Din'in karanlık bir tarafı var ve acıyla tecrübe ettiğimiz üzere dinci aşırılar ölümcül olabilir. Fakat Park 51 [yani Sıfır Noktasına yakın bir yerde İslam merkezi inşa projesi] ve Kongre seçimlerinin ispatladığı üzere din, bazı politikacılar ve bağnazlarca bölünmeyi ve nefreti beslemek için kullanılabilir. (Bunun için onlara teşekkür etmeye gerek yok.)

Newt Gingrich, Sarah palin ve Sharron Angle gibi politikacılar İslamı ve müslümanları günah keçileri olarak kullanmak sûretiyle manşetlerden inmiyorlar. Gingrich bu yılın başlarında American Enterprise Institute'ta yaptığı bir konuşmada Amerikan mahkemelerini İslam hukukunu itibara almaktan men eden federal yasa çıkarılmasını teklif ederek var olmayan bir gerçeklik yaratmıştı. Sharron Angle, yalan-yanlış şekilde Frankford, Teksas, Dearborn ve Michigan'ın şeriat rejimine tâbi olduğunu söyleyerek neredeyse Gingrich'i geride bıraktı. ...ve Oklahoma'daki seçmenler İslam hukukunun kendi sistemlerine asla sızmaması için aynı şeyi oy pusulasıyla yaptılar. Bu sahte kaygıların ve suçlamaların ciddi sorunları var. Hiçbir federal mahkeme, İslam hukukunu veya bir başka dini hukuku Amerikan hukukunun yerine zaten ikame etmez; ayrıca İslamın ve müslümanların anadamarı, tıpkı diğer inançlara mensup vatandaşların anadamarı gibi, Amerikan hukuk sistemini kabul etmektedirler.
Etnik ve dini çeşitlilik tarihimizi selamlıyor ama göçmenlerin yol boyunca ödediği bedelleri eklemeyi genelde unutuyoruz. Yahudilerin, etnik Katoliklerin, II. Dünya Savaşı sırasında Japonların ve daha pek çoklarının henüz kabul görmezden evvel bağnazlığa ve ayrımcılığa karşı verdikleri mücadeleler unutuluyor. Bugün müslüman Amerikalılar - yapılan kamuoyu araştırmaları eğitim-öğretim, siyasi ve ekonomik bakımdan bütünleşmiş olduklarını göstermesine rağmen - Amerika'nın sosyal dokusundaki yerlerini inkar etme arzusunda olan kuvvetlerle karşı karşıya kalmayı sürdürüyorlar. Time Dergisi ve The New York Times gazetesinin halkın İslam hakkındaki hissiyatı hakkında Ağustos ayında yaptıkları bir kamuoyu araştırması, bu unutkanlığı yansıtmaktadır: Katılımcıların yüzde 33'ü Amerikalı müslümanların teröristlere karşı daha sempatik olduğuna inanıyor; katılımcıların yüzde 60'ı müslümanlar hakkında olumsuz hisler taşıyorlar. Gallup, Washington Post ve Pew araştırmaları da benzer bulgular ortaya koyuyor.

Müslümanlar, câmi ve İslami merkez inşa etmek istediklerinde gitgide daha fazla zorluklarla karşılıyorlar. Bir Pew Center on Public Life and Religion raporuna göre yerel yönetim meclisleri bu inşaatları sürekli olarak engelliyor. Amerika'da Connecticut, New York, Wisconsin, Texas, California gibi pek çok kentte bulunan câmiler ise protestolara ve vandalizme mâruz kalıyor

İnanç, Amerika'da önemlidir. Bizim ülkemizde din, vatandaşların çoğunluğu nezdinde önemlidir ve inanç çeşitliliğini temsil eden vatandaşların sayısı bakımdan benzersiziz. Fakat din, 21. Yüzyıl Amerikası'nda bölünmenin, ayrımcılığın, bağnazlığın ve nefret suçlarının kaynağı haline geldi. Bu yüzyılda karşı karşı geldiğimiz meydan okumaların pek çoğunu göğüslemek için genelde dine ve dini haklara özelde ise İslama bakışımızda köklü bir dönüşüm elzemdir.

Birincisi, dini okur-yazarlığımızı iyileştirmeliyiz. İroniktir, araştırmalar, dinin pek çoğumuz için önemli olduğunu göstermesi rağmen, Amerikalıların pek çoğu dini konularda cahil. Kamu eğitim sistemimiz dini "öğretmek" zorunda değil ama gelecek nesilleri karşılıklı saygı ve anlayış temelli çok-dinli toplum hayatına hazırlamak amacıyla "dinleri öğretmeye" ihtiyaç duyuyor.

İkincisi, kamu kanaati üzerinde muazzam bir etkisi olan merkez medya din, küresel meseleler ve politika hakkında daha dengeli ve incelikli bir görüş serdetmelidir. Şiddet ve dini aşırılığın ürünü olan terörizm manşetleri, şiddet ve terörün yaygın olduğu bir dünyada önemlidir ama dini inancın pek çok Amerikalının hayatında oynadığı yapıcı ve ilham verici roller hakkındaki manşetler de bir o kadar önemlidir.

Üçüncüsü, seçim kampanyalarının ayrılmaz bir parçası haline gelen nefret konuşmalarıyla kendilerini öne çıkaran politikacıların bizi sömürmelerine ve bölmelerine direnmeliyiz. Hoşgörüsüzlük, hoşgörüsüzlüktür ve Amerika için savunucusu olduğumuz şey bu değildir.

Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın