ABD aradan geçen dokuz yıl sonra Irak’tan ayrıldı. Bunu istediği için değil yapmak zorunda olduğu için yaptı.  Düşman ve dost tüm Iraklı gruplar 2011 sonunda askerlerin çekilmesi talebinde birleşmişlerdi.

Obama yönetimi olayların bu şekilde seyrinden çok da memnun değil zira ABD çıkarlarının zarar görmeyeceğinden emin olmak için 20.000 askerini Irak’ta tutmak istemişti. Fakat Iraklıların kararını kabul etmek zorunda kaldı çünkü Amerikan vatandaşlarına Irak’tan çekilme sözü vermişti. Barack Obama’yı gelecek yıl zorlu bir seçim bekliyor ve ilk siyahî başkan olmasından ayrı olarak ABD siyasetinde iz bırakacaksa, Irak’ın tekrar başkan seçilmesi önünde bir engel olmaması gerekiyordu.

Iraklıların Amerikalılara hala ihtiyaçları var mı? Kesinlikle. Sırf birbirlerine güvenmedikleri için değil. Korku, Irak’ta düzenin temelidir. Belirsizlik korkusu, şiddet-dış müdahale-yeni bir diktatörlük-istikrarsızlık korkusu….Irak ordusu hala zayıf bir durumda. G.Kurmay Başkanı, ordusunun 2020 yılına kadar ülke egemenliğini korumaya muktedir olamayacağını açıklamıştı. Irak hava kuvvetleri henüz emekleme çağında ve Amerikan teknik ve eğitim desteğine ihtiyaç duyuyor. Şu an sadece helikopterleri kullanıyor; sabit kanatlı uçak kapasitesi mevcut değil.

Öte yandan, Irak güvenlik kuvvetlerinin performansı bugün çok daha iyi durumda. İstihbarat kapasiteleri de arttı.  Geniş ölçekli isyan bastırma ve terörle mücadele operasyonlarını yürütebilecek durumdadır. Halkın güvenini kazanmayı başardılar ki ülkenin morali için önemlidir bu. Dolayısıyla Amerikan çekilişi bu bakımdan çok bir fark yaratmayacaktır. Amerikan kuvvetleri, kendilerine ihtiyaç duyulmadığından dolayı son üç yıldır harekât düzenlemiyordu.

Irak, BM’in 7.maddesi kapsamında bulunuyor yani BM Irak’ın yanında olmadığı takdirde iç işlerine yönelik sürekli bir müdahale riskiyle karşı karşıyadır. Irak hiç de destekçi olmayan bazı komşularıyla sorunlar yaşıyor. Pek çok Iraklı, buna Irak hükümeti de dâhil, dış nüfuzdan özellikle de arttığına inanılan İran nüfuzundan korku duyuyorlar.  Irak 182 ülkenin bulunduğu Transparency International yolsuzluk endeksinde 175’inci sırada. Petrol zengini olmasına rağmen gelirin büyük bir kısmı memur maaşlarına ve yolsuzluğa akıyor ve yatırım için hiç para kalmıyor.

Soru şu: Amerikalılar Irak’tan gerçekten çekiliyorlar mı? Veya pencereden içeri girmek üzere kapıdan dışarı mı çıkıyorlar? Bağdat’taki Amerikan büyükelçiliği Beyaz Saray’dan iki kat daha büyük. Bu dev komplekse ilave olarak, Erbil, Kerkük ve Basra’da üçü diplomatik toplam 10 tesis daha bulunuyor. Irak’ta kalacak olan 15-16 bin civarındaki personelin en az 10 bininin görev alanı güvenlik. Amerikalılar Irak ekonomisinin tüm sektörlerinde varlık gösteriyorlar ve yüz milyonlarca dolar değerindeki programları yürütüyorlar.

Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin Washington’a yaptığı son ziyaret, ABD’nin Irak’taki derin dahlini teyid etmiştir. Obama, misafirine Irak’tan yüz çevrilmeyeceğine dair güvence verdi. ABD Irak’ı tüm cephelerde desteklemeyi sürdürecek. Maliki, muhalifleri Amerikan çekilişiyle birlikte onun zayıfladığını hissetmesinler diye iktidar tabanını güçlendirmek için bu güvenceye ihtiyaç duymuştur. Irakla ilgili 7.maddenin getirdiği kısıtlamalardan kurtulmak için de Amerikan gücüne ihtiyaç duyulmaktadır. Suriye’de Beşşar Esad rejiminin düşmesinden sonra yaşanabileceklerden de endişe duyuyor. Maliki, hasım Arap devletlerle birlikte Irak’taki İslamcı Şii partilerin gücüne zarar verebilecek olan Esad’ın muhtemel halefine, Müslüman Kardeşlere, güven duymuyor. Ancak Maliki ABD’yle yakın ilişki halinde kalırsa Washington muhtemel tehditleri azaltmak üzere gücünü kullanacağından dolayı bu tehlike ortadan kalkabilir. Maliki, ABD’yle ilişkilerden hiçbir şartta taviz vermeyecek açıkgöz bir politikacı olduğunu ispatlamıştır. Amerikalılar altı yıl boyunca iktidarda kalması için ona yardım ettiler ve Maliki Irak’ın istikrarını koruyup İran nüfuzunu asgaride tuttuğu müddetçe yardım etmeye de devam edeceklerdir. Maliki, muhaliflerinin resmetmeye çalıştığı gibi bir İran maşası değildir muhakkak ama eğer başarılı olacaksa, İran’ı da yanında tutması gerektiğini biliyor.

Obama’nın da hem ABD’de hem de ABD dışında Maliki’nin desteğine ihtiyacı var. ABD başkanı ülke içerisinde Amerikan kayıplarının pisi pisine olduğu gerekçesiyle eleştiriliyor. Duygusal tezatlar, İran karşısında kaybetmesine yol açtı – ki İran, ABD’nin bıraktığı boşluğu dolduracağını açık etti. ABD politikası ve nüfuzu, Irak’taki başarısızlık algısından dolayı Arap dünyasında zor durumdadır. Araplar, İran’ın ABD’yi mağlup ettiğine inanıyorlar. Bu yüzden de Obama, Irak’ı İran nüfuzundan uzak tutmak ve Tahran’ın Irak’taki müttefiklerini bastırmak için Maliki’ye ihtiyaç duyuyor.

El Kaide mağlup edildi ve bu hamlenin başarılı olmasında Iraklı Sünnilerin büyük yardımı dokunmuştur. Iraklı Sünnilerin pek çoğu marjinalleştirilme duygusuna kapılsalar da mevcut rejime zarar verme arayışında değiller ve eşit ortaklar olarak muamele edildiği ve yönetimde hassas görevler verildiği takdirde istikrar elde edilecektir. Maliki’nin Amerikalı dostlarından gelen bu yöndeki tavsiyelere kulak vermesi bekleniyor.

Askerlerini çekmesi, Washington’ın Irak’taki gelişmeleri etkileme kabiliyetini azaltmayacaktır. Tam aksine, Amerika dokuz yıldır taşıdığı “işgalci” yükünden kurtulacaktır. Böylelikle Irak’ta kendisine en çok ihtiyaç duyulan alanlarda gerçek desteği sunmaya ve emekleyen Irak demokrasisini koruma yardımına yönelebilecektir.

Yazar hakkında: Gazeteci; Saddam Hüseyin’den sonra kurulan ilk hükümette sözcülük görevi yürütmüştür.

Kaynak: Bitterlemons                     

Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı