Türkler Amerikalıları sevmiyor… Bütün dünya son birkaç gündür bizim bile tam farkında olmadığımız bu gerçeği öğrendi. PEW adlı araştırma kuruluşu, her yıl olduğu gibi bu yıl da, Amerika'nın ne kadar sevildiğini öğrenme amaçlı bir anket düzenledi; sonuçta o kadar ülke arasında 'dünya sevgisizlik rekoru'nu Türkiye'nin kırdığı ortaya çıktı. Görüşü sorulan her 100 kişiden yalnızca dokuzumuz ABD'ye sempati duyduğunu söylemiş…
ABD-karşıtı rejimlerin işbaşında olduğu, ya da doğrudan ABD işgaline muhatap ülkelerde -hatta Filistin'de bile- 'Amerikan muhipleri' Türkiye'den fazla. Çok ilginç bir durum bu.
Dün de yazdım: ABD'nin Türkler gözündeki değeri hızla düştü: Yedi yıl önce (2000) yapılan benzer bir ankette halkımızın yüzde 52'si ABD'yi sevilebilir-güvenilir buluyordu; iki yıl önce bile her üç kişiden biri ABD'ye sempati besliyordu. Amerika'yı sevmemek yeni bir durum Türkiye'de; tek rakamlı orana son bir yıl içerisinde ve hızla erişti. Durum böyle giderse içimizdeki son dokuz sevenini de kaybedecek ABD…
Amerika Türkiye'de neden sevilmiyor? Aynı soruyu şöyle de sorabiliriz: Yüzde 52'lik bir sempati halesini nasıl oldu da tek haneli orana geriletti ABD? Nasıl oldu da, bizim insanımız, “O kadar övündüğün değerler sistemin, filmlerin, dizilerin ve müziğin senin olsun, sevmiyorum işte” noktasına geldi?
Anketten kuşku duyacaklar sağlamasını kendileri de yapabilirler: Televizyon kanalları eskiden Amerikan filmleri göstererek reyting artışı yakalardı; Amerikan sermayeli kanal aynı yolu denedi ve kımıldamayan reytingiyle büyük hayal kırıklığı yaşıyor. Düşük bütçeli Türk filmleri bile yüz milyonlarca dolara mal olan Hollywood ürünlerine seyirci farkı atıyor.
Pek çok uluslararası örgütte 'müttefik' ilişkisi yaşadığımız, politikacılarımızın gözüne girmek için çaba sarf ettiği Amerika'dan milletimizin sıtkı sıyrıldı. İlişkilerin “Ne Washington'un şekeri, ne Amerikalı'nın yüzü” noktasına geldiği o kadar belli ki… PEW araştırması, başlangıçta yalnızca George W. Bush'a, daha yakınlarda Bush yönetimine karşı belirginleşen olumsuz hislerin şimdilerde sıradan Amerikalılara da yöneldiğini gösteriyor.
Türkiye ile pek çok alanda çıkar ilişkisi bulunan, bölge üzerindeki planlarını Ankara'nın desteğini yanına almadan gerçekleştirmesi imkânsız ABD'nin, titreyip kendine dönmesi gerekiyor. Washington, Türkiye'nin ve insanımızın gönlünü kazanacak girişimlerde bulunmak zorunda. Ne yapıp etmeli yeniden gözümüze girmenin yolunu bulmalı Amerika.
Bunu yapabilmesinin bir tek yolu var: Kendisine yönelik sevgisizliğin sebebini ortadan kaldırmak… Sevgisizliğin altında, Türkiye'nin sürekli başını ağrıtan, kendisi için harcaması gereken değerli kaynaklarını heba etmesine sebep olan, gencecik fidanlarının canını alan PKK terörünün faturasının ABD'ye çıkartılması yatıyor. Doğrudur-yanlıştır tartışmasını bir tarafa bırakmalı, terörle mücadeleyi yürütenlerin topluma yansıttığı bu kanaati ortadan kaldırmalı ABD.
Kanaat şu: Son zamanlarda artan PKK terörü Kuzey Irak'ta yuvalanmış militanların eseri; mayın döşeyip kaçıyorlar, karakola saldırıp tekrar yuvalarına dönüyorlar… Kaçtıkları, döndükleri yuva Kuzey Irak… Irak'ın bütününü zapt-u rapt altına almakta zaaf yaşasa da, ABD, kuzeydeki yerel yönetim üzerinde çok etkili… Irak'taki işgal gücü Amerika, istese, ya bizzat kendi askerleriyle ya da müttefiki Barzani'nin peşmergeleriyle Kuzey Irak'tan Türkiye'ye yönelik tehdidi ortadan kaldırabilir.
Bu kanaat yanlış olabilir, ama Amerika'nın hareketsizliği, önyargıyı değiştirme yolunda en ufak bir çaba göstermemesi, varolan kanaat ve önyargıyı pekiştiriyor. Amerika, kendisine yönelik sevgisizliğin Türkiye'de yerleşik hale gelmesini istemiyorsa, pekişmekte olan kanaat ve önyargıyı değiştirmek için harekete geçmelidir. Hem de hiç beklemeden, hemen, derhal…
Gelecek yılın anketinde bakalım durum ne olacak?
Kaynak: Yeni Şafak