Hollanda'nın Lahey kentindeki Barış Sarayı’nda gerçekleşen Uluslararası Adalet Divanı (UAD) duruşmalarında, İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarının hukuki sonuçları ele alındı. Duruşmaların üçüncü gününde Türkiye adına sözlü beyanı Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz gerçekleştirdi.
Yılmaz, Gazze'de insani yardıma erişimin tamamen engellendiğini belirtti ve İsrail'in açlığı silah olarak kullandığını söyledi. Türkiye, UAD’den İsrail’in uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini teyit eden bir danışma görüşü talep etti.
"AÇLIĞI BİR SİLAH OLARAK KULLANIYORLAR"
Nuh Yılmaz, sunumunda İsrail’in Gazze halkını zorla yerinden ettiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Gazze halkı yine abluka altında ve bu sefer sıfır insani yardımla. İsrail, açlığı bir silah olarak kullanıyor. Tahliye emirlerinden birkaç dakika sonra yüz binlerce yerinden edilmiş insanı bir yerden başka bir yere sürüklüyor. Evleri, hastaneleri, okulları, sığınakları, kampları ve güvenli bölgeleri hedef alıyor.”
Yılmaz, ayrıca 21 Mart'ta İsrail tarafından hedef alınan Türk-Filistin Dostluk Hastanesi ile yanında bulunan tıp fakültesine dikkat çekerek, Gazze'de tüm sivil altyapının sistematik olarak yok edildiğini belirtti.
“SOYKIRIMA VARAN TOPLU KATLİAMLAR VAR”
İsrail’in hukuki yaptırımlardan kaçtığını belirten Yılmaz, İsrail’in UAD tarafından emredilen geçici tedbirlere de uymadığını ifade etti. Şu değerlendirmede bulundu:
“Gazze'de soykırıma varan toplu katliamlar var. Bu durumun, acil uluslararası müdahale olmazsa Batı Şeria’da tekrarlanması yakın. İsrail’in uluslararası yükümlülüklerini sürekli olarak reddetmesi uluslararası hukuku tehdit etmektedir.”
"UNRWA FAALİYETTE OLSAYDI AÇLIKTAN ÖLÜMLER ÖNLENEBİLİRDİ"
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA)’nın Gazze’deki operasyonlarının durdurulmasının sonuçlarına dikkat çeken Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
“İsrail’in yardım kısıtlamaları ve özellikle çocuklar için ölümcül olan açlık, UNRWA tam kapasiteyle faaliyetlerini sürdürseydi önlenebilirdi.”
Yılmaz ayrıca, Batı Şeria’da barışçıl protestolar sırasında yaşamını yitiren Türk-Amerikan vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi'nin durumunu örnek göstererek, insani yardım gönüllülerinin maruz kaldığı riskleri vurguladı.
TÜRKİYE'DEN AÇIK ÇAĞRI: "DANIŞMA GÖRÜŞÜ YAYINLAYIN"
Türkiye'nin, Divan’dan uluslararası hukuk çerçevesinde İsrail’e yönelik yükümlülüklerin net bir şekilde vurgulandığı bir danışma görüşü talep ettiğini belirten Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye, iki devletli çözüm temelinde kalıcı ve adil bir barıştan yanadır. İsrail-Filistin ihtilafında uluslararası hukuk ve BM kararları esas alınmalıdır.”
DANIŞMA GÖRÜŞÜ DÜZENLEMESİ VE SÜREÇ
UAD duruşmalarında 39 ülke ve 4 uluslararası kuruluş, İsrail’in BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarına ilişkin kanaatlerini paylaşacak. Süreç, 2 Mayıs 2025 tarihinde sona erecek.
İsrail danışma görüşüne ilişkin yazılı beyan sunarken, sözlü duruşmalara katılmama kararı aldı. Danışma görüşü, Divan yargıçlarının müzakereleri sonrasında genellikle 4 ila 6 ay içinde açıklanıyor.