Değişim sloganıyla iş başına gelen ABD Başkanı Barack Obama Irak'tan çekilme süresini belirtirken, Afganistan'dan ne zaman çekilecekleri konusunda hiçbir ipucu vermediği gibi 17 bin asker daha göndereceğini açıkladı. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da Amerikalı askerlerin uzun süre daha Afganistan'da kalacaklarını açıklamıştı. ABD'nin değişim projesinde niçin Irak'tan çekiliş planı var da, Afganistan'dan çekilme planı yok?
Afganistan Çin, Hindistan, İran ve Orta Asya'ya komşu. Bu komşuluk ülkeye askeri ve jeo-politik açıdan avantaj sağlıyor. Bu komşuları tek tek mercek altına alarak bu avantajın ABD için ne kadar önemli olduğunu göstermeye çalışacağım:
Çin: Afganistan'la Çin'in sınırlarını oluşturan geçilmez dağlar aslında terörist gruplar için müsait bir bölge. Çin'i Afganistan'a bağlayan eyaletin Uygur özerk bölgesi olması ve Pekin'in bu bölgeyle sorun yaşaması nedeniyle bu sınır komşuluğu önemli. Bölge tarihine baktığımızda, Tibetlilerin aksine Uygurların özgürlük ve savaşçı ruhuna sahip oldukları ve kendilerini boyunduruk altına almaya çalışan her düşmana karşı isyan edecek kapasitede oldukları kanısına varabiliriz. Dolayısıyla ABD, ayrılıkçı Uygur militanları destekleyerek Çin'i köşeye sıkıştırabilir. Amerikalıların bu olaya bakış açısını kavramak için Samuel Huntington'ın makalesine bakmak yeterli.
Huntington Çin'i Amerika'nın gelecekteki en tehlikeli rakibi olarak görüyor. Ona göre, iki ülke arasında ticaret, insan hakları, kitle imha silahları, Tibet ve Tayvan gibi konu-larda anlaşmazlıklar yaşandığı için ABD Çin'in bu konulardaki tutumunu yumuşatmak adına Uygur bölgesini koz olarak kullanabilir.
Hindistan: Huntington Hindistan'ın ABD'ye bakışını güvenilmez ve potansiyel tehdit olarak değerlendiriyor. Afganistan da Hindistan'ın sorunlu bölgesi Keşmir eyaletiyle komşu. Hindistan etnik açıdan çok karmaşık ama bu etnisitelerin en radikali ve savaş ruhuna sahip olanı kuşkusuz Müslümanlar. Dolayısıyla, Keşmir Müslümanlarına destek sağlanırsa Hint yarımadası uzun süreli bir krizin içine sokulabilir.
İran: Amerika İslam devriminden bu yana İran'a karşı her zaman tedbirli davrandı ve İranlı muhalifleri güçlendirmekten saldırı amaçlı silahlanmaya kadar bütün yöntemleri denedi. Afganistan İran'ın Sünni ağırlıklı bölgesi Horasan'la komşu ve ABD, Cündullah grubu gibi burada mücadele eden Sünni radikallere maddi destek ve silah takviyesinde bulunarak İran'ı iç savaşın eşiğine getirebilir.
Rusya: Afganistan'ın kuzey komşuları Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan. Afganistan'ı Orta Asya'ya bağlayan Fergana vadisinin en İslamcı militanların sığınağı olduğunu göz önüne alırsak, ABD bu grupları destekleyerek hem Rusya'nın Orta Asya'daki çıkarlarına zarar verebilir, hem de onların etkisiyle Rusya içindeki Müslüman cumhuriyetleri isyana teşvik ederek Moskova'yı zor duruma sokabilir.
Kısacası Afganistan bu dört ülkeyi İslamcı gruplar vasıtasıyla karıştırabilir ve ABD kontrolünde kaldığı sürece buradaki militanların faaliyetleri Amerika tarafından belli ülkelere karşı yönlendirilebilir. Bu da ABD'nin Afganistan'da uzun süre kalacağı ve Taliban tehditinin bitmeyeceği anlamına geliyor. ABD için önemli olan terörizmin yok olması değil, terörün istediği yönde organize edilmesi. Bunun için ABD'nin öncelikli politikası terörün rayından çıkmış trenini rayına oturtmaktı. Terörizmin treni Afganistan'dan geçiyor ve bundan sonra varacağı yeri ABD belirleyecektir. (Afganistan gazetesi Peyame Mücahet, 6 Ekim 2009)
Kaynak: Radikal