevit'lere, Karayalçın'lara, İnönü'lere ne oldu?

Rahmetli arkadaşım Mehmet Ali Taşçı'nın hikayelerinde “Adamyer Fikri” diye bir tip vardı. ben sayın Baykal'ın siyasi serüvenine baktığımda hep o tipi hatırlıyorum. Belki de bu sefer yanılacağım, kimbilir.