Orta Doğu’da büyüyen cihatçı aşırılık tehdidi, Ukrayna’daki son gelişmelerden dolayı ABD ve Rusya arasında giderek tırmanan gerginliği gölgede bıraktı. Orta Doğu’da ortaya çıkmakta olan senaryonun felaketlere yol açacak sonuçları büyük ölçüde gözden kaçırılıyor.

Ukrayna “dosyası” ancak gaz piyasalarının yeniden düzenlenmesine ve nüfuz sahalarının da dünya güçlerinden biri ya da bir grup ülkenin lehine olarak yeniden bölüşümüne yol açabilir. Bu arada Irak ve Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) yükselişi, uluslararası hukuk sistemini tahrip edecek küresel istikrarsızlığa yol açabilir.

Orta Doğu uzmanları, Washington ve Riyad’ın El Kaide ve onun lideri Usame Bin Ladin’le ilişkilerinde, en başta ABD tarafından mali yardım yapılmasından, düşmanca eylemlerinden dolayı El Kaide’yi terörist örgüt ilan edip Usame Bin Ladin’i de fiziksel olarak ortadan kaldırmaya varıncaya kadar tüm safhaların pekala farkındalar. IŞİD’in mevcudiyeti halen ABD tarafından faydalanılabilecek bir şey olduğu için, Bağdat’ta yeni bir çok mezhepli hükümet kurulduktan sonra IŞİD’in Şam’ı yerle bir etmek üzere gönderilmesini bekleyebiliriz. Bu da üç senedir her gün gözaltına alınma ve fiziksel olarak ortadan kaldırılma korkusuyla yaşayan Suriye halkının yeni bir barbarlık ve kölelik devriyle karşı karşıya kalacağı anlamına geliyor.

Washington ve Tahran’ın, Irak’ta yeni bir hükümet kurulma sürecini yakından takip ettiği bilinen bir gerçektir. Ve her ikisi de bu süreci azami seviyede etkilemeye çalışıyor.

Bu arada Suriye’de insani durum da Suriye’nin komşularını -Ürdün, Lübnan, Irak ve Türkiye- etkilemeye başlayacak noktaya doğru olanca hızıyla kötüleşiyor. IŞİD hangi istikamete doğru yayılacak olursa olsun, er ya da geç Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerini hedef alacaktır.

Washington’daki düşünce kuruluşlarının da IŞİD’in ABD güvenliği ve ABD’nin Orta Doğu’daki müttefiklerinin huzuru için teşkil ettiği tehdidin tamamen farkında olduğu hususunda sizi temin ederim. Beyaz Saray’ın ne tür bir strateji benimseyeceği bir yana saatli bomba zaten işlemeye devam ediyor.

Bu esnada Rusya ise Orta Doğu’daki tüm büyük oyuncularla yakın bağlarını korumaya devam ediyor. Rusya da IŞİD’in ülke güvenliğini tehlikeye sokabileceği gerçeğinin çok iyi farkında. Rusya’nın NATO’yla ilişkileri NATO’nun yayılma planları ve eski Sovyetler Birliği bölgelerinde devam etmekte olan ihtilaflar sebebiyle tarihin en düşük seviyelerine inmiş olsa da Rusya, IŞİD’e karşı savaşında Batı’yla iş birliği yapmaya gönüllü olacak gibi görünüyor. Kremlin’in yardımı, özellikle bugünlerde IŞİD militanlarıyla savaşan Kürtlerle görüşmelerde faydalı olur. Moskova, Şam’ın talebi üzerine Suriye’deki İslamcı mevzilerine hava saldırıları gerçekleştirmeye gönüllü olmalıdır. Aynen ABD’nin Irak’ta IŞİD’i bombalamasında olduğu gibi… Bu bombardımanın etkili bir karşı önlem olduğu ispatlandı.

