SAYIN Tayyip Erdoğan'a birkaç not sunacağım. Notlarımı tarihten aldım ama tarihte kalmış konular değil. Çünkü ana çizgiler devam ediyor; devletle halkın, merkezle kenarın, 'beyaz'larla 'siyahlar'ın gerilimleri...
Türkiye çok şükür darbeleri aşmıştır. Bundan sonra kimse asla darbe yapamayacaktır. Bu kesin ama tarihten gelen fay hatlarındaki gerilimlerin yarattığı tehlikeli enerji boşalmaları ülkeye zarar veriyor, ekonomiye zarar veriyor, demokrasimizin olgunlaşmasına zarar veriyor.
İlk notum, merhum Menderes'in bakanlarından Mükerrem Sarol'a ait... Ünlü yazar Şevket Süreyya Aydemir, bir sohbette Sarol'a DP'nin ekonomik atılımlarından övgüyle bahsediyor, bunu duyan Başbakan Menderes çok memnun oluyor, Aydemir'i yemeğe davet ediyor, çıkacak gazetenin başyazarlığını öneriyor, öneriyi kabul eden Şevket Süreyya, Menderes'e diyor ki:
- Tansiyonu düşürün. Asker sivil aydınlarla, bürokrasiyle, basınla gerilimi bu düzeylere çıkarmayın! Ilımlı olun...
Sonradan Mükerrem Sarol 1960'larda yazacağı hatıralarına şu notu düşecektir:
"Meğer Şevket Süreyya Bey bize ne kadar önemli bir uyarıda bulunmuş imiş..."

Basın ve iktidar
Burada CHP'nin 1950'lerde nasıl kışkırtıcı muhalefet yaptığından ziyade DP'nin bu kışkırtmalara kendini nasıl kaptırdığını anlatmayı daha yararlı buluyorum.
Basın sorunu! O zaman yazılıp çizilenler öylesine iğrenç tahriklerdir ki, Şevket Süreyya Aydemir "Menderes'in Dramı" adlı kitabında birkaç örnek vermeyi bile zül saymış, iğrençliklerini belirtmekle yetinmiştir.
Ama Şevket Süreyya rakamlar da vermiştir: İktidarı destekleyen gazetelerin tirajı 70 bine düşerken, iktidara karşı çıkan gazetelerin tirajı 1.5 milyonu bulmuştu!
Menderes basının "doğru yazması" için bastırdıkça diktatör görüntüsü veriyor, tepki büyüyordu.
CHP'nin 23 yılında tek üniversite, DP'nin on yılında 4 üniversite açılmıştı; üretim, eğitim, ulaşım rakamları kat kat artmıştı... Ama bunlar kavganın toz dumanı içinde dikkat çekmiyordu. Menderes'in gençleri öldürtüp cesetlerini kıyma makinelerine gönderdiği fısıltısı her yeri sarmıştı! Bunun yalan olduğunu belgeleyen CHP raporunun açıklanmasını İsmet Paşa engelliyordu:
"Bırakın öyle bilinsin!"
Kamil Kırıkoğlu anılarında anlatır bunu.

Zor dönem
Böyle çılgın bir ortamda Prof. Ali Fuat Başgil, Menderes ve Bayar'a derhal gerilimi düşürmeyi, hatta gerekirse bir DP-CHP koalisyonu kurarak derhal seçimlere gitmeyi tavsiye ediyordu. Samet Ağaoğlu, "Arkadaşım Menderes" adlı kitabında, o tavsiyelere uyulmamış olmasını hüzünlü bir dille anlatır.
27 Mayıs'ın "Ordu+CHP=İktidar" planını önlemenin yolu, Başgil'in tavsiyesi idi. Ama yumuşamayı başaramayan DP, felakete doludizgin sürüklenecekti...
Bugünkü kavgalar, o günkü azgınlıkların yanında çok sakin kalır! Başbakan Erdoğan'ın bugün tansiyonu düşürmesi çok daha kolaydır.
Bizde iktidarların ikinci dönemlerinde hem kabaran iştahlar yolsuzluk eğilimlerini besliyor, hem artan tepkiler muhalefeti sertleştiriyor; ikinci dönemler çok zor geçiyor. Çıkış yolu, itidaldir, siyasi hoşgörüdür, diyalogdur, yolsuzluk iddialarının üzerine gittiğini göstermektir. "Türkiye'nin krizi fırsata dönüştürmesi" için de bu şarttır; Sayın Başbakan...

 

Kaynak: Milliyet