Tanzimat Fermanı, 1839 yılında II. Mahmud'un ölümünden sonra tahta çıkan Sultan Abdülmecid döneminde ilan edilmiştir. Osmanlı Devleti'nin siyasi, idari ve toplumsal yapısında köklü değişikliklere yol açan bu ferman, Batı etkisiyle başlayan modernleşme hareketlerinin resmi başlangıcı olarak kabul edilir.
OSMANLI’NIN GERİLEYİŞİ VE ISLAHAT İHTİYACI
18. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti, askeri alandaki başarısızlıklar, ekonomik sorunlar ve merkezi otoritenin zayıflamasıyla ciddi bir gerileme sürecine girmişti. Bu durum, hem içte hem dışta reform ihtiyacını doğurdu. Avrupa’da gelişen düşünsel hareketler ve sanayi devrimi de Osmanlı aydınlarını ve yöneticilerini etkiledi.
AVRUPA BASKISI VE HUKUKİ GÜVENCELER
Tanzimat Fermanı'nın ilanında bir diğer önemli etken, Avrupa devletlerinin Osmanlı tebaası olan gayrimüslimlerin haklarını savunma bahanesiyle iç işlerine karışmalarıydı. Bu nedenle Osmanlı yönetimi, tüm tebaanın can ve mal güvenliğini, vergi sistemini ve askerlik düzenlemelerini garanti altına alarak dış müdahaleleri azaltmak istedi.
MERKEZİ OTORİTEYİ GÜÇLENDİRME AMAÇLI BİR ADIM
Tanzimat Fermanı, sadece Batı’ya karşı verilen bir mesaj değil, aynı zamanda iç yönetimde merkezi otoriteyi yeniden tesis etmeye yönelik bir adımdı. Devlet, halkla olan ilişkilerini hukuki bir zemine oturtarak hem Müslüman hem de gayrimüslim vatandaşların devlete bağlılıklarını artırmayı amaçladı.
TANZİMAT FERMANI’NIN ÖNEMİ
3 Kasım 1839’da Gülhane Parkı’nda okunan bu ferman, Osmanlı tarihinde bir dönüm noktasıdır. Hukukun üstünlüğü, eşitlik ve vatandaşlık kavramları ilk kez bu kadar net bir şekilde dile getirilmiş ve devletin halkına karşı sorumluluğu vurgulanmıştır. Tanzimat, ilerideki Islahat Fermanı ve Meşrutiyet gibi gelişmelere de zemin hazırlamıştır.