Görevli mürettebatın bir şeylerin yanlış gittiğini anlamasından önce insansız uçak beş saate yakın bir süredir havadaydı. Onlar, uçağın turboşarjındaki yağ sıcaklığının "alarm" seviyesine yükseldiğini fark ettiler. Bir saat sonra durum daha kötü oldu. Her geçen dakika sıcaklık yükselmeye devam ediyordu. Mürettebat "motor ısınması" problemini halletmek üzere çaresizce çaba sarf ederken motor yağı sıcaklığı da hızla yükselmeye başladı.
Tam bir acil durum vardı. Pilot telsizden, "Halen motorun kontrolü bizde ama motorun durması yakındır" anonsu yaptı.
İlk sıkıntı sinyallerinden hemen hemen iki saat sonra motor gerçekten durdu. Dakikada 200 metre hızla seyahat eden insansız uçak, bir çite çarparak düştü.
Kayıp insansız uçaklar ülkesi
Bugünlerde göklerin düşen insansız uçaklarla dolu olduğu görülüyor. Bunlar en çok, İran'ın, ordusunun RQ-170 Sentinel olduğu düşünülen gelişmiş bir Amerikan uzaktan kumandalı casus uçağını ele geçirdiğini duyurmasının manşetlerde yer almasıyla duyuldu.
İranlıların ABD ordusunun en gelişmiş cihazlarından birini nasıl ele geçirebildiği hususunda bol miktarda soru işareti var. İran ilk olarak ülkenin Afganistan sınırı yakınındaki doğu hava sahasını "kısa bir süre ihlal ettiği" için hava kuvvetleri tarafından vurularak düşürüldüğünü iddia etti.
İslam Cumhuriyeti daha sonra, insansız aracın sınırdan 240 kilometre içeri girmişken gelişmiş bir siber saldırıyla düşürüldüğünde ısrar etti. Birkaç gün önce İranlı bir mühendis uçağın bilgisayar korsanlığı saldırısıyla nasıl gasp edildiği konusunda daha detaylı bilgiler verdi ama henüz bu iddialar doğrulanmış değil.
Amerika Birleşik Devletleri ise kendi adına, başlangıçta ordusunun insansız uçağı Afganistan'ın batısındaki bir görev sırasında kaybettiğini iddia etti. Sonra, ismi açıklanmayan yetkililer, aslında Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) İran üzerinde gizli bir casusluk faaliyeti gerçekleştirdiğini kabul ettiler.
Buna yol açan bir insansız uçak düşüşü Afganistan'da Kandahar'da, bu senenin mayıs ayında meydana geldi. O zaman duyurulmayan olayda gösterişli, yarasa kanatlı RQ-170 Sentinel yoktu; daha eski, daha hantal ama daha ünlü MQ-1 Predator vardı. Bunlar, Afganistan savaşının avcı/öldürücü makineleri ve CIA'in Pakistan'da aşiretlerin kontrolündeki sınır bölgelerinde insansız uçaklarla gerçekleştirdiği suikast saldırı aletleriydi.
Bu Predator düşüşüyle ilgili olarak ABD Hava Kuvvetleri tarafından yapılan soruşturmayla ilgili detaylı belge, insansız uçakların kullanım süreleri ve hatalarına, insansız hava operasyonlarında nelerin yanlış gidebileceği, ABD giderek uzaktan kontrollü savaşa daha fazla bel bağlarken bu uçakları sürekli göklerde tutmak için dünya çapında dağılmış üsler ve birimlerin karanlık sistemlerine ışık tutuyor.
Bu rapor ve askeriyeden elde edilen çarpıcı yeni istatistikler, insansız uçak teknolojisinde yeterince incelenmemiş kusurlara içerden bir bakış açısı sunuyor. Keza bunlar, yüksek teknolojili savaş ve Amerika'nın şaşırtıcı silahları konusundaki merak eksikliğiyle gazetecilerin başarısızlığını hatırlatıyor.
