Aynur Erdoğan - DÜBAM / Dünya Bülteni
Bu ayki yuvarlak masa toplantımızda gündemimize trajedik bir biçimde oturan göçmenlik meselesini konuştuk. Kıyılarımıza minik cansız bedeni vuran Aylan bebekle birlikte sadece iki binli yıllarda Akdeniz’de boğularak ölen insanların otuz bini aşan sayısını en ağır şekilde hissettik. Ancak göçmenlik meselesi nedenlerinin ortaya çıkarılarak sorunlarına çözüm önerileri üretilebilmesi için soğukkanlılıkla ele alınmayı bekliyor. Bu yönde gösterilen çabaların bir parçası olması ümidiyle gerçekleştirdiğimizde toplantıda bu konu üzerinde kafa yoran, emek sarf eden ve yazıp-çizen üç önemli konuğumuz vardı. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yusuf Adıgüzel, Hukukçu Muhterem Dilbirliği ve hukukçu ve aynı zamanda Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Muaz Yanılmaz.
Suriye savaşıyla birlikte görünürlüğü artan göçmenlik meselesinin uzun bir tarihi geçmişi var. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa devletlerinin gelişen sanayileri için ihtiyaç duydukları emek gücü için başvurdukları göçmen kabulü süreci göçmenlik ve mültecilik hukukunun gelişmesini sağlamış olsa da uygulamalar hiç de Avrupa devletlerine giden Doğulu ve Güneylilerin lehine gelişmedi. Özellikle Irak’ın işgali ve Afganistan’a savaşın ardından göçmenlik yeni bir boyut kazandı. Bu süreçleri farklı boyutlarıyla ele aldığımız toplantıda medyada sunulan algıyı parçalayacak önemli tespitler dile getirildi.
Medyada sunulduğu gibi göçmenler en çok Avrupa ülkelerini mi tercih ediyorlar? Avrupa’nın göçmenleri kapılarında bekletmelerinin sebebi, bahane olarak öne sürüldüğü gibi ekonomik kaygılar mı? Türkiye, Macaristan gibi ülkeler göçmenlerin geçişine neden izin vermiyorlar? Türkiye’deki mültecilik hukuk zemini göçmenler için nasıl bir hayat sağlıyor ve durumlarının düzeltilmesi için ne tür düzenlemelere gidilmelidir?
Bunlar gibi birçok sorunun cevabını bulabileceğiniz toplantı kayıtlarının meselenin farklı ve önemli boyutlarını gündeme getirmesini ve araştırmacıların, konu üzerine kafa yoranların, aktivistlerin çabalarına bir katkı sağlamasını umuyoruz.