Bugün Bükreş'te yapılan NATO zirvesinde olağan dışı bir toplantı yapılıyor. İlk kez NATO idaresinde Afganistan'da bulunan güce katılan 40 ülkenin yöneticileri Cumhurbaşkanı Karzai, BM genel sekreteri, AB'nin ve diğer başka büyük uluslararası örgütlerin yüksek yetkilileriyle buluşacaklar.  
 
Bu toplantı Afganistan'daki angajmanımızda yeni bir safha başlatacaktır.

5 yıl kadar önce NATO, Birleşmiş Milletler'in gözetiminde FIAS'ın [ISAF-Uluslararası Güvenlik ve İşbirliği Gücü] operasyonunun yönetimini ele aldığından bu yana hedeflerimiz açıktır: Afgan hükümetinin tüm ülke üzerinde egemenliğini sağlayabilecek düzeyde olacağı bir ortamın sağlanmasına katkıda bulunmak; ülkede bir hukuk devletinin kurulması ve yolsuzlukla mücadele çabalarına destek olmak ve toplumsal ve ekonomik ilerlemeye uygun güvenlileştirilmiş ve ulusal uzlaşmaya yönelik bir ortam oluşturmak. Bu hedeflere ulaşmak için daha başlangıçta 3 unsuru bir araya getirmek gerekiyordu: NATO ve diğer askerî birlik desteği verenler ilk aşamada güvenlik sağlama çabası içine girmeliydiler. Güvenli bir ortam sağlandıktan sonra uluslararası kamuoyu müdahale edip ekonomik ve toplumsal gelişme için gerekli desteği sağlamalıydı. Aynı zamanda Afgan hükümeti de bu süreç içinde otoritesini tüm ülke topraklarında yayacaktı. Bu yaklaşım mantığı hâlâ geçerlidir. 2001'de Taliban rejiminin devrilmesinden bu yana Afganistan düzenli gelişmeler sağlamıştır. Şu anda milyonlarca çocuk okula gidiyor, sağlık hizmetlerine ulaşım 10 kat arttı, milyonlarca göçmen ülkelerine geri döndü. Afganistan'ın iyi bir yönetimden yararlanan bölgelerinde güvenlik artmakta, uyuşturucu üretimi azalmaktadır. Meşru Afgan ekonomisi güç kazanmıştır.

Güvenlik konusundaki gelişmeler cesaret vericidir. 2001'de Afgan güvenlik güçleri yok gibiydi, oysa bu yılın mayıs ayında ordu ve polis gücü 70.000 kişiden oluşan bir personele sahip olacaktır. Ama esas önemli olan, Afgan Ulusal Ordusu'nun (ANA) savaşabileceğini ispatlamış olmasıdır. ANA sadece dokuz büyük operasyona katılmakla kalmadı, bunlardan altısını bizzat kendisi yönetti. Şimdiye kadar esas olarak uluslararası güçlerin görevi olan güvenlik, tedricen Afganların kendi sorumlulukları olacaktır. Bu yeni stratejinin başarılı olması için NATO'nun ve uluslararası kamuoyunun kurumsal engelleri saf dışı etmesi ve sivil olduğu kadar askerî gayretleri birleştiren gerçek bir global yaklaşımı yürürlüğe koyması gerekmektedir.

NATO rolünü oynamaya hazır. Bükreş zirvesinde FIAS'taki ortaklarımızla hazırladığımız global siyasî-askerî planı onaylayacağız. Bu plan açık ve gerçekçi bir izlenecek yol önerecek ve esas öncelikler ile tamamlanmış gelişmeleri ölçmeyi sağlayacak unsurları belirleyecek. Bu plan Afgan hükümetiyle, başka uluslararası örgütleri ve STK'lar ile daha etkin bir işbirliğinin nasıl sağlanacağını gösterecektir. ANA'nın oluşumu nasıl geliştirilebilir ve FIAS'ın Afganistan'ın uyuşturucuyla mücadele alanındaki girişimlerine verdiği destek nasıl en yüksek seviyeye ulaştırılabilir konularını inceleyeceğiz. Bölgesel yeniden inşa ekipleri (PRT) çerçevesinde sivil-askerî işbirliğini güçlendireceğiz, sivil örgütlerle diyaloğumuzu artıracağız ve BM yüksek temsilciliği gibi belli başlı aktörlerle etkin işbirliği yapılarını yürürlüğe geçireceğiz. Uluslararası kamuoyu Afgan dosyası konusunda sabırlı olmalıdır. Ama bugünkü toplantı da iyi bir başlangıç oluşturmaktadır. Bu toplantı global yaklaşımın nihayet teoriden pratiğe geçtiğini gösteriyor.
 
Kaynak: Zaman