Suriye ve onun komşu ülkelerdeki mültecilerine uluslararası insani yardımlar önemli olsa da ülkedeki durumu istikrara kavuşturmak için hayati ehemmiyette rol oynayabilecek gelişmeler, Suriye’nin iktisaden düzelmesini sağlayacak girişimlerdir. İhracat gelirlerinin sosyal güvenlik ihtiyaçlarını karşıladığı, petrol bakımından zengin Irak’ın aksine, savaş yüzünden mahvolmuş Suriye’de hayat şartlarını geliştirmenin tek yolu dış yardım ve yatırımlardır. Buna da tek bir mani var: Şam’daki rejime karşı AB ve ABD tarafından uygulanan iktisadi yaptırımlar. Bu durumda bizim şöyle bir fasit dairemiz oluyor: Suriye hükümeti sosyal altyapıyı, enerji üretimi ve petrol ve gaz ihracını sürdüremiyor, daha önce Suriye’de çalışmış olan Kanada’dan Suncor Energy, Hırvatistan’dan INA, İtalya’dan ENI, Fransa’dan Total ve İngiltere’den Gulfsands Petroleum gibi yabancı şirketler ise yeniden ülkeye gelmeye istekliler lakin bu, devam etmekte olan uluslararası yaptırımların ihlali olur. Bu yüzden Suriye’deki projeler, kendi çıkarlarının peşinde koşan bölgesel gruplar tarafından kötü bir şekilde idare ediliyor. Yine de bugün Suriye’de nispeten iyi idare edilen projeler, elektrik sektöründe faaliyet gösteren Çin’den Sinopec ve Rusya’dan Stroytransgaz’dır. Diğer bir Rus şirketi Soyuzneftegaz ise şanını tehlikeye atmama ve uluslararası yaptırımlar sebebiyle sonunda büyük gaz sahalarını terk etti. Irak’taki durumda olduğu üzere, devam etmekte olan istikrarsızlığa rağmen Suriye’deki işlerine yeniden başlamak isteyen uluslararası şirketler için yaptırımların zayıflatılması hatta kaldırılması gerektiği açıktır.

Tamamen ekonomik gerekçelerle Suriye’deki operasyonlarına yeniden başlaması AB için de son derece faydalı olacaktır. Doğu Akdeniz’de petrol ve gaz yataklarının geliştirilmesi, AB’ye enerji arzını çeşitlendirme imkanı verecek ve onlarca yıl onun enerji güvenliğini sağlayacaktır.

İslamcı militanlar son zamanlarda çok sayıda petrol sahasının yanı sıra Shaar doğal gaz sahasını da ele geçirmeyi başardı. Bu durum, Suriye ekonomisinin çökmesini tetikleyebilir. Bu gidişat yeni mülteci dalgalarıyla karşı karşıya kalarak Suriye’nin tüm komşularına darbe indirebilir. BM Mülteciler Yüksek KomiserliğiTürkiye temsilcisi Carol Batchelor’a göre, 2014 sonunda sadece Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin sayısı 1,5 milyona ulaşacak.

Başkan Obama, Amerikalı gazeteci James Foley’in kafasının kesilmesini yorumlarken, yayılmasını önlemek üzere IŞİD kanserinin kökünün kazınması için ortak çaba sarf edilmesi çağrısında bulundu. Obama’nın Rusya karşıtı muhalefet sebebiyle Rusya’yla iş birliğini Irak ve Suriye’de uygulanabilir bir seçenek yapamadığı görülüyor. Washington için Esad’la barış yapmaksızın Irak ve İran’ı IŞİD’e karşı savaştırmak kolay olabilir. Ama cihatçılarla savaş, uygun müttefikler bulma meselesi değil, büyüyen tehdide karşı etkili bir şekilde karşı koyma kabiliyetidir.

Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri arasında Ukrayna konusunda yaşanan gerginliğe rağmen bu iki ülke dünyada belli alanlarda ortak jeopolitik menfaatleri paylaşıyor. Bu iki ülke, bu vesileyle IŞİD’e karşı ortak tedbirler alabilmelidir. Küresel IŞİD meselesi, Washington ve Moskova için taktiksel bir ittifak kurmalarına yetecek kadar önemlidir.

Kaynak: New Eastern Outlook

Dünya Bülteni için çeviren: Mehmet Şeyhoğlu