Sayılar oyunu
Hava kuvvetleri tarafından internet sitesi TomDispatch'e verilen istatistiklere göre, Amerika'nın insansız uçak savaş saatlerinde aslan payını Predatorler aldı. 1 ekim itibariyle MQ-1'ler, havada bir milyon saatten fazla zaman geçirdi. Bunların 965 bini "savaştaydı." Buna kıyasla daha yeni, daha ağır silahlı MQ-9 Reaper, 180 bini savaşta olmak üzere 215 bin saat uçtu. (Hava kuvvetleri RQ-170 Sentinel'lerle ilgili bilgi vermeyi reddediyor). Bu rakamlar artmaya devam ediyor.
TomDispatch tarafından hava kuvvetlerince verilen bilgiler üzerine yapılan analiz, 2011'de insansız hava araçlarının şaşırtıcı şekilde en az 13 kere düştüğüne işaret ediyor. Buna beş mayısta Kandahar'daki de dahil.
Hepsi de bir uçağın kaybı ya da en az iki milyon dolarlık maddi zararla sonuçlanan bu kazaların yarısı kadarı Afganistan'da ya da ABD'nin Somali ve Yemen'deki gizli savaşlarına karışan insansız uçakların üssünün bulunduğu küçük Afrika ülkesi Cibuti'de meydana geldi. İkisi dışında hepsinde MQ-1 modeli vardı ve dördü mayısta meydana geldi.
2010'da, yedi büyük insansız uçak kazası oldu. Biri dışında hepsinde Predatorler vardı. 2009'da 11 kaza olmuştu. Diğer bir deyişle, üç sene içinde 31 insansız uçak kaybı oldu. Görünüşe bakılırsa hiçbiri düşürülmedi. Hepsi mekanik arıza ya da insan hatası sebebiyle yere çakıldı.
Haziran ayında Libya'da düşen uzaktan kumandalı helikopter, ağustosta düştükten sonra kamerasının Afgan isyancılar tarafından alındığı bildirilen insansız hava aracı, keza dört aralıkta İran'da kaybedilen RQ-180 ve hatta en son kaza, MQ-9'un Seyşeller'de düşmesi gibi duyulan diğer insansız uçak kazaları, hava kuvvetlerinin bu seneki büyük kazalarla ilgili istatistiklerine dahil değil.
Grup çabası
Amerika Birleşik Devletleri halen insansız uçak savaşını dünya çapına dağılmış 60'tan fazla üsten gerçekleştiriyor. Amerika'nın güneybatısındaki üslerde insansız uçak pilotları, bilgisayar yardımıyla bu tür uçakları "uçurarak" savaş bölgelerine daha yakın hale getirirken oradaki pilotlar da çok sayıda bilgisayarlar, klavyeler, denetim kolları, gaz pedalları, yuvartoplar, mouselar ve çeşitli prizlerle benzer ortamlarda insansız uçakları havalandırıyor ve indiriyorlar. Diğer üslerde de hevesli insansız uçak pilotları simulatörler yardımıyla eğitiliyorlar. Uçaklar da uzak savaş bölgelerine gönderilmeden önce test ediliyor. Beş mayısta Kandahar havaalanındaki piste 400 metre kala düşen Predator, ülkeye tek bir görevde rol alan çok sayıda birimler ve üslerle insansız uçak operasyonlarının ne kadar karışık olabileceğini gösterdi.
Mesela nihayetinde Florida'daki Hurlbut Alanı'nda üslenen Hava Kuvvetleri Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın bir parçası olan o Predator uçağı, New Mexico'daki Cannon Hava Kuvvetleri Üssü'nde faaliyet gösteren 3. Özel Operasyonlar Bölüğü'nün malıydı.
Düştüğü zaman, Kandahar Havaalanı'ndaki 62. Keşif Bölüğü'nden bir pilot tarafından uçuruluyordu. Bunun asıl birimi, Nevada'da bulunan Creech Hava Kuvvetleri Üssü'nde, ordunun insansız uçak operasyonları için sıfır noktası olan 18. Keşif Bölüğü'dür. İnsansız uçaktaki sensörleri çalıştıran ise Texas'taki Ellington Alanı'nda bulunan Texas Ulusal Hava Müfrezesi'nin bir üyesiydi.
Başarısız görevin son bacağı, 10 aydır Predatorleri çalıştıran ve önceki 90 gün içinde onları yaklaşık 51 saat uçuran bir pilot tarafından gerçekleştirildi. Toplam 400 saatten az uçuş gerçekleştirdiği için hava kuvvetleri standartlarına göre "tecrübesiz" olarak değerlendiriliyordu. Pilot, simülatörlerle yapılan insansız uçak havalandırıp indirme eğitiminde, iki oturumla bir uçuş taliminde başarısız olmuştu.
Bununla birlikte o, akademik olarak çok iyiydi, değerlendirmelerden geçmişti ve gözetim olmadan uçuş yapabilecek nitelikli bir MQ-1 pilotu olarak düşünülüyordu.
O, performans değerlendirmede ortalama veya ortalamanın üzerinde çıktı. 50’ye yakını kazadan 90 gün önce olmak üzere toplam 677 saat uçuş dolayısıyla “tecrübeli” olarak düşünüldü.
İnsansız hava araçları, Amerika’nın son zamanlarda egemen olan iki savaş şekli arasında giderek artan kuvvetli ilişkiyi gösteriyor: Seçkin kuvvetlerden oluşan küçük ekipler tarafından gerçekleştirilen baskınlar ve uzaktan kumandalı robotlarla yapılan saldırılar.
Amerikan insansız uçaklarının hayat ve ölümü
Kaza sonrası soruşturma sırasında Afganistan’da karadaki mürettebatın, motor soğutucu sıvılarının atılması için düzenli olarak yasak bir yöntem kullandığı belirlendi. Yine de bunun kaza meydana gelmesine yol açıp açmadığı tam olarak net değil. Soruşturma belgeleri ayrıca, insansız uçağın motorunun 851 saatlik uçuş süresinin olduğunu ve bu konuda sona yaklaşıldığını gösteriyor. (Bir Predator uçak motorunun çalışma ömrünün 1.080 saat olduğu ifade ediliyor).
Kazadan sonra motor California test tesisine götürüldü. Orada Predator’un yapımcısı General Atomics’teki teknisyenler adli soruşturma gerçekleştirdiler. Önemli derecede ısınmanın, makineyi yamulttuğu ve deforme ettiği tespit edildi.
Hava kuvvetleri sonunda motor bozulmasına soğutma sistemindeki bir arızanın yol açtığına hükmetti. Kazayı soruşturanlardan biri de motorun bozulması sonrasında pilotun uygun şekilde hareket etmediğine ve uçağın piste çok az kala düşmesine, Kandahar Havaalanı çevresindeki çite hafif şekilde zarar vermesine ve insansız uçağın tahrip olmasına pilotun yol açtığına karar verdi.
Bu kazayı soruşturanların ulaştığı net sonuç, İranlıların eline geçen gelişmiş insansız uçağa ne olduğuna dair mevcut muğlaklığa göre keskin bir tezat teşkil ediyor.
İkincisi arıza sebebiyle olsun, vurularak düşürülmüş olsun, siber saldırıyla düşürülmüş olsun ya da yere başka bir sebeple inmiş olsun bunlar, ABD ordusunun yüksek teknolojili robotlara ne kadar bağımlı hale geldiğini gösteriyor. Bunlardaki büyük kazalar artık çok daha pahalı sabit kanatlı uçakları geçti. (2011'de 10 büyük uçak arızası oldu.)
Robot savaşı: 2012 ve ötesi
Irak ve Afganistan'da zafer elde edememek, Libya savaşında başarılı olunduğu algısıyla birleşince – burada önemli ölçüde insansız hava araçlarının da dahil olduğu hava kuvvetiyle savaşıldı - ordudaki çoğu kişiyi, yurt dışında savaşları unutmamak ama yaklaşım tarzında değişikliğe gitmek gerektiğine ikna etti. On binlerce askeri ihtiva eden uzun dönemli işgaller ve isyan karşıtı taktikler kullanımının yerine insansız uçaklar ve özel kuvvetler operasyonları konulacak.
