Azerbaycan tarafında belirgin bir kaygı var: Türkiye, Ermenistan'la ilişkileri geliştirme pahasına sınır kapılarını açarak Azerbaycan'ı gözden mi çıkaracak?!
Evet Azeriler bu kaygıyı duyuyor ama her kademede aynı değil. Sokakta ve basında daha fazla, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'de ve Azerbaycan hükümetinde daha az. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İlham Aliyev'le yaptığı telefon görüşmelerinde bu kaygıyı tamamen değilse de bir hayli gidermiş. Azeriler yine de Türkiye'ye 'rahatsızlık' mesajı vermeyi gerekli buluyorlar.
Ermenistan tarafına gelince... Cenk Başlamış'ın dünkü Milliyet'te bildirdiği gibi, Türkiye ile Azerbaycan'ın arasının açılmakta olduğunu düşünerek seviniyorlar. Hatta Ermeni Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Richard Kirakosyan, "Tek millet, iki devlet sloganı can çekişmeye başladı" diyerek sevincini gizlemiyor!

Ankara ve Bakü
Türkiye ile Azerbaycan'ın arası açılırsa ne olur? Dün görüştüğüm kaynaklarından aldığım bilgiler şöyle:
-  Hem Türkiye'nin hem Batı'nın Kafkasya'da "istikrar" stratejisi büyük bir darbe alır. Çünkü bu stratejinin dayanağı Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan üçgenidir.
Aynı şekilde hem Türkiye'nin hem Batı'nın "enerji" stratejisi de büyük darbe yer! Çünkü enerji stratejisinin esası, Hazar ve çevresindeki enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden Batı'ya bağlanmasıdır.
Türkiye bu zararları görür ama...
-  Azerbaycan da büyük zarar görür! Azerbaycan Kafkasya'da yalnızlaşır, Rusya'ya sürüklenir! Sadece güvenliği değil, ekonomik gelişmesi ve enerji politikası da büyük zararlara uğrar.
Görülüyor ki, "İki millet, bir devlet" şiarı sadece kültürel ve hissi değildir; aynı zamanda jeopolitik, stratejik ve hayati enerji bağlarıyla da birbirine bağlanmış olmayı ifade ediyor. Kopması iki ülke için de çok büyük zararlara yol açar.

Ermenistan'a gelince
Ermenistan iki sebepten çok sıkıntıda:
-  Şimdiye kadar Kafkasya denkleminde Rusya'ya ve İran'a dayandı, adeta Rusya'nın 'Kafkasya karakolu' oldu. Batı stratejilerinin bir unsuru olamadı, fakirleşti.
-  Ermeni milliyetçiliği Ermenistan'a çok zarar verdi; 'toprak fethetme' siyasetiyle Azeri topraklarını işgal etmesi Türkiye'nin haklı ambargosuna yol açtı, Ermenistan yine fakirleşti.
Bu çemberden çıkmak için Türkiye'nin kapılarını açmasını ve Türk-Azeri beraberliğinin bozulmasını istiyorlar.
Böyle bir şey hem Türkiye'ye, hem Azerbaycan'a ve hem de bütün Kafkas dengesine çok büyük zarar verecektir ve olmayacaktır!
Bugünkü durumun sürüp gitmesi ise, Ermenistan'ın iktisaden aleyhine ama "işgal"in daha uzun müddet devam ederek "yerleşmesi" de Azerbaycan'ın şiddetle aleyhinedir!
Onun için bu karşılıklı düğümleri "paralel süreçler"le çözmek gerekiyor. Bu terimi Ankara'da üst düzey bir yetkili özenle vurguladı:
- Önce bizim kapıları açmamız söz konusu olamaz. Çünkü her şey altüst olur. Bunun yerine Ermeniler Karabağ meselesinin çözümünde adım atmalı, Azerbaycan'la bu konudaki görüşmelerde ciddi gelişmeler olmalı... Biz de buna denk adımlar atmalıyız.
Netice: Türkiye ve Azerbaycan birbirleri için hayati derecede önemli ve önceliklidir; Güney Kafkasya sorunları Ermenilerle görüşerek "paralel süreçler"de çözülecektir.

Kaynak: Milliyet