Türkiye'deki laik kesim, AKP'nin ılımlı tavrını göz ardı ediyor. Ilımlılığın alternatifi Kaide tarzı köktenciliktir; laikler, baskının aşırılığa yol açtığını anlamalı.
Osmanlı Türkleri, Arapları ve diğer milletleri dört asır boyunca İslam adına yönetmeseydi, Türkiye halkının bugün Recep Tayyip Erdoğan'a karşı gösteri yapma hakkı olurdu. Zira Erdoğan, İslamcı olduğu halde cumhurbaşkanlığına adaylığını koyma niyetinde.
Geçen cumartesi Ankara sokaklarında toplanan laik göstericilerin, ki İslamcılar onlardan daha büyük bir kalabalık toplayabilir, ABD'yle işbirliği yaptığı gerekçesiyle Erdoğan'a karşı slogan atması da dikkat çekiciydi. Görünen o ki bu insanlar, Mustafa Kemal Atatürk'ün ve ondan sonra güç merkezlerini işgal eden generallerin laikliğinin, Amerikan doğum belgesi taşıdığını bilmiyor.
Erdoğan'ın çağrısını yaptığı İslam, ne Bin Ladin'in, ne Ayman el Zevahiri'nin ne de Kaide'nin İslam'ı. Erdoğan, ötekini kabul eden ılımlı ve gerçek İslam'ın çağrısını yapıyor. Cumhurbaşkanlığına aday olma niyetindeki başbakana karşı gösteri yapanlar bu adamın Atatürk'ün Türkiye'yi Avrupa ailesinin bir parçasına dönüştürme hayali yolunda epey önemli adımlar attığını bilmiyor.
Türkiye uzun yıllar kendi içinde kapalı kaldı. Parçası olduğu Doğu'ya kapılarını açmayı kabul etmezken, parçası olmak istediği Batı da kapılarını Türkiye'ye kapalı tuttu. Ülke adeta, güvercin yürüyüşünü taklit etmek isterken kendi yürüyüşünü unutup taklit etmeye çalıştığını da beceremeyen bir karga durumundaydı.
Ankara ve İstanbul'da, aynı anda birkaç kuşak görmek mümkün. Osmanlı tarzı hilafetin yanı sıra, 'kökleri eskiye dayanan ağaçlar arasında plastik gül gibi' duran Atatürk laikliğini görme imkânı da var. Bu, köklü bir medeniyetle, Atatürk'ün güzel Osmanlı fesi yerine güç yoluyla dayattığı fötr şapkalı 'Batı kaplaması' arasındaki çelişkidir.
Fötr şapka fesin yerini aldı, ama baş, hilafetin başı olarak kaldı. İslamcıların güçlü dönüşü de bunun kanıtı. Bu durum, askerlerin yıllarca tanklarla dayattığı laikliğin gerileyişidir.
Bütün dayatmaların akıbeti başarısızlıktır. İnsan yasak olana meyleder. Atatürk laikliği bunları dayatmasaydı, 70 yıldan uzun süre sonra bu karşı çıkışla karşılaşılmazdı.
Şu an Erdoğan'ın hoşgörülü, ılımlı, uygar ve barışçı İslam'ından kurtulmaya çalışanlar, bunun alternatifinin Taliban, Bin Ladin ve Zevahiri'nin kanlı ve köktenci İslam'ı olacağını idrak etmeli.