Yaklaşık üç buçuk milyon nüfuslu Arnavutluk'ta son derece derin bir tartışma yapılıyor. Tartışmanın konusu sosyalist dönemde yapılmış olan işlerin 'dosyaları'nın açılması.

Meclis'e sunulan öneri, Arnavutluk'taki eski rejimin sorgulanmasını ve rejimin caydırıcı gücü olarak bilinen istihbarat kuruluşunun faaliyetlerinin araştırılmasını öngörüyor. Bir tür Arnavutluk KGB'si olarak tanımlanan bu kuruluş, binlerce faili meçhul cinayet ve kayıp olayının sorumlusu olarak görülüyor ve esasen açılacak dosyalar bu konuyu kapsıyor.

Yakın geçmişte siyasal otoritenin kendi vatandaşlarına uyguladığı baskı ve haksızları ortaya dökme niyetinde Arnavutluk. Bu çerçevede sosyalist gelenekten gelen Eski Cumhurbaşkanı, Başbakan Sali Berisha oldukça önemli bir figür. Bugün Demokratik Parti lideri olan Berisha, eski rejim-yeni sistem dönüşümleri yaşanırken piyasa ekonomisini, liberalizmi ve demokratikleşmeyi en içten savunan lider olmuştu. Bu savunma hali, Balkanlar'da yaşanan savaş ve Kosova sorunu sırasında muhalifleri tarafından eleştirilmiş ve Berisha'nın 'Batılılaşma' arzusunun ülkedeki gerginliklerin nedeni olduğu suçlaması yapılmıştı. Bölgedeki etnik çatışma ve gerginlikler, ülkedeki milliyetçilik eğilimlerini güçlendirmiş sosyalizmle beslenen bu eğilim Berisha'nın bir süre muhalefet koltuğunda oturmasına yol açmıştı.

Bununla birlikte bölgede kısmen istikrar sağlanacaksa bunun yolunun 'Batılılaşma'dan geçtiği yolundaki genel dönüşüm dalgası Arnavutluk'u da etkiledi. Balkanlar'daki hemen her ülke ya da devletin hızla demokratikleşme yoluna girdikleri, AB ve NATO bağlarını geliştirmeye başlamadıkları gözlendi. Balkanların en az gelişmiş ülkesi biçiminde anılma ihtimali artan Arnavutluk, yakın çevresindeki gelişmelerin dışında ve uzağında kalmamak için yüzünü AB ve NATO'ya çevirdi. Yalnızlaşma ve aslında bitmemiş olan Kosova sorununa yeniden bulaşma endişeleriyle bu iki kuruluşa üye olma arzusundaki iktidar, doğal olarak yolun demokratikleşme ve şeffaflaşmadan geçtiğini gördü. Bu uğurda çok yasal ve anayasal değişiklikler yapıldı.

En son olarak da, siyasetini eski rejimin yararları üzerine kurmuş muhalefetin direncini kırabilecek, ayrıca toplumun vicdanını rahatlatacak bir faaliyet olarak da 'dosyalar'ın açılmasına karar verildi. Konu Meclis'e geldi ve kabul edildi.

Söz konusu sürecin Arnavutluk'ta çok sancılı geçeceği tahmin ediliyor ne de olsa kirli çamaşırlar ortaya dökülecek. Bu gayet doğal, zira otoriter rejimin mağdurları da sorumluları da hala yaşıyorlar. Bu dosyaların bir yandan yaşanan acılarla yüzleşmeye yarayacağı, ama öte yandan sistemin demokratikleşmesi önündeki engelleri kaldıracağı düşünülebilir. Rejimi koruma adına yapılan bir dizi usulsüzlüğün, haksızlığın ve baskının açığa çıkarılması, bundan sonra bu tür faaliyetlerin yapılabilmesinin önündeki en temel engel.

Anlaşılan o ki, Arnavutluk tüm komşuları AB ve NATO'ya koşarken geride kalmamayı, bölgede çıkabilecek yeni gerginliklere bulaşmamayı ve toplumsal istikrarın sağlanmasını seçmiş. Bunun için reformlar yaparken de tarihle yüzleşmenin ve hatalardan ders çıkarmanın önemi anlaşılmış. Zira AB süreci yeni ve topluma dayalı bir sisteme geçilmesi, dolayısıyla eskinin bertaraf edilmesi demek.

Sürecin nasıl işleyeceği beklentilerin gerçeğe dönüşmesinde etkili olacak. Bununla birlikte, eğer programlarında başarılı olurlarsa AB üyeliği yolunda mesafe alıp Hırvatistan gibi Türkiye'nin önüne geçmeleri mümkün.

Star Gazete