Aynur Erdoğan-DÜBAM- Dünya Bülteni

Pakistan ve Hindistan arasında 1947’den beri büyük bir ihtilaf konusu olan Keşmir’de 27 Ekim “Kara gün” olarak anılıyor. Bu tarih Hindistan’ın Keşmir’i kanlı işgalinin yıldönümü. Bu ayki yuvarlak masa toplantımızda Keşmir’in anısına bir nebze katkıda bulunmak amacıyla Keşmir’i bir sorun yumağı haline tarihi süreci, uluslararası hukuk açısından konumunu, küresel dengelerin etkisini ve Keşmir’deki mevcut durumu konuştuk. Konuşmacılarımız: Mahmut Osmanoğlu (TRT Arapça genel yayın yönetmeni), Nedim Cuhedri (Pakistanlı araştırmacı, doktor) ve Mustafa Özkaya (Elcezire Türk program direktörü).

27 Ekim’de Hindistan askerleri BM kararlarına rağmen işgal başlatmıştı. Nüfus yoğunluğu Müslümanlardan oluşan Keşmir’e, Pakistan ya da Hindistan arasında tercih yapma hakkı veren BM’nin plebisit kararı hala uygulanmadı. İşgale karşı direnen Keşmirliler için de sancılı yıllar başlamış oldu. Konuşmacılarımız, plebisitin Pakistan lehine sonuçlanacağı bilindiği için sürüncemede bırakıldığını ve geldiğimiz süreçte de küresel güçlerin nüfuz savaşından dolayı sorunun çözüme kavuşturulamadığını vurguladılar.

Pakistan ile Hindistan’ın İngiltere’den 1947 yılında bağımsızlığını kazanmasıyla halkı Müslüman olan Keşmir bölgesinde Pakistan hak talep etmiş ancak dönemin Keşmir hükümdarı (mihracesi) Hindistan ile anlaşma imzalayarak bölgeyi bu ülkeye vermişti. Cuhedri bu anlaşmanın halen ibraz edilmediğine dikkat çekiyor ve konuşmacılarımız İngiltere’nin bıraktığı “kirli mirasın” Filistin gibi İslam bölgelerinde olduğu gibi kanlı direniş mücadelelerinin de devreye girdiği uzun zamanlar bölge halklarını mağdur ettiğinin altını çiziyorlar.

Daha önce de Müslüman aşiretler ağır vergiler sebebiyle başkaldırmıştı. Keşmir’in Hindistan’a katılması üzerine Pakistan ve Hindistan arasında ilk Keşmir Savaşı çıkmış ve 27 Ekim 1947 günü Hindistan ordusu Cammu Keşmir bölgesini ele geçirmişti. Pakistan bu savaşta Keşmir’in ancak küçük bir kısmını ele geçirebilmiş, büyük kısım Hindistan’da kalmıştı. Pakistan’ın kuzeyinde bulunan Keşmir, bereketli topraklara sahip bir bölge. Bu sebeple Hindistan’ın vazgeçilmezleri arasında. Ayrıca Çin de Körfeze inen enerji hattını güvene almak ve bölgedeki nüfuzunu artırmak için Keşmir’de bir bölgeyi kontrolü altına almıştır. Şimdi ABD, Rusya, Çin, Pakistan ve Hindistan arasındaki nüfuz mücadelesinin ve yine bu ülkeler arasındaki dengelerin kurbanı olmuş durumda Keşmir.

Konuşmacıların Keşmir’de yaşanan katliam, insan hakları ihlallerine ilişkin verdikleri fotoğrafsa gerçekten tüyler ürpertici. Toplu mezarların ortaya çıkmasıyla daha fazla anlaşılıyor ki, resmi rakamlara yansıyan insani kayıpların oranı gerçeğin çok küçük bir boyutunu yansıtıyor. Keşmirlilerin dünya medyasıyla iletişim kurması engellenirken yerel medya da dahil olmak üzere bölgeye girişler çok kısıtlı. Böyle olunca dünya Müslümanlarının Keşmir’e dair yaptıkları her türlü hatırlatıcı faaliyet büyük önem kazanmaktadır. Konuşmacılarımız bu tür faaliyetlerin artmasının kamuoyu baskısı oluşturabileceğini ve ancak o zaman Keşmir’in uluslararası gündeme gelebileceğini söylüyorlar.

Keşmir toplantımızın Keşmir’i gündemde tutmaya katkısının olmasını ümit ediyoruz ve araştırmacıların istifade edebileceği birçok bilgiyi taşıyan toplantı metnini Dünya Bülteni okurlarıyla paylaşıyoruz.

TOPLANTI DÖKÜMÜ TAM METİN