BU soruya iç politika açısından cevap aramak yanıltıcı olur. Çünkü Erdoğan'ı destekliyorsanız peşinen olumlu, karşıysanız peşinen olumsuz bakarsınız.
Doğru bakış açısı problemin ne olduğunu ve ABD gezisinde alınan kararların uygulamada ne anlama geleceğini araştırmaktır.
Problemin ne olduğunu Org. Hilmi Özkök, arkadaşımız Fikret Bila'ya yaptığı açıklamada ortaya koyuyor: "Sınır ötesi operasyonla PKK bitirilemez..."
1990'larda 30 bin askerle yapılan operasyonlarla bitirilemedi nitekim. Ama sınır ötesi operasyonlar PKK ile silahlı mücadelede "uygun şekilde" kullanılması gereken bir faktördür.
Uygun şekil nedir? Evvela, bugünkü dünyada 'istila' görüntüsü verecek ve Türk ordusunu mahalli unsurlarla çatışmak zorunda bırakarak bir Türk-Kürt savaşına yol açacak büyük çaplı kara harekâtından kaçınmaktır. Askeri gücümüz olmadığı için değil, siyaseten çok yanlış olacağı için!
Bugünkü dünyada uygun şekil; PKK'nın tesis ve militanlarının bulunduğu yerleri hava gücüyle vurmak, çok gerekli hallerde özel timler indirerek noktasal operasyonlar yapmaktır.
İşte bunun için "istihbarat" zorunludur, ABD'den bu sağlanmıştır; fakat...

Teknolojik istihbarat?
Amerika'nın kendisi Afganistan ve Pakistan dağlarında El Kaide ve Taliban terörünün kökünü kazıyamamıştır. Bütün uydu istihbarat teknolojisini seferber ettiği halde!
Yine de ABD'den modern teknolojiye dayalı istihbaratı almak önemlidir.
Başbakan'la beraber ABD'ye giden Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Ergin Saygun'la ABD'li meslektaşı Org. James Cartwrigt'ın hemen çalışmaya başlaması güven verici bir ilk adımdır. İstihbarat ve operasyon çalışmalarının eşgüdümüne Irak'taki Amerikan Komutanı Org. David Petraeus da katılacaktır.
Emekli generallerin değil, operasyonel yetkisi olan komutanların çalışması söz konusu bu defa. ABD tarafında bir gevşeme olursa bunu herkesten önce bizim Genelkurmay fark edecektir. ABD'nin bu desteğini baştan sona kararlılıkla yürütmesi gerekecektir.
Ama sınır ötesi büyük kara operasyonları PKK'yı bitirmeyip sadece kayıplar verdirdiği gibi, şimdi istihbarata dayalı nokta operasyonları da PKK'yı bitirmeyecek, kayıplar verdirecektir.

Etnik milliyetçilik?
Etnik milliyetçiliğe dayalı terör, sadece silahlı hareket değildir; siyasi ve toplumsal kaynakları hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir.
Siyaset deyince, ABD'nin PKK'ya karşı daha kararlı bir tavır takınması önemlidir. Sadece "terör örgütü" değil, Bush'un ağzından "düşman" olarak ilan edilmesi siyaseten son derece önemli bir yeni gelişmedir.
PKK madem ABD'nin de düşmanıdır, tabii şimdi ABD'nin Irak'taki dostu Barzani'yi nasıl yönlendirdiğine bakacağız!
PKK'ya karşı Amerika'nın daha kararlı bir siyasi tavır alması, TSK'nın yapacağı operasyonlar için istihbarat desteği vermesi, yüksek askeri düzeyde koordinasyon kurulması elbette olumludur... Gezinin başarı hanesine yazılacak hususlardır.
Fakat bütün bunlar "ilk adım"dır, tam bir hüküm vermek için bundan sonraki adımları görmek gerekir.
ABD'nin bu konudaki tavrına göre Türk-Amerikan ilişkilerindeki kuşkular ya artacak veya azalacaktır.
En önemli mesele PKK'nın "içimizdeki" etnik milliyetçilikten beslenmesidir. Etnik milliyetçilik nasıl etkisiz hale getirilebilir? Cevabını asıl araştırmamız gereken soru budur.

Kaynak: Milliyet