Bu derginin usta editörlerinin elinde ara dönem seçimlerine dair tavsiyeleri ve analizleri içeren, bu seçimlerin dış politika üzerindeki olası etkilerine bakan bir dizi makale olduğunu biliyorum.
Ayrıca bu seçimin büyük bir ‘dalgaya’ sahne olduğu görülse bile, ABD’nin dış politika cephesinde çok da büyük değişikliklere yol açmayacağını da biliyorum. Bunun iki sebebi var:
Bush da etkilenmedi
Birincisi, Kongre’nin dış politika üzerinde pek fazla hükmü yok. Elbette dış yardım ve uluslararası anlaşmaların onaylanması gibi işler Kongre’ye bakıyor ve seçimler dış politikanın bu veçhelerini etkileyecektir.
Fakat 1994 ve 2006’yı hatırlayın; Kongre’nin her iki kanadı da muhalif partiye geçmişti. Amerika’nın dış politikası ve güvenlik politikasında herhangi bir gerçek değişim yaşandı mı? Bill Clinton yönetimi buna rağmen Bosna’ya asker gönderebilmiş ve George W. Bush yönetimi de Irak’ta ‘asker takviyesi’ stratejisini başlatabilmişti.
Asıl sorun ekonomi
Yurtdışına yönelik ekonomi politikası istisna olabilir. Mevzu bahis iki seçimin sonrasında başkan ticaret anlaşmalarını Kongre’den geçirmekte zorlandığını gördü. Şimdiki başkanın ticarete pek hevesli olmadığı göz önüne alınırsa, ara dönem seçimlerinin çok fazla önem taşıyacağını sanmıyorum. Fakat Güney Kore-ABD Serbest Ticaret Anlaşması (KORUS) Kongre’nin desteğini alma umuduyla nihayet oya sunulabilir. İkincisi, zor durumdaki bir ekonomide başkanların dış politikada kazandığı başarılara pek dönüp bakılmaz. Son 40 yılın dış politika açısından en iyi başkanı George H. W. Bush’tu. Peki kaç dönem koltukta kaldı? (2 Kasım 2010)
Kaynak: Radikal