Uzaktan kumanda edilen uçakların hem orduda hem basında, harika silahlar olarak düzenli şekilde reklamı yapıldı. Aynen pek de uzak olmayan bir geçmişte askeri başarısızlığa iksir olarak isyan karşıtı taktiklerin teşvik edilmesinde olduğu gibi. Ondan önce uçak, tank ve nükleer silahta yapıldığı gibi şimdi de insansız uçaklar bir oyunu değiştiren, savaşın temelini değiştirecek bir unsur olarak pazarlanıyor.
Bunun yerine, diğerleri gibi, bunun alelade hassas noktalarından dolayı oyun değiştiren bir silah olmadığı giderek ispatlandı. Bunun teknolojisi hatalı olabilir, son birkaç senedir bunların çabaları ters tepti. Örneğin, pilotların gezegenin diğer tarafındaki bilgisayar ekranlarını izleyememeleri ve silahlı savaşçılarla masum siviller arasında ayrım yapamamalarının, ordunun insansız uçak operasyonlarında halen baki kalan bir problem olduğu ispatlandı. CIA'in hakim-jüri-cellat olduğu suikast programı büyük ölçüde uluslararası hukuka aykırı olarak düşünülüyor ve Pakistan'da olduğu gibi tüm nüfusu yabancılaştırıyor.
İnsansız uçaklar giderek, kazandıran silahlardan ziyade muhalefet ve düşmanlar üreten bir makine olarak görülüyor.
Buna ilaveten, her geçen sene uçuş sürelerinin artmasıyla uzaktan kumanda edilen görevlerin kırılganlıkları giderek daha belirgin bir şekilde gün yüzüne çıkıyor. Bu kırılganlıklar arasında Iraklı isyancıların insansız uçak videolarını hacklemesi, hava kuvvetlerinin insansız uçak filosunu etkileyen kuvvetli bir bilgisayar virüsü, büyük oranda insansız uçak pilotlarının "yüksek operasyonel stresten" muzdarip olmaları, giderek artan sayıda kazalar ve İranlıların insansız uçağı hackleme ihtimali de var.
İnsan hataları ve mekanik hatalar makinelerle yapılan her operasyonun doğasında vardır ama insansız uçakların kusur ve sınırları konusuna özel bir dikkat atfeden çok az yorumcu oldu. 10 seneden daha fazla bir süredir uzaktan kumandalı uçaklar ABD askeri operasyonlarının ana unsuru oldu. İnsansız uçak operasyonları her yıl artmaya devam ediyor ama insansız uçakların kusurları ve sınırları ve insansız uçak operasyonlarının tehlikeleri konusunda nispeten çok az şey yazıldı.
Belki de hava kuvvetleri bunun ne zaman değişeceğinden endişe etmeye başlıyordur. Yıllardır düzenli bir şekilde muhabirleri insansız uçak operasyonları için Creech Hava Kuvvetleri Üssü'ne getiren ve insansız uçaklar ve insansız uçak pilotlarıyla ilgili hararetli, hayranlık ifadeleriyle dolu yayınlar yapılmasını sağlayan ordu, bu sene programa basın girişini kapattı, bu da robot savaşını daha derin bir karanlığın içine soktu.
Pentagon son olarak İran'da Sentinel, Seyşeller'de Reaper ve Kandahar'da Predator robotlarını kaybetse de bu, gelecekte dünya semalarını, Amerikalıların inandırıldıklarından daha az harika olan insansız uçaklarla dolduracak bir pencere açtı. Toprak kanatlı robotlardan oluşacak filoya bel bağlayan bir Amerika Birleşik Devletleri ortaya çıkabilir.
Kaynak: Asia Times
Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas