1919 yılında Amerikan Cumhurbaşkanı Wilson, Türkiye'ye çeşitli inceleme heyetleri gönderdi. Ermeni katliamı iddialarını, manda meselelerini, "milliyet prensibi"ne göre Türkiye'ye bırakılacak ve Türkiye'den koparılacak yerleri araştırmak için...
Bunlardan biri General Harbord başkanlığında profesörlerden oluşan kuruldur. Anadolu'da, Kafkasya ve Ermenistan'da üç ay dolaşarak incelemeler yaptı. Eylül 1919'da Sivas'ta Mustafa Kemal, Erzurum'da Kâzım Karabekir paşalarla da görüştü.
Harbord'un Wilson'a ve Amerikan Senatosu'na sunduğu uzun rapordan bir bölüm:
"Türkiye hastalık ve harplerden nüfusunun yüzde 20'sini kaybetmiştir. Yerlerinden çıkarılan Ermeniler yavaş yavaş ve hiçbir korku duymadan yerlerine dönüyorlar. Bütün seyahatimiz boyunca Türklerin Ermenileri öldürmek istediğine dair bir işaret görmedik... Üç ay önce Ermenilerin tek bir adam kalmayıncaya kadar kesildiğini duymuştuk, halbuki duyduklarımızın hiçbiri doğru değildi. Zaten ben bu katliamı her zaman şüpheyle karşılamıştım..."
Ama Türkleri suçlayan raporlar da var?!
Demek ki konu tartışmalı, "soykırım" diye kestirilip atılamaz.

Herkes acı çekti
Harbord raporundan başka bir bölüm:
"ABD'nin Ermenistan mandasını kabul etmesi büyük kaosa yol açar... Savaşta 600 bin Türk askeri tifodan öldü, seferberliğe giden gençlerden yüzde 80-90'ı köylerine dönmedi... Müslümanlar Ermenilerden daha kötü koşullarda yaşıyor. Okuma yazma oranı Türk ve Kürtlerde düşük olmakla birlikte Ermenilerde yüzde 30'u geçmiyor..." (Prof. Dr. Nurşen Mazıcı, ABD'nin Güney Kafkasya Politikası Olarak Ermenistan Sorunu, Pozitif Yayınları, İstanbul 2005)
Demek ki, savaş ve iç savaş şartlarında Müslümanlar daha çok can kaybetmiş. Rakam 3.5 milyondur!
Bir de yine Wilson'un görevlendirdiği Amerikan King-Crane kurulunun raporu vardır. Bu raporlar üzerine Wilson yönetimi soykırım iddiasını gevşettiği gibi, Türkiye'de veya Ermenistan'da manda rejimi kurmayı da reddetti.

Husumeti kışkırtmak!
Elbette Ermenilerin nesilden nesile dinledikleri acılara duyarsız kalmak insani bir davranış olamaz. Ama geçmişteki insani acıları bugün intikamcı bir milliyetçiliğin siyasi saldırı aleti olarak kullanmak da insanlık dışıdır.
Müslümanların çektiği acılara, hatta şu anda yaşanmakta olan Karabağ faciasına Batılıların ve hele de Ermeni lobisine alet olan Amerikalıların duyarsız kalması da insanlık dışıdır.
Bizde cumhuriyet rejimi, yaşadığımız akıl almaz faciaların travmalarını, yarattığı ruh haletini yeni nesillere intikal ettirmemek için bunları tarih kitaplarına pek taşımadı, "Yurtta sulh, cihanda sulh" gibi insani ve asil bir prensibi benimsedi.
Ama şimdi bu soykırım tasarıları, hele de bunların ufak, militan Ermeni lobilerinin desteğini almak için basit iç politika hesaplarıyla tezgâhlanması Ermeni milliyetçiliğini siyaseten daha da saldırganlaştırıyor... Bize de unuttuğumuz acılarımızı tekrar yaşatıyor, kapanmış yaralarımızı kaşıyor!
Bayan Pelosi kafasındaki Amerikalılar, "soykırım" tahrikleriyle şimdi stratejik Kafkasya bölgesinde kin ve nefreti kışkırtıyorlar! Amerika da çok zarar görecek bundan!
Akılsızlığın bir bedeli olacak tabii.

[email protected]

 

Kaynak: Milliyet