Güneri Cıvaoğlu'nun da dün belirttiği gibi, Devrim Sevimay'ın AİHM eski yargıçlarından Rıza Türmen ile yaptığı söyleşi (Milliyet, 16 Haziran) futbol furyası nedeniyle güme gitti. Oysa Türmen'in, özellikle AKP'ye karşı açılan kapatma davasıyla ilgili sözlerinin ciddiyetle not edilmesi gerekiyor.
Uzun yıllardır tanıdığım Türmen, hukuki konularda ideolojik yaklaşımlardan uzak ve elinden geldiğince nesnel olmaya çalışan biridir. Türkiye'nin de kabul ettiği Avrupa müktesebatı hakkında söyledikleri ise her zaman aydınlatıcıdır. Sevimay ile yaptığı söyleşide de bu özelliklerini yansıtmış.
Türmen'in sözleri, Anayasa Mahkemesi'nin türban kararının AİHM'ye götürülmesi durumunda, altında kendi imzası da olan ve içtihat haline gelmiş bulunan Leyla Şahin davası nedeniyle,  bundan sonuç alınamayacağını gösteriyor. Ancak sözlerinden, kapatma davası konusundaki görüşlerinin farklı olduğu görülüyor.

Türmen'in AKP'ye borcu yok
Leyla Şahin kararı nedeniyle Türmen'e garaz bağlayan AKP'nin de kapatma davası hakkında söylediklerinden memnun olması gerekiyor. Çünkü nesnelliğini koruyan Türmen, bu konuda bu sefer AKP'nin kapatılmasını isteyenleri kızdıracak sözler sarf etmiş.
Türmen, AİHM'nin -RP davasında da yaptığı gibi- esas itibariyle, suçlanan partinin demokrasiyi ortadan kaldırmayı hedefleyip hedeflemediğine bakacağını belirtmiş. Sevimay'ın, "Sizce AKP demokrasiyi ortadan kaldırmayı hedefliyor mu?" sorusunu ise, "En azından dışarıdan baktığımızda bunu göremiyoruz" diye yanıtlamış.
Bunu söyleyen herhangi biri değil. RP'nin kapatılmasını doğru bulan eski bir AİHM yargıcı.
Üstelik AKP'nin zorlamasıyla, AİHM'deki görevini kısa bir süre önce erken bırakmak durumunda kalan biri. Yani bu partiye herhangi bir borcu yok.
Türmen ayrıca, "mütalaa" için görüşüne başvurulabilecek, engin hukuk deneyimi ve zengin hukuk bilgisi olan uluslararası bir uzman konumundadır. Kısacası, kendisi AKP'nin demokrasiyi tehdit eden bir icraatını göremiyorsa, AİHM'deki diğer yargıçların çoğunun da aynı kanaatte olacağını düşünmek zor değil.
Türmen'in, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, siyasetten men edilmek istenen 71 milletvekili için de aynı şeyi düşündüğünü varsayabiliriz. Aksi takdirde, deneyimli bir hukukçu olarak, yukarıda aktardığımız soruyu yanıtlarken buna mutlaka değinirdi.

AKP, AİHM'ye gidebilir
AKP'nin kapatılacağı artık oturmuş bir varsayım haline geldi. Bu durumda AKP'nin AİHM'ye gideceğini de varsayabiliriz, zira bu yol varken gitmemesi garip olur. Diyelim ki AİHM de Türmen'in yansıttığı gibi, bu kapatma davasının yanlış olduğuna karar verdi.  O zaman Türkiye için garip bir durum ortaya çıkmış olacak. Zira yetkisini tanıdığımız bir uluslararası mahkeme, Anayasa Mahkememizin Türkiye'nin imzaladığı bir konvansiyonu ihlal ettiğine hükmetmiş olacak. Bunun da Türkiye'ye fazla itibar sağlamayacağı kesin.
Bu durumda Türkiye'den, tabii ki, AİHM'ye dönük ağır suçlamalar yöneltilecektir. Fakat Anayasa Mahkememiz nasıl Anayasamızı korumakla mükellefse, AİHM de sonuçta,  Türkiye'nin imzaladığı uluslararası konvansiyonları korumakla mükelleftir.

Bunu bir tarafa yazarak, herkesin Türmen'e kulak vermesinde yarar var.

Kaynak: Milliyet