Avrupa'nın genç nesil dışişleri bakanlarına Hırvatistan Dışişleri Bakanı Gordan Jandrokovic de dahil. 1967 doğumlu Jandrokovic, resmi bir ziyaret için geçen hafta Ankara'daydı. Hırvat bakan ile ziyareti sırasında görüşme fırsatı bulduk.

Türkiye'nin AB üyeliğinin Avrupa açısından önemini vurgulayan Jandrokovic'in Avrupa'ya ait olmadığımıza inanan Avrupalılara yanıtı hazır. "Gitsinler bir haritaya baksınlar" diyen Jandrokovic'e sorduğumuz sorular ve verdiği yanıtlar şöyle:

Ülkelerimizin AB üyeliği müzakereleri sürüyor. Türkiye'nin üyeliği Avrupa'da bazıları için sorun yaratıyor. Türkiye ile aynı adaylık sepetinde değerlendirilen  Hırvatistan'ın bundan rahatsız olduğu, bu durumun kendi adaylığını olumsuz etkilenmesinden endişelendiği belirtiliyor. Doğru mu bu?
Jandrokovic: Buna katılmıyorum. AB yolu her ülke için farklıdır. Belirleyici olan da ülkelerin kendi dinamikleri ve ihtiyaçlarıdır. Biz bugün müzakerelerimizde Türkiye'den ilerdeyiz. Bu da Türkiye'nin adaylığının bize zarar vermediğini gösteriyor.

Türkiye'de AB'ye "bölücü" olarak bakanlar var. Yugoslavya'yı da AB'nin böldüğüne inanıyorlar. Siz buna katılıyor musunuz?
Yugoslavya AB yüzünden dağılmadı. Doğal olmayan iç yapısı nedeniyle dağıldı. O yapıda Hırvatlar kendilerini özgür hissetmiyorlardı. Yugoslavya'ya dahil olmayı biz seçmedik. AB üyeliği ise kendi tercihimizdir. Bugün 27 üyeden oluşan AB bizim için mükemmel bir birlikteliktir.

En iyi yol AB
AB'nin aday ülkelere ulusal onuru zedeleyici şekilde karıştığını söyleyenler var. General Gotovina hadisesinde bunu siz de yaşadınız. Türkiye gibi siz de milliyetçi bir halka sahip olduğunuza göre, bunun sizin için sorun yaratmasından endişeleniyor musunuz?
Hırvatistan AB üyeliğini ulusal çıkarları için istiyor. Bu tercihi de küresel koşullar, enerji gereksinmesi, teröre karşı dayanışma gibi konular tayin ediyor. Ayrıca ülkemizin jeostratejik konumu da bunu zorunlu kılıyor. Bize göre, bu sorunların üstesinden gelmenin en iyi yolu AB üyeliğidir. Bazen iç siyaset açısından hoş olmayan şeyler oluyor. Ancak AB'nin kuralları var ve üyelik istiyorsak bunlara uymak zorundayız. Bu arada AB üyeliğinin iç siyasette de istikrara katkıda bulunacağına inanıyoruz.

Bu konuda ulusal mutabakatınız var mı?
Tüm partiler bu konuda mutabıktır. Kamuoyu desteği ise yüzde 50'nin üzerinde. Medyanın ön plana çıkardığı sorunlar kamuoyunu etkileyebiliyor. Fakat AB'nin yararını halka anlatacak olan medya değil siyasetçilerdir. Zaten AB üyeliği için referanduma gitme zorunluluğumuz var. O zaman kadar tereddüt edenleri de bilgilendireceğiz.

Kosova'yı tanıdık...

Kosova'nın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerdendiniz. Bazıları bu bağımsızlık ilanının dünyada ayrılıkçılığı cesaretlendireceğine inanıyor. Buna katılıyor musunuz?
Bölgemizdeki tüm belirsizliklerin temelinde Kosova'daki statüko yatıyordu. Bu nedenle Kosova'yı tanıdık. Bu, Sırbistan'a karşı bir hareket de değildi. Siyasi realitelerin bir kabulüydü. Bize göre Kosova'nın tanınmasıyla bölgedeki istikrarsızlık azalacak. Fakat Kosovalı yetkililerin de tam demokratik bir şekilde, hukukun üstünlüğüne saygı göstermeleri ve pazar ekonomisinin gereklerine göre davranmaları gerekecek. 

AB'ye alternatif değil

Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin "Akdeniz Birliği" fikrine ne diyorsunuz? Gerçi AB bunu farklı bir şekle dönüştürdü, ama projeye siz de dahil olduğunuza göre düşünceleriniz nedir?
Bu konuyu çok yakından takip ediyoruz. Burada olumlu olan şey, bunun artık tek bir ülkenin projesi değil, bir AB projesi olmasıdır. Ancak bu proje hiçbir şekilde AB üyeliğinin yerini alamaz. Bunun Türkiye'nin AB üyeliğine bir alternatif olabileceğine de inanmıyoruz.

Türkiye'nin AB üyeliğinin Avrupa açısından önemi nedir?
Türkiye, içinde bulunduğu bölge açısından çok büyük öneme sahip olan bir ülke. Türkiye'den bahsederken bu hususu hep göz önünde bulundurmak gerekiyor. Türkiye'nin AB ile ilişkilerini de bu nedenle çok yakından takip ediyoruz. Bizim prensibimiz şudur. Koşulları yerine getiren her Avrupa ülkesi AB üyesi olmalıdır.

Fakat Türkiye'nin Avrupa'da olmadığını söyleyenler var. 
Bunu söyleyenler bence gitsinler bir haritaya baksınlar.

 

Kaynak: Milliyet