Cumhurbaşkanı Gül'ün Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev onuruna önceki gün verdiği akşam yemeği sırasında hükümete yakın çevreler, işadamları ve diplomatlarla Türk-Ermeni açılımı ve Azerbaycan konusunu konuştuk.
Başbakan Erdoğan'ın, çarşamba günü Erzurum-Ankara yolculuğu sırasında uçakta gazetecilerle konuşurken, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev hakkında kullandığı sitemkâr ifadelerin buzdağının sadece ucu olduğunu da böylece gördük.
Özetle, Aliyev yönetiminin Türkiye'nin Ermenistan açılımının tüm bölgeye ve bu arada Azerbaycan'a da sağlayacağı potansiyel yararları "anlayamadığına" dair bir kanaat var Ankara'da. Erdoğan'ın Azerbaycan ile ilişkilerdeki gelişmelerden "üzüldüğünü" belirtmesi ve (Aliyev kastederek), "Çok farklı tavır koyarak bunların önünü kesmesi mümkündü, ben beklerdim" diye konuşması da bizce bununla bağlantılı.
Dama değil, satranç
Konuştuğumuz önemli isimlerden biri, "Diplomasi dama değil, satranç oyunudur" diyerek şunları söyledi:
"Ermenistan'la olan süreçte Karabağ boyutu kesinlikle var. Protokollerin Meclis'e sevki satranç oyununun bir parçasıdır. Protokollerin öngördüğü yol haritasının işlemesi de Karabağ'daki gelişmelerle bağlantılı olacak."
Söz konusu yetkilinin, bu çerçevede, "Karabağ sorununda kıpırdama olmadan protokollerin Meclis'ten geçemeyeceğini" söylemesi de dikkatimizi çekti." Başka bir yetkilinin, Ermenistan açılımı ile Türkiye'nin, Karabağ sorununu ele alan Minsk Grubu'nu tekrar canlandırdığını söylemesi de ilginçti.
Bu arada konuştuğumuz diplomatlar, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev'in de, kendi ülkesini yakından ilgilendiren Güney Kafkaslar'ın istikrarına yapacağı katkıdan dolayı, Ermenistan açılımını desteklediğini söylediler.
Aliyev iyi değerlendiriyor
Öte yandan, konuştuğumuz bazı kişilerin, Bakü'nün Rusya'nın geçen yaz Gürcistan'a karşı gerçekleştirdiği operasyonun bölge açısından ne anlama geldiğini anlayamadığına inandıklarını gördük. Ancak bölgede uzun yıllar iş yapan Türk işadamlarından bazılarının buna hiç katılmadıklarına da tanık olduk.
Bunlar, "kurt politikacı" diye niteledikleri Aliyev'in aslında gelişmeleri çok iyi değerlendirdiğini, asıl amacının ise, ülkesine uzun vadede daha çok yarar sağlayacağına inandığı, Rusya'ya yakınlaşmak olduğunu savundular.
Bunun kendisine göre nedenlerini açıklayan bir işadamı şunları söyledi:
"Karabağ sorunu ne Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattını, ne Bakü-Tiflis-Kars demiryolunu, ne de Azerbaycan'ın petrol gelirleri nedeniyle zenginleşmesini engelledi. Aksine, Ermenistan'ı bölgede izole ederek Azerbaycan'a ek yararlar sağladı. Mevcut statüko bu nedenle Bakü'nün işine geliyor."
Tavşan-tazı oyunu
Karabağ sorununun çözümsüz kalmasının Rusya'nın da işine geldiğini belirten söz konusu işadamı şöyle devam etti:
"Moskova böylece Kafkaslar'da 'tavşan-tazı oyununu' oynayabiliyor. Aliyev de Moskova sayesinde Karabağ'daki mevcut durumun devamını sağlayabileceğine inanıyor.
Bu durum Azeri kamuoyunu elinde tutmasını da sağlıyor. Böylece içeride siyasi sorunlarla karşılaşmasını bir noktaya kadar engelliyor."
Konuştuğumuz kişilerin görüşleri böyle. Bu arada Cumhurbaşkanı Gül'ün Aliyev ile önceki gün telefonla konuşması, ardından da Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Bakü'de Aliyev tarafından kabul edilmesiyle iki ülke arasındaki tansiyonun azaldığı söyleniyor.
Umarız bu doğrudur, çünkü Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler sadece "kardeşlik" ve "soydaşlık" nedeniyle değil, iki devletin uzun vadeli stratejik çıkarlarıyla da yakından ilgili. Ancak bunun için, yukarıda sözünü ettiğimiz yetkilinin de ifade ettiği gibi, Bakü'nün bir an evvel "damayı" bırakıp "satranç" oynamaya başlaması gerekiyor.
Bulunduğu tehlikeli ve değişken coğrafya da zaten bunu gerektiriyor.
Kaynak: Milliyet