Çin ekonomisi yavaşlarken ve hükümet reformlardan uzaklaşırken dahi Başkan Xi Jinping, ülkesini daha büyük bir uluslararası rol üstlenmeye hazır bir küresel güç olarak resmetmek için elinden geleni yapıyor. Ancak bu hiç de öyle kolay değil.

Xi’nin, Çin’in uluslararası prestijini arttırmak için ortaya koyduğu efor şüphe götürmez. Geçen Kasım’da, Manila’da Asyalı liderlerle toplanarak yılı yüksek profilli bir seyahat ile bitiren Xi, bu seyahatte Çin’i (geçtiğimiz yıllarda dünyanın dört bir tarafında yabancı desteklere ve yatırımlara milyarlarca dolar temin eden Çin’i) küresel bağışlara öncülük eden bir ülke olarak övdü.

Ortadoğu’ya bakarsak Çin firmaları İran’ın başkentinde bir metro ve Suudi Arabitan’da hızlı tren yolu inşa ediyor. Geçen Temmuz’da Mısır, Çin ile 10 milyar Dolar tutarında 15 projeyi kapsayan bir anlaşmaya vardı. Çinli yetkililer Latin Amerika’daki yeni altyapı anlaşmalarından 250 milyar Dolar gelmesini öngörüyor.

Çin’in erişilmesi en güç inisiyatifi ise tarihte karadan ve denizden Çin’i Asya’nın kalanına, Ortadoğu’ya ve Avrupa’ya bağlayan İpek Yolu’nu tekrar oluşturmayı hedefleyen “bir şerit, bir yol” girişimi. 40 milyar Dolarlık İpek Yolu Fonu ve geçen yıl devreye sokulan 50 milyar Dolarlık Asya Altyapı Yatırım Bankası (AAIB). AIIB birçokları tarafından Dünya Bankası’na rakip görülürken, İpek Yolu yapımının çoğunu finanse etmeyi taahhüt ediyor.

Geçtiğimiz Eylül’deki Birleşmiş Milletler toplantısında –az gelişmiş ülkelere 2 milyar Dolar yatırım fonu ile başlayan sürece 2030’a kadar 10 milyar Dolar daha taahhüt edilmesinden sonra- Xi, Çin’in uluslararası yardım ve yatırım sağlama konusunda Birleşmiş Milletler ile aynı düzeyde bir görüşe sahip olduğunu vurguladı. Hatta Xi, Çin’in “adaleti menfaatlerin önünde tuttuğunu” da vurgulayarak belki de moral açıdan üstünlüklerini dahi iddia etmeye yeltendi.

Fakat Çin’den en ayrıcalıklı şekilde yararlananlar dahi Çin’in sunduğu modelden ve güttüğü saikten şüphe duymaya devam ediyor. Çünkü çoğunlukla Çin’in yardımları öncelikli olarak bir iş teklifi olarak sürüyor. RAND Corporation tarafından 2013’te yapılan araştırmaya göre Çin yardımlarının ve resmi finasmanının yüzde 80’inden fazlası, ham madde ihracını ve bunların Çin’e taşınması için gerekli olan yol, köprü ve limanların inşasını içeriyor.

Çin yardımlarının maddeleri de kayda değer şekilde geleneksel bağışçılardan farklılaşıyor. ABD, Avrupa ve Japonya’dan gelen yardımlar asıl olarak hibe şeklinde geliyor fakat bunun tam tersine Çin yardımlarının üçte ikisi, Çin’in ihracat-ithalat ve gelişim bankaları ile fonların aslan payını temini eden devlet teşekkülleri tarafından finans projeleri ve materyal için krediler şeklinde veriliyor. Bu kredilerin yarıdan fazlası “bağlı” ve bu da şu manaya geliyor ki bu krediler Çin şirketlerinin tedariki için kullanılmak zorunda.

Çin’in 2014 dış yardımlarına dair raporlarında yer aldığı kadarıyla imtiyazlı krediler (sübvanse edilmiş faiz oranları ile finanse edilmiş krediler) 2010’den 2012’ye kadar (toplam dış yardımların yaklaşık yüzde 8’ine tekabül eden faizsiz kredilerin düşüşe geçtiği periyot) neredeyse iki katına çıkmış ve bunlar şu an Çin’in yardım programının yüzde 56’sını oluşturuyor.

