İsrail Başbakanlığı, Gazze ablukasının yumuşatılmasına ilişkin atılacak adımları açıklarken, silah üretiminde kullanılmayacak her ürüne izin verildiğini medya aracılığıyla tüm dünyaya duyurdu. Bu aslında Gazzeliler ve duyarlı dünya kamuoyu için sevindirici bir haber değildi; onlar, İsrail’in ablukyı hafifletme kararının altında büyük bir aldatmaca ve sinsi planlar yattığına inanıyordu. Bu sinsi planları aslında kamuoyunu kandırarak ablukaya meşru bir zemin yaratma politikası çerçevesinde ele alabiliriz. Filistin Yönetimi hükümetinin ekonomiden sorumlu bakanı Ziyad Zaza’nın söylediği gibi, “İsrail olayları çarpıtma ve kelimelerle oynama konusunda pek beceriklidir. Gazze ablukasının dünya kamuoyu ve BM nezdinde zaten meşruluğu yokken, onlar Gazze ablukasını hafifletek Filistinlilere bir iyilik yaptıklarını mı düşünüyorlar?”
Öncelikli mesele özgürlük
Gazze sorunu sadece gıda, ilaç ve yakıt kıtlığıyla değil, bu toprakların açık bir hapisaneye dönüştürülmesi ve bir milyon insanın tutsak kalmasıyla ilgili. İsrail’in ablukayı hafifletme kararının ardındaki etkenler şöyle: Gazze’ye yardım malzemeleri götüren gemi konvoyuna saldırmasından sonra karşılaştığı itirazlar; yıllardır müttefik ve dost ülke olan Türkiye’nin sert ve eleştirel tutumları; bölge ülkelerinin ablukanın kaldırılması gerektiği yönünde kararlar alması; dünyadaki bir çok duyarlı sivil kuruluşunun Gazze’ye insani yardım gönderme kararı vermesi.
Dolayısıyla bazıları İsrail’in ablukayı hafifletme kararıyla geri adım attığını iddia etse de bence böyle bir durum söz konusu bile değil. Zira Gazzeliler için öncelikli mesele ulusal özgürlüklerine kavuşmak ve bunun için mücadele ediyorlar. Yahudi lobisinin etkin olduğu ABD’nin bu hafifletme politikasından memnun kalması doğal ve olağan bir tutum. Zira onlar için İsrail’in Ortadoğu’da hâkim kılınması stratejik bir hedef. Avrupa’ya gelince; onlar ABD gibi düşünmese de bu konuda ihtiyatlılar ve İsrail-Filistin sorununun diplomasiyle çözülmesi gerektiğini düşünüyorlar. Gerçi Batı’da faaliyet gösteren sivil kuruluşlar ve dernekler bu konuda aşırı tutumlar sergileyebiliyor ve İsrail’in Gazze ablukasını derhal kaldırmasını savunuyorlar.
Türkiye’nin kararlarıyla bağlantılı
İsrail’in son hafifletme kararı bir açıdan Gazzeliler adına bir rahatlama sürecinin başlaması olarak görülebilir ve olumlu karşılanabilir. Bunu inkâr edemeyiz, fakat karar Gazze’nin ablukada kalmasına meşruluk kazandırdiği için tedbirli de olmalıyız.
İsrail’in bu ablukayı kaldırıp kaldırmayacağı konusuna gelince; gerçek şu ki İsrail Gazze ablukasını kolaylıkla kaldırmaz. Dolayısıyla Arap ülkeleri İsrail’e karşı ortak bir politika uygulamadığı sürece abluka krizi daha da sorunlu bir hal alacaktır. Mevcut koşullar altında bu sorunlar kolayca çözülemez; çözümle hem Filistin direnişin devam etmesine, hem de İran’la Türkiye’nin siyasi kararları ve etkinlikleriyle doğrudan bağıntılı. (İran’da yayımlanan Haber gazetesi, 20 Haziran 2010)
Kaynak: Radikal