Ortadoğunun işgali hegomonik savaşı haber veren bir kuşatmaydı. Amerika, Avrasya ekseninde muhtemel rakiplerine karşı pozisyonunu kaybetmemek için jeostratejik ve jeoekonomik alanları elde tutmaya çalışırken aynı zamanda İslam dünyasının 'paradigmatik meydan okuyuşu'nun önünü kesmeye çalıştı. Stratejik değere (insan, kültür; enerji) sahip ortadoğuda verilen hegomonik mücadelede aynı zamanda insanlığın geleceğini, medeniyet alternatifini de boğmayı hedefliyor.
Afrika hegomonik mücadelenin en acımasız biçimde ortaya çıkacağı ikinci coğrafya olacağa benziyor. Batının "ilkel insan, geri kalmış kültür" gözüyle baktığı Afrika, Amerika'nın yeni stratejisi çerçevesinde adım adım kuşatılıyor. Bush Kuzey Afrika'dan Kara Afrika'ya kadar geniş alanda giriştiği hegomonik kuşatmada sömürgecilik sonrası henüz soluklanan bu kıtanın yerlilerinin kanı, toprağı, kaynakları üzerinde zar atıyor adeta.
Sudan'da, Somali'de iç savaş adıyla çıkarılan çatışmalar yaşlı kıtanın tüm birikimini tüketirken ülkeler parçalanıyor, milyonlar çatışmada ya da açlıktan ölüyor. Ayakta kalana ise teslim olmaktan başka seçenek bırakılmıyor.
Bu arada terörle mücadele adına akıl almaz yöntemlere başvurarak insanların hayatı karartılıyor, işkenceden geçiriliyor. Somali-Kenya-Etopya üçgeninde yaşanan insanlık dramı ta Guantanamo'ya kadar uzanıyor. Bu konuda bu zamana kadar insan hakları kuruluşlarının ilgisini çekmeyen bir işkence ve ölüm döngüsü ortaya çıktı.
Aşağıda bir kısmını vereceğim işkence trafiğini Nairobi merkezli Muslim Human Rights Forum -MHRF (Müslüman İnsan Hakları Forumu) belgeleyerek rapor halinde yayınladı. Tam 51 sayfalık raporda Afrika boynuzunda yaşanan işbirlikçi yönetimlerin desteğiyle Guantanamo'da sona eren insanlık suçunu su yüzüne çıkarıyor.
Müslüman İnsan Hakları Forumu (MHRF) raporuna göre en az 100 kişinin 2007 başlarında Kenya'da tutuklanıp Somali'ye getirildiğini, buradan da Etiyopya'ya götürülerek sırra kadem bastıkları anlaşılıyor. Gizli ve kayıtsız bu yoğun insan sevkiyatının Somali'de, Etiyopya işgal kuvvetleri ile Somalili direnişçiler arasında çatışmaların başlamasından hemen sonra Aralık 2006 ve Ocak 2007'de gerçekleştiği belirtiliyor.
Ülkeden ülkeye sevkedilen, tek kişilik hücrelere konulan, kimse ile görüştürülmeyen, insan haklarından tamamen tecrit edilmiş kişiler arasında çocuklar ve kadınların sayısı sanılandan çok fazla. Foruma göre, Somali'deki çatışmalardan Kenya'ya kaçan kişiler mülteci kamplarında Kenya güvenlik güçleri tarafından toplanarak Somali'ye getirildi, burada da işgalçi Etiyopya askerleri tarafından Etiyopya'daki sorgulama ve işkence odalarına gönderildiler. Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'daki gizli hücrelerde sorgulanan ve işkence gören kişiler ya Kenya'da tutuklanıp Somali üzerinden veya Somali'de tutuklanıp Etiyopya'ya getirildiler. Tutuklanan kişilerin bir kısmının da Küba'daki Amerikan hapishanesi Guantanamo'ya götürüldüğü raporda açıklanıyor.
Özellikle Kenya ve Etopya'daki sorgulamalar Amerikan ajanları tarafından gerçekleştiriliyor. İşkenceye ugrayanlar arasında iş adamları, tercümanlar ve yakınlarını arayan kadınlar var.
Dahası terörist olarak aylarca işkenceye maruz kaldıktan sonra izine rastlanmayan, haber alınamayan ya da Guantanamo'ya gönderilenlerin bir kısmı Somali'deki iç savaştan kaçan mülteciler. Kenya ve Etopya polisinin Pakistan'da olduğu gibi para karşılığı gözüne kestirdiği kişileri Amerikan ajanlarına teslim etmiş olmaları da mümkün.
MHRF 2-31 Ocak 2007 tarihleri arasında Kenya içinde 152 kişinin tutuklandığını belgeledi. Bu 152 kişiden 30'u ya Kenya'da serbest bırakıldı veya ülkelerine sınırdışı edildi. 4'ü mahkemelerde hüküm giydi. Diğerlerinin ise başka ülkelere gönderildiği tahmin ediliyor. MHRF verilerine göre, Ocak ve Şubat 2007'de farklı günlerde 117 kişi Somali'ye, oradan Etiyopya'ya götürüldü. Bunlardan bir kısmı Küba'daki Amerikan hapishanesi Guantanamo'ya işkence ve sorgulama için götürüldü.
Kenya hükümeti, sadece Somali'nin Etiyopya kuvvetleri tarafından işgal edilmesine yardım etmekle kalmadı, aynı zamanda sınırın her iki tarafında çatışmalardan kaçanların yakalanması operasyonlarında Amerikan ve Etiyopya istihbaratına, askerlerine aktif desteklerde bulundu. Bu sayede, Etiyopya kara kuvvetleri Somali'nin bağımsızlığı için mücadele veren İslam Mahkemeleri Birliği'ne karşı ABD hava bombardımanları eşliğinde saldırıya geçebildi. Bu saldırılarda çok sayıda sivil hayatını kaybetti.
MHRF raporunda belge ve ayrıntılarıyla gün yüzüne çıkarılan insanlık ayıbı hala devam ediyor. Amerika'nın Afrika çıkarmasının insani ve ahlaki anlamını bu tecrübeden okumakta yarar var. Kolonyalizm deneyimini bu açıdan okuyamayanların Amerika'nın "Afrika çıkarması"nda yaşanalar karşısında vicdani sorumluluk duymaları beklenemez.
NOT: Bu olayın ayrıntıları ve belgelerine www.dunyabulteni.net adresinden ulaşılabilir.