Kısacası Xi, Eylül’deki Birleşmiş Milletler konuşmasında yeni kredi indirimlerini ve dünyanın en fakir ülkelerinde eğitim ve sağlık için verilecek ek fonları vurgularken Çin’in yardımları pazarlık olmaksızın devam ediyor ve bolca aldatmaca ile geliyordu.

Xi için asıl soru, bu tip bir yardımın hâlâ kendisinin gözettiği politik kazanımları getirip getiremeyeceği. Amerikan bir araştırma projesi olan AidData tarafından yeni yapılan bir araştırmaya göre kalkınma yardımı her zaman nüfuzu arttırmıyor. 126 ülkeden 300 kıdemli yetkili Çin temsilcilerine “gündemi belirleyici nüfuz” hususunda düşük puanlar verdi ve Çin’in kalkınma tavsiyelerinin kalitesini neredeyse en düşük kalite olarak sınıflandırdı ki bu da üstü kapalı bir şekilde Çin’in statik ekonomik modelinden verilen dersleri kapı dışı etmek anlamına geliyordu.

Çin’in ekonomik yavaşlaması ise büyük olasılıkla ondan gelecek yardımlara dair olumsuz bakışı da pekiştiriyor. Çin’in bir bağışçı olarak son on yıldaki performansı değerlendirildiğinde RAND araştırması, Çin’den ulaşan yardımların; taahhüt edilenin kaydadeğer miktarda gerisinde kaldığı sonucuna varıyor.

Örneğin Pakistan ve Endonezya’da Çin multi-milyar Dolarlık taahhütlerinin yüzde 10’undan daha azını gerçekleştirdi. Proje yardımlarında ertelemeler olağan olsa dahi Çin’in durumuna baktığımızda yavaşlayan ekonomik gelişme, o projelerin iyice uzamasına sebep olabilir. Hepsinden öte, bu projeler öncelikli olarak Çin piyasası için kaynakları ele geçirmeye odaklanıyor ki bu da projeleri Çin’in ham madde için değişen iştahına bağlı kılıyor.

Aynı şekilde bugün Çin’i insani krizin olduğu hiçbir yerde bulmak mümkün değil. Bu da Xi’nin gerçekten ülkesinin sahip olduğunu iddia ettiği duruşun gerekleri olan sorumlulukları omuzlamayı arzu edip etmediği konusunda şüpheleri arttırıyor. Aslında Çin uzun süredir zayıf miktarda insani yardım tedarik etmesi sebebiyle eleştirilere maruz kalıyor.

Suriye yerinde bir şekilde örnek verilebilecek son örnek olacak. Geçen Kasım ve Aralık’ta Çin, Suriyeli mültecilere insani destek için –oldukça saygıdeğer bir şekilde-16 milyon ve 6 milyonluk ek yardımlar yapacağını ilan etti ki bu ek yardımlarla toplam miktar 60 milyon olacaktı.

Aynı anda ABD, geçen Mart Suriyeli mültecilere toplam yardımını 3.7 milyar Dolar’a yükselttikten sonra, 508 milyon Dolarlık ek bir taahhüt daha temin etti. Avrupa Birliği ülkelerinden gelen 1.2 milyar Dolar değerinde yeni taahhütlerle beraber ise Avrupa’dan gelen toplam yardım 4.5 milyar Dolar’a ulaşmıştı.

Tabi ki dış yardımlar Çin’in uluslararası rolünü ve duruşunu geliştirmek için sadece bir araç. Fakat Xi bunun asıl öncelik olduğunu, BM’de Çin’in kendi kalkınma tecrübesini diğer ülkelerle paylaşmaya, diğer ülkeleri yine fırsatlarla desteklemeye ve “onları Çin’in kalkınmaya dair hızlı treninde ağırlamaya” hazır olduğunu deklare ederek açıkça belli etti. Fakat maalesef  Xi’nin tüm dış yardım stratejisinin doğası, Çin için politik geri dönüşler açısından ağır rötarları temin ediyor.

Kaynak: Project Syndicate
Dünya Bülteni için çeviren: Deniz Baran